The CoporationYönetmenler: Mark Achbar, Jennifer Abbott ve Joel BakanBir belgesel tanıtmak istiyorum, dünyanın gidişatı hakkında, aslında birçok yönüyle sermayenin günlük hayatımızı nasıl örgütlediği hakkında da diye biliriz. Kişisel olarak nutkum tutuldu. Ne var bildiğimiz şeyler diye biliriz. Ama belgelerle tek tek şirketlerin kirli çamaşırları döküldükçe neyin bir parçası haline geldiğimiz korkunç. Bu anlatıma göre ya zehirleniyor yada zehrin ta kendisi haline geliyoruz.Ben cd’den seyrettim. Zaten sinemaya gelmesi zor gözüküyor. Hele Tv’de yayınlaması imkansız bence. Filmi yoldan aldım eminim DVD si vardır. Şimdi bu filmin bir bölümünü olduğu gibi yazmaya çalışacağım. İnternette de bu belgeler bulunmalı. Özellikle dev şirketlerin kanlı geçmişleri unutulmamalı.Birçok anlatıcı var, önce,Mcheal Moore: Bence 20. yüzyılın anlatılmamış en büyük hikayelerinden biri, özellikleAmerika’da ve Nazi Almanya’sındaki şirketler arasında dönen dolaplardır. Önce Amerika’daki şirketlerin Almanya’yı nasıl yeniden yapılandıracağı konusu ve eski Nazi rejimini destekleyeceği. Ve savaş patlak verdiğinde dair bir yol bulmak. Böylece Genaral Motors Opelin devamlılığını sağlamış oldu. Fort kendi başına işlerini devam ettire biliyordu. Ama CocoCola gibi şirketler kendi başlarına işleri yürütemiyorlardı. Bu yüzden Almanlar için Fanta Portakalı yarattılar ve bu kolanın CocoCola firmasına hala kar edebileceğini gösterdiler. İşte bu yüzden Fanta Portakal içtiğimizde bilin ki bu kolanın kendisini devam ettirip, milyonlarca insan ölürken para kazanmasını sürdürmek için yaratılmıştı.Edwin Black: Hitler 1933’de iktidara geldiğinde, amacı Yahudi topluluğunu dağıtıp yok etmekti. Bu öyle geniş çaplı bir girişimdi ki, bir bilgisayarın sahip olduğu kaynaklara ihtiyacı vardı. Ama 1933’de bilgisayar yoktu. Olan şey IBM firmasının basma kart sistemiydi. Böylece kartlar üzerine farklı satır ve sütunlara basılmış delikler vasıtasıyla bilgi toplana biliyordu. Doğal olarak bu gün olduğu gibi yazılımlar yoktu. Her aday bilgisi elle işleniyor ve bir mühendis kişisel olarak deliyordu. Bu sıra dışı bir girdi yöntem programıydı ve IBM sistemine gereksinim duyuldu. Her tren yolu istikametinde ve her toplama kampında bir IBM sistemine girildi.IBM elbette Alman işbirlikçileri üzerinde hiçbir kontrolleri olmadıklarını söyleye bilir. Ama burada 9 ekim 1941’de Thomas J. Watson’a bir mektup var ve mektupta Almanların yaptıkları her tür iş hakkında bu makalelerin satılmayıp IBM tarafından kiralandığı hakkında her türlü bilgi var.Şirketler artık bu tür istismarları kardan zarar olarak görüyor. Shell, Esman Kodak çevre ihlaliyle suçlu bulunmuş. Pfizer güven ihlali sebebiyle suçlu bulunmuş. General Electric federal hükümet tarafından suçlu bulunmuş ve 9.5 milyon dolar tazminat ödemiş. Mitsubishi güven ihlali gerekçesiyle 1.8 milyon dolar ödemiş.IBM yasadışı ihracattan suçlu bulunmuş. Liste böyle uzayıp gidiyorNot: Yukarıda yazdıklarım sadece küçük bir kısmı daha neler var. Eğer bir gelişim ansiklopedisi yapılsaydı bütün bunların ortaya dökülmesi elzem olacaktı.