bildirgec.org

clemente

11 yıl önce üye olmuş, 5 yazı yazmış. 0 yorum yazmış.

Dünya hakikaten yalan söylüyormuş

clemente | 19 May 2005 12:09

The Coporation Yönetmenler: Mark Achbar, Jennifer Abbott ve Joel Bakan

Bir belgesel tanıtmak istiyorum, dünyanın gidişatı hakkında, aslında birçok yönüyle sermayenin günlük hayatımızı nasıl örgütlediği hakkında da diye biliriz. Kişisel olarak nutkum tutuldu. Ne var bildiğimiz şeyler diye biliriz. Ama belgelerle tek tek şirketlerin kirli çamaşırları döküldükçe neyin bir parçası haline geldiğimiz korkunç. Bu anlatıma göre ya zehirleniyor yada zehrin ta kendisi haline geliyoruz.

Ben cd’den seyrettim. Zaten sinemaya gelmesi zor gözüküyor. Hele Tv’de yayınlaması imkansız bence. Filmi yoldan aldım eminim DVD si vardır. Şimdi bu filmin bir bölümünü olduğu gibi yazmaya çalışacağım. İnternette de bu belgeler bulunmalı. Özellikle dev şirketlerin kanlı geçmişleri unutulmamalı.

Küstah olduğunuz kadar kötüsünüz de

clemente | 14 February 2005 19:35

Artık şöyle bir manzarayı neredeyse her gün görüyoruz.; bir televizyon programındasınız hemen birileri kendisini yırtarcasına ortaya atıyor ve çemkirmeye başlıyor. Yahu sana ne? Dur biraz dinle yada bir fikrin varsa düzgün bir ruh haliyle bunu tartış. Yok sanki biri diğerinin dinine küfür etmiş gibi kendini ortaya atıyor. Bu ne ihtiras böyle? Belki daha önce yazdığım yazıyı ve yorumları okumayanlar ne dediğimden bir şey anlamayacak ama eski yazıya dönmek istemiyorum. Ben daha önce başka sitelere (kendi siteme de dahil, başkaları gibi her yere linkimi atmaya da gerek duymuyorum) dergilere yazdım, yazıyorum da. Ama ilk defa bu kadar düzeysiz cevaplar alıyorum. Bir taraftan da anlamıyorum, hem hakaret dolu mesaj yazılıyor hem de aynı kişiler bana alttan alan özel mesajlar yolluyorlar bu ne şimdi? Komik olan da şu, çok büyük teşhis yapmış gibi feminist falan saptamalarında bulunuyor. Hayata kazmalardan şikayet etmek için bayan mı olmak lazım? Feminist mi olmalıyım? Hiç bir klişeden korkmadım. Keşke her kes sivil toplum kuruluşlarıyla fikir alışverişi yapa bilse hatta yardıma ihtiyacı olan insanlara bir merhem olabilse. Hayır herkes kendine hayran ve bu sebepten kimseyi beğenmiyor, dinlemiyor, acımıyor, tanımaya çalışmıyor. Sadece cevaplarını düşünüyor. Herkes kuyruk acısını diğerinden çıkartıyor, “ben aşık oldum o beni sevmedi bütün kadılar böyle” gibi cümleleri baltayı taşa vurmak uygun bir durum. Apartman toplantılarında kavga eden insanlardan olmaya bu kadar heves etmesek diyorum. Ha bir de genelleme yapıyor denmiş benim için. Bir durum genelleme yapmadan nasıl anlatılır? İsimi vereyim? Önerim boş işlerle uğraşmayalım, internette doğuya yardım eden siteler var tıklayalım ve buralarda kendimize bir kardeş edinelim.

Pornoculardan nefret ediyoruz

clemente | 07 February 2005 11:49

Biz kızlar bu porno illetinden nefret ediyoruz. Hele internetin bu şekil kullanılmasından. Mesela bir internet cafeye giriyoruz birden monitörlerini çekiştiren erkekleri görüyoruz. Biliyorlar aslında ne tür bir insan olduklarını, camın arkasındaki ciğerci kedisi gibi asla kendisinin olamayacağı şeylere bakıyor delirmişçesine. Aslında bunlar kızların karşısında iki kelime edemezler ama (belki de bu yüzden) bulvar gazetelerindeki kızlara genelev kapısındaki gibi yalanır dururlar, zavallılar. Halbuki biraz insan olsalar cinselliğin tek başına yüzen bir tahta parçası olmadığını bilebilirlerdi. Kadınlar bu oyunları hiç sevmez ya sevdiğini mutlu etmek için yada sevdiğini kullanmak için oynarlar. Medyada (inernete) bu zavallıların ilgisini sömürmekten geri kalmaz. İşin acayibi ( ben bunu anladığımda çok geçti ) zeki ve entelektüellerde hata herkesin bayıldığı ünlü zatlarda aynı şeyin peşinde günde defalarca koşar hata bunu terbiyesizce istemeği de hak sanırlar. Daha dün mükremin abinin yazarı üçlü istediğini TVde söylemekten çekinmedi demek ki mükremin, yazarından daha tutarlı bir gençmiş. Sonrada bu salon bey efendileri insan haklarından kadın haklarından falan bahsederler ( Avrupa Birliği duy sesimizi, hala cinsel objeyiz biz karşı takımın gözünde). Halbuki bizim dikkatli olmamız gereken tamda onlarken. Sokaktaki adam salyalarını akıtırken kimden anlayış bekleyeceğiz? Birde erkelere bu pornolarda ki hareketlerin beklentisine girmelerini hiç önermeyiz. Hele ki hart pornlarda kileri, bunların birçoğu işkence kategorisine giriyor. En önemlisi siz önce sevginin ne olduğunu öğrenin sonra sevişmeyi ( bunun için biraz empati yapmalısınız kadın olsaydınız sürekli size sürtünülmesinden hoşlanmazdınız emin olun ). Yani gerçek hayata bir birini hiç tanımayan iki insan beş dakika sonra yatağa girmezler, tabi işin içinde tecavüz, para yada delilik yoksa. Fantezilerinizi her yerde aramanız komik oluyor aslında bizim yapmamız gereken yani kızların sesiz kalmamak ve bu isteklerin normal olmadığını bilmek. Erkek toplumunda yaşıyoruz diye sizin terbiyesizliklerinizi görmezlikten geleceğimizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Hadi şimdi birkaç şiir yazın ve gerçekten sevmek nedir anlamaya çalışın. Dersinizi iyi çalışın ki hayatınıza kadın denen cins girebilsin. Entelektüeller de gerçekten aklınızı düzenleyemiyorsanız mutlaka bir yerden fire vereceksiniz. Unutmayın sizi böyle sevmiyoruz.

Online Mevlit

clemente | 02 February 2005 16:27

Dün gece rüyamda Fatih Terimi gördüm, İtalyanca bir sürü şey anlatı hiç birini anlamadım. Annemi uyandırıp sordum ne manaya geliyor diye. Annem git yat sonun benzemez inşallah dedi. Oturdum bu hayatta anlamadığım diğer şeylerin listesini çıkarttım ki hakikaten bazıları kabusum oluyor. Bakalım siz işin içinden çıkabilecek misiniz?

Reklamlarda, istenmeyen tüylerden bahsedip dururlar, sanki istenen tüyler varmış gibi (dikkatinizi çekerim saç hiçbir zaman tüyden sayılmaz, sayılsaydı o zaman tüylerimi kısaltmaya gidiyorum falan denirdi)

Yeşil sahalarda görmek istemediğimiz hareketleri neden tekrar tekrar televizyonlar gösterir?

RUHTAKİ MORLUK

clemente | 30 January 2005 16:17

Türkiye’de her üç kadından biri dayak yiyor. İstatistikler söylüyor. Bu öyle korkunç bir rakam ki gözünüze sokmak istiyorum. Mesela süper ligde üç takımdan biri küme düşse yer yerinden oynar. Yada devlet buyursa, her üç evden birine artık su veremeyeceğiz bunu sineye çekin dese nasılda deliririz. Ama kadınlar sesizce dayak yiyor ve bu kendi kaderi oluyor. Eğitim şart diyenlere de lafımız var. Aile içi şiddet en çokta eğitimli ailelerde baş gösteriyor. Nedir bu adamları çileden çıkartan. Yada evliliği insanlar ne zannediyor da sonunda adamlar dayağı meze yapıyor? Benim bildiğim kızlar toplum içinde rahat edebilmek için evleniyor. Ve tabi ki sınıf atlayıp birini kendine direkte yapmak da önemli. Ya erkeler, kültürümüzde olmayan flörtün ileri aşamaları için evliliği göze alıyor. Tabi hakkı olduğunu sandığı her türlü hizmeti de bonus olarak görüyor. Erkeğin kum torbası kadınlar, her türlü başarısızlığın kaynağı olarak da belleniyor. Bilmiyoruz, ilişki nasıl kurulur bilmiyoruz. Ya bir birimizi kene gibi emiyoruz. Yada kullanıyoruz. Halbuki zift gibi yalızlığımızı dağıtsın diye hayatımıza kabul ettiğimiz manitamız bir anda düşmanımız oluyor. Biz ayrı dünyaların insanlarıyız. Siz, kadınların hem seksi hem hanım hanımcık, hem güçlü yeri gelince itaatkar olmasını istiyorsunuz. Kızlar sözünün arkasında duran, yalan söylemeyen annelerine işte bu adam diye bilecekleri birini istiyor. İşte bu iki denklemde hayata hiç uymuyor. Fantezi kurmakla meşgul erkeklerin zihinleri ne yazık ki birilerini mutlu etmek için düşünmeyi beceremiyor. Karanlık üzerimize dayak olarak düşüyor. Bu öyle bir acı ki ruhta morluklar, içte kanamalar yaratıyor beyler.