10 Ekim 1985 tarihinde hayatını kaybeden aktör, yapımcı, senarist ve yönetmen kimliğiyle sinema sanatına çok değerli eserler kazandıran Orson Welles‘in, New Yorklu senarist Herman J. Mankiewicz ile senaryosunu yazdığı, yönetmenliğini ve yapımcılığını tek başına üstlendiği 1941 yapımı “Citizen Kane“, yüzlerce yapıma ilham yeren ve bir devrin başlangıcı olan ‘ilkler’den biri. 1942 yılında, ‘En İyi Senaryo’dalında Oscar Ödülü kazanan film, ‘En İyi Erkek Oyuncu’, En İyi Yönetmen’ (Orson Welles), ‘En İyi Dekorasyon’ (Perry Ferguson, A. Roland Fields, Van Nest Polglase, Darrell Silvera), ‘En İyi Görüntü’, ‘En İyi Görüntü Yönetmeni’ (Gregg Toland), ‘En İyi Düzenleme’ (Robert Wise), En İyi Müzik (Bernard Herrmann) ve ‘En İyi Ses Düzenleme’ (John Aalberg) olmak üzere, toplam 7 dalda Oscar’a aday oldu.Charles Foster Kane, serveti sayılamayacak kadar çok olan, bir çok gazete ve fabrikanın sahibi bir iş adamıdır. Paha biçilemeyen, devasa Xanadu Sarayı’nın sahibi olan Kane’in en büyük tutkusu, heykel koleksiyonu yapmaktır. 1868 yılında, annesi Mary Kane’e bırakılan küçük bir servet sayesinde milyoner olan Kane, bir kısım yurttaşları tarafından ‘faşist’ olarak nitelendirilmektedir.1916 yılında, Başkan’ın yeğeni Emily Norton’la ilk evliliğini gerçekleştiren Kane, 16 yıl sonra, ikinci evliliğini, yolda tanıştığı bir şarkıcıyla yapar. Opera şarkıcısı olan Susan Alexander için 3 milyon dolar değerinde bir opera binası inşa ettiren Kane, servetini açtığı karısı tarafından terkedilir. Zengin ve itibar sahibi olan Kane’in sözü, ülke politikacılarından, resmi gazetelere kadar, herkese, her şeye geçiyordu. Sahip olduğu gazetelerle bile ülke gündemini değiştirecek kadar kudretli olan Kane’in yüksek egosu, karısı tarafından terkedildiğinde bile zarar görmeden, ‘benci’liğini kollayarak devam etmektedir.

Bir süre sonra, ülkenin güçlü bir ekonomik krize teslim olmasıyla para kaybetmeye başlayan Kane’in gazeteleri, birer birer kapanır. Fabrikalarıyla birlikte, sahip olduğu itibarını da kaybetmek üzere olan Kane, 4 yıl sonra hayatını kaybeder. Her gazeteye manşet olan Charles Foster Kane’in ölümü, ülkede büyük yankı uyandırır. Öyle ki, medya, Başkan’ın olası ölümünün bile, Kane’i kaybetmenin yanında sönük bir haber olacağını düşünmektedir. Kane’i manşetten düşürmemeye kararlı bir takım gazeteci, şimdi de Kane’in ölmeden önce söylediği sözcüğün anlamını araştırmaya başlar; “Rosebud”.Welles’in başrolde yer aldığı filmde, Dorothy Comingore, Agnes Moorehead, Ruth Warrick, Joseph Cotten, Ray Collins, Erskine Sanford, Paul Stewart, George Coulouris, Sonny Bupp gibi isimler de yer aldı.