Bugün belki de dün… Tam olarak hatırlamıyorum -aslına bakılırsa hatırlamak işime gelmiyor-, ancak şunu seziyorum ki biz bir şeylere karşı kendimizi ön yargı ile kurban ediyoruz. bilim bunun en sabit örneği -burada sabitlik ön yargıdan kaynaklanıyor-… Asıl söylemek istediğim, bilim ilerliyor mu yoksa kendini kandırmakta yeni formüller mi buluyor emin değilim….
bugün belki de dün, neye göre zamanı söylüyoruz, bu günü aslında bu gün yapan ne. güneşin içerisindeki helyum atomlarının kendi çapında parçalanıp bölünmesi bizi nasıl bu kadar kavramsallaştırıyor. bugün aslında bilim hiç ilerlemedi, yeni hiç bir şey olmadı, bilim adamları yeni bir buluşa daha imza atmadılar, onların tek yaptığı -onlar kelimesi beni de içeriyor, bir kaç zaman sonra ben de onlar kelimesi içerisinde vücut bulacağım, bilim adamı olarak- zaten var olan bir şeyi görmek. onlara şunu söylemek isterdim tabii o yoğunlukları içerisinde küçük görmelerini bırakabilirlerse, gördüklerinizi, bilim saydıklarınızı eski binaları yamamak için değil, yenibinaları inşaa etmek için kullanın. belki gerçekten de yeni bir keşif yapabilirsiniz. kelimelerinizi ve ruhunuzu toplumluğunuzun arkasında gizlemeyin. Gerçeği sessizlikle örtmeyin………………………..http://bioclub.marmara.edu.tr
yorumlar
Senin bu düşündüklerin,içine düştüğün dipsiz kuyu, sorular, şu anda ne yapmakta olduğun felsefecileri de yüzyıllardır düşündürmüş bulabildikleri çözümleri düşünenlerle paylaşmışlar. Bundan 3-4 yıl kadar önce postmodernizmle tanıştığımda bu tür soruların cevabını bulmuş ve çok rahatlamıştım. Bence hemen bir kitabevine git, postmodernizmi anlatan bir kitap ya da Varlık dergisi al oku. Sanırım rahatlarsın…