aslında her 10 kişiden birinde görülen ”izlenme fobisini” üzerimizden atıp herhangi bir sokakta bir caddede yürürken ya da bir cafede oturup çay içerken dikkatlice etrafımıza baktığımızda görebileceğimiz bir kamera muhakkak olacaktır. eğer istanbul gibi bir şehirde yaşıyorsanız bir kamera görememe olasılığınız çok düşük… bir durakta oturmuş bir iett aracını beklerken karşımda bulunan işyerlerine ”bir göz atmanın” benimde hakkım olduğunu düşünerek baktığımda sayısının 30 u geçen kameralarla karşılaştım… gerçekten inanılmaz değil mi… arda arda bankalar, kuyumcular,doviz burolarından en ufak işyerlerine kadar… yan tarafımdaki dürümcünün bile hiç görülmeyecek kadar küçük bir kamera ile işyerini denetlediğinin farkına varmak ilk başta enteresan bir durum gibi gözüksede aslında bir o kadar ihtiyaç duyulan bir sistem.

i̇lk başta ” evet, kameralar var ama kim bunları alıpta bizi izliyor die düşünüyorsanız yanılıyorsunuz işte tam bu sırada istanbul’u izlemek için emniyet müdürlüğü bünyasinde kurulan ve sayısı 800’ü aşan noktada (bir noktada 1 ila 4 kamera bulunuyor) ve gün geçtikçe artan mobese kameralarını düşündüğümüzde gerçektende izlendiğimizin farkına varıyoruz..avrupada ikamet halindeki ülkeler insan haklarına aykırı mı değil mi diye tartışa dursun bizde böyle sistemlerin gelişiyor olması çok sevindirici. özellikle asayiş ve iç güvenlik amacıyla kurulan mobese (mobil elektronik sistem entegrasyonu) diğer bir tabirle kent güvenlik sistemleri artık hayatımızın bir parçası haline geldiği bir gerçek… arabanızmı çalındı?? evinize hırsız mı girdi?? ya da bir saldırıya mı uğradınız?? ilk aklına gelecek şey bir ”kamera” olması umudun başlangıcı olsa gerek…