Seni öyle anlıyorum ki, böylesine anlamak, korkutuyor beni….Sanki yaşamım yaşamını, ya da yaşamın yaşamımı takip ediyor gibi…Ürkütücü bu…Çıkmıyoruz hayatlarımızdan, hem çıkmak istiyoruz, hem içinde kalmak…Hem takip/kontrol -adına ne dersen de- için, hem muhtacız,anlatmaya, anlaşılmaya,bazen sadece dinlenmeye…Yorumsuz…Kader kesişmiş ya bi kere…OKumuz da akımız da benzer çünkü…Felaket bir korku!…Kaderim yalnızlık mı olacak, onca kalabalıkta…Sevgililer, sevilemeyen ; şeref fukarası mı oluyor ruhum, SAPKINLAŞIYOR MU KENDİNE?…Sahi : “Aşkla sevişirken, ağlamayı öğrendin mi sende?”…Güvenme isteği, sevilme isteğinin önüne geçer bazen, bazen güvende olma hissi sükunu sağlar,güvende hissederken seversin, severken güven kaybolur bazen de, sükunet biter …Karışık, düğümleri çözeceksin, biliyorum, farklı değilsin benden…Daima bekleyerek ve daima korkarak birbirimizden gelecek haberlerden…Yaşamak…YIKILASI KADERLER…Görev çoktan tamam zaten :)Gidemezsin bazen, içinden delice gitmek gelir, elini vermişsindir alamazsın kolunu…Bazen her şey oturur rayına, gitmek aklına gelmez, tam fırsatıyken gitmedim diye kızarsın kendine, tekrar gitmeyi aklına soktuğunda şartlar…Gözlerime inanmamak isterim bazen…Gözlerime en fazla inanma zamanım gelmişken hem de…Yazık, acizlik bu…” Sarhoşluksa seni bana yaklaştıran, kadehler niye suyla dolsun?!…” ”Tesadüfse bizi karşılaştıran, ayıran yine Tanrı olsun!”Acizliğe mahkumluğu kader hanesine kendi elleriyle yazıp, “ Yol vardı da biz mi çıkmadık ?” demek, kendi kendine …Yalan…Kendine yalan söylemek, bazen en kolay olan çünkü…Çünkü; aslında başarabileceğimiz çok şey var ya, kendi limitimizi biliyoruz ya, kapasitemiz üstün ya, beğenmeyiz hiçbir şeyi, görüntü budur aynada da, bakarken de gözlerine herkesin…Gerçeği biliriz ki…Aciziz…Dayak yeyip, kariyerinde limitleri zorlayan, “mutlu çiftler” gibiyiz, resmi toplantılarda…Hayatın bir kısmı kopmuştur….Bağlarız ama, “İpin en sağlam yeri olan düğüm, her seferinde ele takılır ve acıtır eli….”Rimellerimi görünce nevresimdeAcıdımBir de EKLENİNCE :Mutlu etmekle mutlu olmak arasındaki, tarifini bilmekle anlatmak arasında çeliştiğim kıpırdanmalar,bunu :Acının en yoğun tarafı sanmıştımoysa acının yoğunluk sınırı YOK !Sadece zevkle birleştiği için, kandırıldım ruhumca,ki o hep çok müsait kandırılmaya tarafımdan….Dalın, mevsimde ilk verdiği, taze hanımeli çiçeğini koparıp yerken bir dilek tutarsan, kabul olurmuş…Umudumu bağladım, elimi acıtıyor ;“ Sahi,hanımeli hangisiydi, hangi mevsimde açardı ve de?!…”GÖRÜRSEN, HABER BEKLİYORUM VARLIĞINDAN, SELAM SÖYLE…Kendine Sarıl…Salya sümük ağlamak ne kadar güzeldir…Sümüğü de SİL KOLUNA….pencüse…severler güzeli genç ise….HADİ GÜLÜMSE… 🙂