Melankolik Bağlar
Melankolik Bağlar

Melankolik bir düşünce;
Hani içinden çok şey söylemek gelir de susmaktan fazlasını yapacak halin yoktur…Hani kimse bilmez neden öyle olduğunu, hani sormazlar neden sırt döndüğünü herşeye…günler kötü geçer hani…Hani hayaller yıkık, kalp kırık…Hani… gerisini siz doldurun işte, şu an susmaktan fazlasını yapmaya halim yok…
Keskin görünen düşüncelerin bulanık izlenimini verdiği anlarda çelişkiler başlar…Kararsız olma hissi ve bir yandan yalnız olmaktan hoşlanan kişilik bir yandan da insanların içinde olmayışının hüznü ile geçen zamanlardaki tedirginlik.Melankoli dönemlerinde, insanlarla ilişkilerinde hep bulanık bir sorun vardır.Anlaşılamaması, mizacı gereği farkındalığı, sosyal olmayı , diğerleri gibi olmayı becerememeleri onu insanlardan uzaklaştırır . Toplumsallaşmaktan , bir yere bir kimseye bağlı olmaktan korkmak melankoliklerin tutumudur. kendilerine duydukları saygı, kendilerine yönelik olmaları belirgin özelliklerindendir. o nedenle aylaktırlar.
Bu dönemlerin kısa ve dengeli geçmesi kişinin empoze durumlarında bağlıdır.
ATAOL BEHRAMOĞLU’nun melankolik kişilere ilaç olabilecek bir eseri;
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır… Kopmaz kökler salmaktır oraya…Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını… Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin…İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine… Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına İnsan balıklama dalmalı içine hayatın…Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına uzak ülkeler çekmeli seni tanımadığın insanlar…Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın, değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu…Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle… Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı…Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına… Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı…Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına…Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır…Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana …
ATAOL BEHRAMOĞLU