bu yazıyı yazan başka kesimden biri olsa eminim ki statükocu olarak suçlanırdı.atatürk gerek görmedi buna ne gerek var diyen taraf zaman’ın kravatlı bedevileri olunca çok ilerici ve mükemmel bir gerçeği ortaya koymuş zerzevatlar halini alıyorlar!anayasa mahkemesi tbmm tarafından çıkarılan yasaların varolan anayasa uygun olup olmadığını denetler.anayasayı yenilenmesine revize edilmesine kimsenin karşı olduğunu sanmıyorum ama elbetteki değiştirilemez maddelerine dokunulmadığı sürece…
ulusalcı laikçi kemalistler sıkıştıkları konularda konuşmak yerine lafı hemen çevirip suçlama yapmayı daha çok severler. misal isivçreli bilimkadınları labratuvar ortamında deneklere “atatürkün anayasasını niye değiştirdiniz” sorusunu sorduklarında “sizler ermenileri çok seviyordunuz değilmi” şeklinde açıklama aldıklarını görmüşlerdir.anayasa mahkemesi ise amerika patentli genç ve huzursuz 27 mayısçı subayların bir icadı olup, darbetörlerin iliştirilmiş hukukçulara hazırlattıkları postal aromalı anayasaların borukırasi hazretleri tarafından korunması amaçlıdır. kendileri süper atatürkçüdürler, şol sebepten atatürkün yaptıklarını ve mirasını har vurup harman savurmakla mükellef hissederler.ne varki nehirleri tersine akıtmaya çalışmak abesle iştigalden başka bişi değildir. öle veya böle sivil bir anayasa yapılacak ve hayata geçecek. akp yapmazsa bkp yapacak, o olmazsa öbürü yapacak. biz bu arada postal aromalı darbeli anayasaya hem karşı olup hem savunmak zorunda kalanların trajikomik taratoralarını izleyip kah gülücez, kah hüzünlenicez. hayat böle bişi işte!
iki yüzlülüğün de bu kadarı. işlerine geldiği yerde Atatürk’e kucak açıp en ulaşılmaz yere koyarlar; Atatürk’ün anayasasını niye değiştirdiniz vs kabilinden işlerine gelmediklerinde de vay Atatürk bunu niye böyle yapmış der galebe çalarlar.Arkadaşım Mustafa Kemal bir büyücü müydü her ihtiyacı bir anda bir sopa dokunuşuyla ortadan kaldırsın.Madem o zaman Atatürk önderliğinde yapılan anayasayı tartışıyorsun, bak bakalım o zaman diğer ülkelerde böyle bir yapı var mıydı? kaç tane mevcut cumhuriyet vardı o zaman avrupada, dünyada?Kaldı ki o zaman yapılan yasa değişiklikleri öyle vay bu şuna uydu buna uydu diye sorgulanacak kadar müreffeh bir ortamda yapılmadı be hey gerizekalı.Sen bir devrim yapmışsın bir şeyleri değiştirmeye kalkıyorsun sana zaman ve sürat gerekli tutup anayasa mahkemesini mi kuracaktın o anda: hele bi denetle bakam bu yasalar bizim anayasaya uyuyor mu diye ?
Bak bakalım Cumhuriyet dönemi Avrupası ne haldeymiş.
Lenin’in ölümünden (1924) sonra SSCB’deki düzen, Stalin’in yönetiminde gitgide daha baskıcı, bütüncül bir nitelige bürünecektir. İtalya’da 1922’de Mussolini’nin faşist düzeni kurulacaktır. Almanya’da 1933’te Hitler, 1936’da Ispanya’da Franco diktatörlügü başlamaktadır. Dogu Avrupa’da durum aşagı yukarı aynıdır. Polonya’da 1926’da askeri bir darbeyle iktidara gelen Mareşal Pilsudski diktatör olmuştur. Macaristan bu dönemde hep İtalya ve sonra da Nazi Almanya’sına yakın olmuş, ülkeyi gittikçe diktatörleşen Amiral Horthy yönelmiştir. Romanya’da Krallı. Karol aynı biçimde diktatörleşti. Yugoslavya’da Kral Aleksandr’ın diktatörlügünü görüyoruz. Arnavutluk’ta cumhurbaşkanı olan Ahmet Zogu 1928’de krallığını ilan etti ve bu yüzden Türkiye ile ilişkileri bir süre bozuldu.Bulgaristan’da 1923,1934, 1935’de askeri darbeler oldu. 1936’dan başlayarak Çar Boris diktatör durumuna geldi. Yunanistan’da yıllarca krallık mı, cumhuriyet mi olsun mücadelesinden sonra II. Yorgi yeniden kraloldu. 1936’da yaptıgı darbe sonucunda General Metaksas diktatör oldu. Avusturya 1933’de diktatörlük oldu, sonra da Almanya’ya ilhak edildi. Portekiz’de 1928’den itibaren Salazar diktatör oldu. Genel olarak Lituanya, Latvia ve Estonya, özellikle 30’lu yıllarda gittikçe diktatörlüge kaymışlardır.Bu dönemde Avrupa’da az çok demokratik sayılabilecek ülkeler İngiltere, Fransa, Benelüks, İsviçre, İskandinavya, Finlandiya, Çekoslovakya’dır.
Görülüyor ki diktatörlük, bu dönem Avrupasında olagan bir durumdu. Atatürk’ün tek-parti yönetimi de diktatörlük değil miydi? Şüphesiz buna diktatörlük denebilir. Ama Atatürk düzeninin öbür diktatörlüklerin çoğundan, belki hepsinden, daha ehven bir niteliği vardı. Bir kez bütüncül değildi. ikincisi, öbür diktatörlüklerin bir çogunda ırkçılık, azgın bir Yahudi düşmanlığı, azgın bir sol düşmanlıgı (SSCB’de sağ düşmanlığı) vardı. Türkiye’de ise düzenin kesin olarak düşman oldugu tek şey ortaçağcıl gericilik ve yobazlıktı, ki bunları da demokratik hareket ve tavırlar olarak nitelemek zordur.
ulusalcı laikçi kemalistler hırslandıkları zaman “be hey dürzü” tadında tirajıçokkomik bi oyunun kabiliyetsiz bi oyuncusunun gerizekalılığı tadında kopya pasta üretimini bütün 2yüzlü çokyüzsüzlükleriyle sergilemekten gocunmazlar. bunu 1 kerede isveçli genç bilimadamları huzursuz derneği geleneksel yıllık pikniğinde ördeklemişlerdide ordada çok gülmüştüm.
yok ayıcık, ben müslüman türküm. reenkarnasyonada inanmam. lakin senin sayende evrim diye bişeyin varolabileceğini anladım, şimdi o maymunların reenkarnasyon geçirip ayı rumuzuyla yazı yazabilme ihtimali bilem var, anla yani. yinede huzursuz türk bilimkadınlarının seni labratuvar ortamına alıp bikaç deney daha yapmaları lazım tabii.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
bu yazıyı yazan başka kesimden biri olsa eminim ki statükocu olarak suçlanırdı.atatürk gerek görmedi buna ne gerek var diyen taraf zaman’ın kravatlı bedevileri olunca çok ilerici ve mükemmel bir gerçeği ortaya koymuş zerzevatlar halini alıyorlar!anayasa mahkemesi tbmm tarafından çıkarılan yasaların varolan anayasa uygun olup olmadığını denetler.anayasayı yenilenmesine revize edilmesine kimsenin karşı olduğunu sanmıyorum ama elbetteki değiştirilemez maddelerine dokunulmadığı sürece…
ulusalcı laikçi kemalistler sıkıştıkları konularda konuşmak yerine lafı hemen çevirip suçlama yapmayı daha çok severler. misal isivçreli bilimkadınları labratuvar ortamında deneklere “atatürkün anayasasını niye değiştirdiniz” sorusunu sorduklarında “sizler ermenileri çok seviyordunuz değilmi” şeklinde açıklama aldıklarını görmüşlerdir.anayasa mahkemesi ise amerika patentli genç ve huzursuz 27 mayısçı subayların bir icadı olup, darbetörlerin iliştirilmiş hukukçulara hazırlattıkları postal aromalı anayasaların borukırasi hazretleri tarafından korunması amaçlıdır. kendileri süper atatürkçüdürler, şol sebepten atatürkün yaptıklarını ve mirasını har vurup harman savurmakla mükellef hissederler.ne varki nehirleri tersine akıtmaya çalışmak abesle iştigalden başka bişi değildir. öle veya böle sivil bir anayasa yapılacak ve hayata geçecek. akp yapmazsa bkp yapacak, o olmazsa öbürü yapacak. biz bu arada postal aromalı darbeli anayasaya hem karşı olup hem savunmak zorunda kalanların trajikomik taratoralarını izleyip kah gülücez, kah hüzünlenicez. hayat böle bişi işte!
iki yüzlülüğün de bu kadarı. işlerine geldiği yerde Atatürk’e kucak açıp en ulaşılmaz yere koyarlar; Atatürk’ün anayasasını niye değiştirdiniz vs kabilinden işlerine gelmediklerinde de vay Atatürk bunu niye böyle yapmış der galebe çalarlar.Arkadaşım Mustafa Kemal bir büyücü müydü her ihtiyacı bir anda bir sopa dokunuşuyla ortadan kaldırsın.Madem o zaman Atatürk önderliğinde yapılan anayasayı tartışıyorsun, bak bakalım o zaman diğer ülkelerde böyle bir yapı var mıydı? kaç tane mevcut cumhuriyet vardı o zaman avrupada, dünyada?Kaldı ki o zaman yapılan yasa değişiklikleri öyle vay bu şuna uydu buna uydu diye sorgulanacak kadar müreffeh bir ortamda yapılmadı be hey gerizekalı.Sen bir devrim yapmışsın bir şeyleri değiştirmeye kalkıyorsun sana zaman ve sürat gerekli tutup anayasa mahkemesini mi kuracaktın o anda: hele bi denetle bakam bu yasalar bizim anayasaya uyuyor mu diye ?
Bak bakalım Cumhuriyet dönemi Avrupası ne haldeymiş.
* Prof. Dr Sina Akşit, Atatürk Dönemi Demokrasi
Kaynak Prof. Dr Sina Akşin, Atatürk Dönemi Demokrasidüzeltir özür dilerim.
ulusalcı laikçi kemalistler hırslandıkları zaman “be hey dürzü” tadında tirajıçokkomik bi oyunun kabiliyetsiz bi oyuncusunun gerizekalılığı tadında kopya pasta üretimini bütün 2yüzlü çokyüzsüzlükleriyle sergilemekten gocunmazlar. bunu 1 kerede isveçli genç bilimadamları huzursuz derneği geleneksel yıllık pikniğinde ördeklemişlerdide ordada çok gülmüştüm.
yani dürzü olduğunu kabul ediyorsun oğuz?
yok ayıcık, ben müslüman türküm. reenkarnasyonada inanmam. lakin senin sayende evrim diye bişeyin varolabileceğini anladım, şimdi o maymunların reenkarnasyon geçirip ayı rumuzuyla yazı yazabilme ihtimali bilem var, anla yani. yinede huzursuz türk bilimkadınlarının seni labratuvar ortamına alıp bikaç deney daha yapmaları lazım tabii.