aynı yer daha once de basılmıs, daha once genel kurmay nerdeydi, kafam cok karısık,simdi ben TSKya nasıl guvenirim,komutan birde cıkmıs para olmadıgı icin tasıyamadık diyor,ya kardesim karakol tasımanın maliyeti senin resmi arabanın yarısı kadar bile etmez?
senin aselsan gibi havelsan gibi son teknoloji ureten kurulusların var,bunların her yaptıgı proje milyon dolarlık,bu projeleri yaptıran TSK, bu projeler icin milyon dolarlık parayı harcayan TSK bir karakolu tasıyamaz mı, el insaf,bir de komutan cıkmıs paramız yoktu diyor, aselsanda bir muhendisin maası en az nerdeyse 3 milyar, 1200 kusur muhendis var yalnızca aselsanda ,nasada bile o kadar muhendis yok!! , el insaf artık
Sabit karakolda terörist beklemek aciz hükümetlerin ifadesidir. En sağlam karakol bile olsa strella ya dayanamaz. Bir karakolu korumak için yancı unsurların olmalıdır. Bunlar işgal alanının ( burada geçen karakol ) hakim tepelerine mevzilenirler. Genelde 1 tim bırakılır ( 1 makinalı tüfek – genelde mg3 tür – 9 er ve tim komutanı ) ancak güneydoğuda takım seviyesindedir ( yaklaşık 30 er ve erbaş ) bu unsurların karakola gelen tüm yolları kesmesi ani müdahale mangası olarak olaya dahil olmaları beklenir. Bu tür karakol baskınlarında hedef yancılardır. Ve bu timler için mevzi kuramazsın çünkü hareketlidirler, sabit mevzi demek intihar demektir.* Peki çözüm nedir?Çözüm için öncelikle basiretli bir hükümet olmalıdır. Karakolda bekleyerek terörle savaşı kazanamazsın, hiç beğenmediğim ve sevmediğim Çiller döneminde ordu karakollardan çıkmış, arazi de intikallerle teröristin canına okumuştur. Bolu Komando Tugayı, Kayseri Komando Tugayı , Tekirdağ 8. Mkz Piyade Tugayı bu dönem de doğuya kaydırılmış ve arazide kalmışlardır. Ben de bu dönemde orada askerlik yaptım, görevim Tim komutanlığı idi ama yan koldum, birliğim açıldığı zaman 10 km lik bir alanı kaplıyordu ve onların güvenliği için her yan tepeyi işgal ediyordum .* Peki şimdi ne oldu da eski sisteme dönüldü? yetkisi elinden alınan ordu ( gerek hukuksal gerek siyasi anlamda ) basiretsiz hükümet, ABD nin elinde oyuncağa dönmüş istihbarat ve kışlasında tutulan bahsettiğim muharip birlikler.* Şimdi can alıcı soruya gelelim yukarıda ya bilerek ya bilmeyerek PKK nın psikolojik harp taktiklerini uygulayan ve orduya saldırırarak bir b.k elde edeceğini sanan şahıs mıdır suçlu olan? Yoksa ona bu bilgisizlikleri ve cahillikleri ile askerlik bile yapmadan orduya saldırayım elime ne geçerse çamur atayım kirlensin zihniyetini aşılayanlar mıdır.Son nokta Psikolojik harp hakkında geniş bir yazı yazacağım hafife ve bu gibilerinin amaçlarının ne olduğunu, ne elde etmek istediklerini çok iyi anlayacaksınız…
o karakollar kapatılır, yenileri açılır. esas olan o karakollarda subay bulundurabilmektir. assubaylara asteklere bırakırsan kontrolü böle olayların olması normaldir. heleki yardıma koşması gereken komutan olaydan sonra ertesi gün akşam saatlerine kadar haberdar bile olmamışsa sözün bittiği yerlerin dibine gelinmiş demektir.bide şöle bişi varki ne desen boş:
“Dağlıca komutanı” olarak adı o günlerde sıkça duyulan Yarbay Onur Dirik, Youtube’a da düşen ses kaydında şehit asteğmenin günlüğünden şunları okuyordu:“Bugün var ya aşkım� Bu terörün bitmeyeceğine bir kere daha şahit oldum. Gözümüzün önünden 10 katır, 10 kişi geçiyor. Gidelim öldürelim diyoruz göndermiyorlar. Helikopter çağırıyoruz, yollamıyorlar.Bir de bunun üzerine adamları telsizlerinden dinliyoruz. Hala elimizi kolumuzu bağlı tutuyorlar, çıldırıyoruz.Adamlar resmen önümüzdün geçiyorlar. Biz de öyle salak saçma dağ başında bekliyoruz. Neye hizmet ettiğimizi bilmiyoruz. İlk defa burada bulunuşumuzun boş olduğunu anladım.” kaynak
Adamlar resmen önümüzdün geçiyorlar. Biz de öyle salak saçma dağ başında bekliyoruz. Neye hizmet ettiğimizi bilmiyoruz. İlk defa burada bulunuşumuzun boş olduğunu anladım.
-tayyip’in kolluk kuvvetleriyle ilgili çıkardığı yasalar yüzünden o teröristler saldırmadan asker ve jandarma hiçbirşey yapamaz. dağın başında savcılıktan izin alınması gerekli…-
‘’ Terörle mücadelenin başarı parametrelerinde altıncı husus da güvenlik güçlerinin, yasal yetkileri… Tabii yasaların zamana bağlı olarak yenilenmesi değiştirilmesi çok doğaldır. Yasalar yaşayan olgulardır. Bir yasa yapıldıysa o yasayla yaşamak mümkün olmayabilir. Fakat, bazı olgular var terörle mücadelemizi olumsuz olarak etkilemektedir. Bir örnek vereyim, bir yerde operasyon yapılıyor. Çok sert bir arazi. Bir terörist örgütten kaçıyor ve teslim oluyor. Orada operasyon yürüten komutan arkadaşımıza diyor ki ‘ben yuvalandıkları yeri biliyorum’ diyor.Alıyorlar bu teröristi gidiyorlar. Üstlendikleri bölgeleri görüyorlar. Oraya doğru operasyon yapılacak. O sırada teröristlerin atışı başlıyor. İlk açılan ateşte yeri gösteren terörist hayatını kaybediyor. Şu andaki yasalara baktığımızda böyle bir olay vuku bulursa o operasyonu yapan komutan mahkemeye gider. Çünkü yer gösterme diye bir şey yok. Neden yok?Yakaladığınız teröristi savcıya teslim edeceksiniz. Ama dağın başındasınız. Dağdan aşağıya indireceksiniz hemen savcıya göstereceksiniz. Yer göstermesini istiyorsanız savcıdan izin isteyeceksiniz. Bunu şunun için söylüyorum; böyle bir şekilde terörle mücadele etmek, kabul edersiniz ki çok zor. Biz mevcut yasaları da ihlal etmeden yasal çerçevede kalarak bu mücadelemizi sürdürmek istiyoruz.”Yaşar Büyükanıt, Org., Gen.Kur.Bşk. 12 Nisan 2007
Tayyip hükümeti, AB’ye uyumu adı altında Aralık 2004’te Ceza Muhakemesi Kanunu’nu çıkardı. Bu kanun yayınladıktan altı ay sonra yürürlüğe girecekti. Kanun’un ilk haliyle polis ve jandarmanın tüm yetkileri alınmış, güvenlik güçleri basit bir tutanak memuru haline getirilmişti. Üstelik, Tayyip hükümetinin bu kanunuyla, ünlü Emniyet Müdürü Sadettin Tantan’ın büyük çabalar sonucu çıkarılmasını sağladığı, 4422 Sayılı Çıkar Amaçlı Suçlarla Mücadele Kanunu ile polis ve jandarmaya geniş yetkiler veren Meşhut Suçların Muhakeme Usulü Kanunu yürürlükten kaldırılmıştı.Ceza Kanunu’nda suçlara verilen cezaları ağırlaştırabilirsiniz. Terörle Mücadelenin etkin olabilmesi için, suçların ortaya çıkarılması ve suçun işlendiğinin maddi delillerle ispat edilmesi gerekir. Terör suçları için kanunlara ağırlaştırılmış cezalar koyabilirsiniz. Bunlar, terörle mücadele için yetmez. Önemli olan, suçun işlendiğini öğrendiğiniz andan itibaren, sanığı yakalamanız ve bu amaçla arama yapmanız, suç delillerine el koymanız, suçun ispatına yönelik yüzleştirme, teşhis, yer gösterme işlemleri yapmanız gerekmektedir. Hukuk diliyle buna adli görev yetkileri denir. İşte Tayyip hükümeti, Aralık 2004 itibariyle yayınladığı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda, daha önceden polis ve jandarmaya tanınmış olan bu adli yetkilerin tamamını kaldırdı. Güvenlik güçlerini cumhuriyet savcısına bağlı bir memur hailine getirdiler. Öyle ki, polis, gece yarısı durdurduğu şüpheli bir aracı dahi arayamaz oldu.Hükümet bunu yapmakla kalmadı, olağan dışı hallerde, polis ve jandarmaya olağan dışı yetkiler tanıyan Meşhut Suçların Muhakeme Usulü Kanunu ile Çıkar Amaçlı Suçlarla Mücadele Kanunu’nu da yürürlükten kaldırdı. Dolayısıyla kolluk kuvvetleri görev yapamaz hale geldi, suçlar arttı, suçlu arttı, terörist eylemler artı ve biz her gün şehit verir olduk..
Askerliğini üç yıl kadar önce o bölgede yapmış biri olarak bir çift laf söylesem fena olmayacak. Birincisi; Ankara’da istediğiniz kadar kanun çıkarın, orada kanun o anki komutanın vereceği karardır. Normalde askere eğitimlerde şüpheli birini görürsen önce sesle uyar, sonra havaya, ondan sonra ayağının önüne ateş et, yine de saldırgan bir tutum varsa çek vur denir. Hakkari’de durum tam tersidir, tam tersini yapabileceğiniz daha gittiğiniz ilk 10 gün içerisinde size söylenir.Karakolların taşınması çözüm değil. İstediğiniz kadar taşıyın, bir karakolun mevcudu 100-150 kadardır. Bunların da 30 kadarı bölgeyi korumak için ya hareket halindedir ya pusuya yatmıştır. Karşınızda hepi topu 10-15 nöbetçinin koruduğu 100 kişilik bir karakol varsa ve buraya 300-400 kişiyle saldırılıyorsa zaten yapacak bir şey kalmaz, minimum kayıpla atlatmaya çalışırsınız. Ben askerliğimi Aktütün’e yakın olan Derecik’te yaptım. Geçmişte orası karakolken 500-600 kişilik bir grup saldırmış, 28 şehit verilmiş. O olaydan sonra bakmışlar karakol yetmiyor, İstanbul Maltepe’deki cezalı bir taburu askerleriyle, eşyalarıyla, silahlarıyla trene, kamyona yükleyip bundan sonraki görev yeriniz burası demişler. O olaydan sonra da benzer büyüklükte bir saldırı olmamış.Özetle, iki şey yapılması gerek. Birincisi sürekli hareket halinde olup geçiş noktalarını engellemek -ki bu yeterli olmaz, çünkü sabah uyanıp gözlerinizi açtığınızda gördüğünüz yer Türkiye değil, Irak toprağıdır-, ikinci önlem de olabildiğince kalabalık savunma yapmaktır. Gözlerini onlar daha gelmeden korkutacaksınız ki cesaret edemesinler…Daha fazlasını merak edenler için: Teknolojik tezkere lazım, normali yetmez
@filtrekahve, demek istediklerimi işte ancak yaşayanlar bilir. Yaşamayanlar ise çamur at izi kalsın mantığı ile saldırmaya devam ederler. Yorumun için Teşekkür ederim.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
aynı yer daha once de basılmıs, daha once genel kurmay nerdeydi, kafam cok karısık,simdi ben TSKya nasıl guvenirim,komutan birde cıkmıs para olmadıgı icin tasıyamadık diyor,ya kardesim karakol tasımanın maliyeti senin resmi arabanın yarısı kadar bile etmez?
senin aselsan gibi havelsan gibi son teknoloji ureten kurulusların var,bunların her yaptıgı proje milyon dolarlık,bu projeleri yaptıran TSK, bu projeler icin milyon dolarlık parayı harcayan TSK bir karakolu tasıyamaz mı, el insaf,bir de komutan cıkmıs paramız yoktu diyor, aselsanda bir muhendisin maası en az nerdeyse 3 milyar, 1200 kusur muhendis var yalnızca aselsanda ,nasada bile o kadar muhendis yok!! , el insaf artık
Sabit karakolda terörist beklemek aciz hükümetlerin ifadesidir. En sağlam karakol bile olsa strella ya dayanamaz. Bir karakolu korumak için yancı unsurların olmalıdır. Bunlar işgal alanının ( burada geçen karakol ) hakim tepelerine mevzilenirler. Genelde 1 tim bırakılır ( 1 makinalı tüfek – genelde mg3 tür – 9 er ve tim komutanı ) ancak güneydoğuda takım seviyesindedir ( yaklaşık 30 er ve erbaş ) bu unsurların karakola gelen tüm yolları kesmesi ani müdahale mangası olarak olaya dahil olmaları beklenir. Bu tür karakol baskınlarında hedef yancılardır. Ve bu timler için mevzi kuramazsın çünkü hareketlidirler, sabit mevzi demek intihar demektir.* Peki çözüm nedir?Çözüm için öncelikle basiretli bir hükümet olmalıdır. Karakolda bekleyerek terörle savaşı kazanamazsın, hiç beğenmediğim ve sevmediğim Çiller döneminde ordu karakollardan çıkmış, arazi de intikallerle teröristin canına okumuştur. Bolu Komando Tugayı, Kayseri Komando Tugayı , Tekirdağ 8. Mkz Piyade Tugayı bu dönem de doğuya kaydırılmış ve arazide kalmışlardır. Ben de bu dönemde orada askerlik yaptım, görevim Tim komutanlığı idi ama yan koldum, birliğim açıldığı zaman 10 km lik bir alanı kaplıyordu ve onların güvenliği için her yan tepeyi işgal ediyordum .* Peki şimdi ne oldu da eski sisteme dönüldü? yetkisi elinden alınan ordu ( gerek hukuksal gerek siyasi anlamda ) basiretsiz hükümet, ABD nin elinde oyuncağa dönmüş istihbarat ve kışlasında tutulan bahsettiğim muharip birlikler.* Şimdi can alıcı soruya gelelim yukarıda ya bilerek ya bilmeyerek PKK nın psikolojik harp taktiklerini uygulayan ve orduya saldırırarak bir b.k elde edeceğini sanan şahıs mıdır suçlu olan? Yoksa ona bu bilgisizlikleri ve cahillikleri ile askerlik bile yapmadan orduya saldırayım elime ne geçerse çamur atayım kirlensin zihniyetini aşılayanlar mıdır.Son nokta Psikolojik harp hakkında geniş bir yazı yazacağım hafife ve bu gibilerinin amaçlarının ne olduğunu, ne elde etmek istediklerini çok iyi anlayacaksınız…
o karakollar kapatılır, yenileri açılır. esas olan o karakollarda subay bulundurabilmektir. assubaylara asteklere bırakırsan kontrolü böle olayların olması normaldir. heleki yardıma koşması gereken komutan olaydan sonra ertesi gün akşam saatlerine kadar haberdar bile olmamışsa sözün bittiği yerlerin dibine gelinmiş demektir.bide şöle bişi varki ne desen boş:
-adama sanki çok umrundaydı da hipne derler…-
-tayyip’in kolluk kuvvetleriyle ilgili çıkardığı yasalar yüzünden o teröristler saldırmadan asker ve jandarma hiçbirşey yapamaz. dağın başında savcılıktan izin alınması gerekli…-
–İhaneti Gördüm – Yasal Yetkilerimiz
–İhaneti Gördüm – Yasal Yetkilerimiz–
Askerliğini üç yıl kadar önce o bölgede yapmış biri olarak bir çift laf söylesem fena olmayacak. Birincisi; Ankara’da istediğiniz kadar kanun çıkarın, orada kanun o anki komutanın vereceği karardır. Normalde askere eğitimlerde şüpheli birini görürsen önce sesle uyar, sonra havaya, ondan sonra ayağının önüne ateş et, yine de saldırgan bir tutum varsa çek vur denir. Hakkari’de durum tam tersidir, tam tersini yapabileceğiniz daha gittiğiniz ilk 10 gün içerisinde size söylenir.Karakolların taşınması çözüm değil. İstediğiniz kadar taşıyın, bir karakolun mevcudu 100-150 kadardır. Bunların da 30 kadarı bölgeyi korumak için ya hareket halindedir ya pusuya yatmıştır. Karşınızda hepi topu 10-15 nöbetçinin koruduğu 100 kişilik bir karakol varsa ve buraya 300-400 kişiyle saldırılıyorsa zaten yapacak bir şey kalmaz, minimum kayıpla atlatmaya çalışırsınız. Ben askerliğimi Aktütün’e yakın olan Derecik’te yaptım. Geçmişte orası karakolken 500-600 kişilik bir grup saldırmış, 28 şehit verilmiş. O olaydan sonra bakmışlar karakol yetmiyor, İstanbul Maltepe’deki cezalı bir taburu askerleriyle, eşyalarıyla, silahlarıyla trene, kamyona yükleyip bundan sonraki görev yeriniz burası demişler. O olaydan sonra da benzer büyüklükte bir saldırı olmamış.Özetle, iki şey yapılması gerek. Birincisi sürekli hareket halinde olup geçiş noktalarını engellemek -ki bu yeterli olmaz, çünkü sabah uyanıp gözlerinizi açtığınızda gördüğünüz yer Türkiye değil, Irak toprağıdır-, ikinci önlem de olabildiğince kalabalık savunma yapmaktır. Gözlerini onlar daha gelmeden korkutacaksınız ki cesaret edemesinler…Daha fazlasını merak edenler için: Teknolojik tezkere lazım, normali yetmez
@filtrekahve, demek istediklerimi işte ancak yaşayanlar bilir. Yaşamayanlar ise çamur at izi kalsın mantığı ile saldırmaya devam ederler. Yorumun için Teşekkür ederim.