Aklımda gidip kendimi bir yerden atmak yok. Yani kendimi öldürmeyi düşünmüyorum. Ama fikri gerçekten çok hoşuma gidiyor. Düşüncesi bile içimi rahatlatıyor. Uzun zamandır cebimdeki B planı değildi kendini öldürmek. Ama geçenlerde düşüverdi yeniden aklıma; biri var, sevgilim mi desem, en büyük aşkım mı, taptığım kadın mı, bilemedim. Ne farkeder ki, var işte biri. Bir anda onun artık olmadığını düşündüm, yani öldüğünü ya da çooook uzaklara gittiğini falan. “ Bu arabanın içinde birlikteyken ölürsem annem seni paralar” demişti, annene ne lüzum var bebeğim, benim zaten beynim boşalır. Fiziken yaşarım belki çünkü kendimi öldürecek bilinci bulamam kendimde ama ben de ölürüm seninle. Bilincim açıksa da işte o zaman atlarım. Sen düşersen ben de düşerim. Elimsin, kolumsun, benden bir parçasın çünkü, hatta kalbimsin, elsiz kolsuz yaşanır da, kalbin ölürse ne olur ? Yapamam… Bir an gözümün önünden ayırmak istemiyorum seni. Geceyarısı çalan her telefonda kriz geçirecek kadar hızlı atıyor kalbim, sana her ulaşamayışımda, o lanet kadın her “aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor” deyişinde, kalbim zaten bir kez duruyor. Bir gün gerçekten ulaşamazsam sana, o zaman sonsuza dek durdurmak gerekir onu, ben taşıyamam içimde. Yapamam…O yüzden yanımda istiyorum seni. Senin yerine ölebilmek, sana gelecek acıları üstlenebilmek, etrafında pervane olup mutlu edebilmek için. Anne olmadım, sanırım olmayacağım da, ama bir bebeğim olsaydı eğer, seni sevdiğimden çok sevemezdim onu. Sana bir şey olmasın n’olur… Düşüncesi bile içimi acıtıyor, düşüncesiyle bile kahroluyorum. Her gün yalvarıyorum, “Allah’ım onu bana bağışla” diye, bilmiyorum neden, belki korkuyorum kendimi öldürememekten sana bir şey olursa. O acıyı ömür boyu taşımak zorunda kalmaktan.Sesini duymadan, güzel gözlerine bakmadan, sana sarılıp uyumadan geçiremem bir ömrü. Yapamam…Seninle doğmadım, evet. Sensiz kalırsam da ölmemem gerek bu yüzden. Ben bir bireyim, ben değerliyim, kendimi sevmeliyim. Biliyorum bunları, ama düşüyorum. Sen yoksan, düşüyorum. Sen üzülme diye ölemedim bile. Aylarca hasretinden mhavoldum, kendime gelemedim. Duyamadım, göremedim, dokunamadım, bütün duyularım iptal oldu, sensizken uyuştum. Ama hiç değilse sesini duydum. Yapamam, sen yoksan olmaz, yapamam…Anlatmak zor. Anlaması da zor biliyorum. Kimi saplantılı, kimi hastalıklı bir sevgi diyor. Anlamalarını beklemiyorum. Doğru insandır, değildir, umurumda değil. Ben içime aldım onu, gözlerine her bakışımda kayboldum. Çaresizlikten ağladım durduk yerde. Ne kadar istesem de aynı olamamanın, her saniye sarılamamanın, hayattan koruyamamanın, onun acılarını yüklenememenin çaresizliğinden.Şimdi neden ağlıyorum, bilmiyorum. Kaybetme ihtimalime ağlıyorum, sahip olduğun birini ya da bir şeyi kaybetme ihtimalime değil, gözlerindeki o parlaklığı bir daha görememe, o muhteşem tebessümünü izleyememe ihtimalime.Durduk yerde düşmemiş aklıma bir yerlerden atlamak. Ama atlayamam, onu geride bırakamam. Hala bilmez, anlamaz, sanır ki ben bir gün onu bırakıp gidebilirim. Mümkün mü? Onun tek bir damla yaşına kıyamadığımdan sonlandıramıyorum hayatımı. Öylece duruyorum. Duruyorum, özlüyorum, korkuyorum. Ama duruyorum….