1994 yazıydı bir arkadaşımın çağırmasıyla hayatımda ilk ve son defa adalara (heybeli adaya) yüzmeye gittim.
gittiğim grupta birtek o arkadaşımı tanıyordur dierleri arkadaşımın arkadaşlarıydı. iyi muhabbet döndü eğlendik. sonra deniz faslına sıra geldi ben muhteşem yüzücü gittim iskeleye balıklama atliim dedim (daha önceden daha sığ yerlere ve daha yüksekten atlamıştım yani bu işin acemisi deilim) zıpladım suya doğru dalışa geçtim ve DANNKKKK çakıldım. Bir anda bir şimşek çaktı ve herşey karardı. Bilincim yerindeydi ama herşey donmuştu sanki bi anda.. o anda düşündüm (hiç bir yerimi kıpırdatamadım bi iki saniye)panik yapmiim nasılsa ciğerlerimdeki hava beni yukarı çıkartır kaş göz bi şeilde annarlar ve çıkartırlar beni dedim. yüzeye çıkana kadar gücüm biraz geldi çok zor olsada yürüyebildim iskelenin merdivenine doğru. bütün kuvvetimi vererek zar zor çıktım merdivenden. ( bu arada gülüyolar tabi bana 🙂 )neyse biraz kendime geldim ama inanılmaz bir ağrı var. arkadaşımdan rica ettim oda masaj yaptı bastıra bastıra bende oh oh ne güsel diorum (meğer boynum kırıkmış ama o anda bilemiyorum taibiki) neyse eve gittim annem & babam uzanmış pazar bulmacaları felan çözüyolar bana sordular nasıl geçti felan die (bu arada kafamı iice omuzlarımın içine gömmüşüm) ii geçti dedim bide çakıldım denize ço ağrıyo boynum bi novaljin versene dedim 🙂 ikisi birden zıplayıp anında hastaneye götürdüler beni. oradaki doktor amca sağolsun geldi nesi var delikanlının dedi. dedik işte atladım çakıldım. tuttu kafamı lank diye sola çevirdi ama aynı filmlerde insanın boynunukırıp öldürürler ya aynı şekilde. hımk die bi ses çıktı benden ve sordu acıdımı dedi. hayır diince diğer tarafa aynı şiddette çevirdi ve gene aynı cevabı alınca o kırık yere vurarak maşallah aşallah hiç bişeyi yok koç gibi maşallah. dedi ve göndermeye çalıştı. babamda en azından yatırın da 24 saat müşade altında kalsın dedi (kafayı felan çarparsanız bi yere en doğrusu budur) yatak yok felan diip sepetledi bizde arabada hastane kapısında bekledik ama ağrımda en ufak bi azalma yok. baktık sabaha kadar bişe olmadı midem bulanmadı ve yaşıyorum ewe gittik. bu arada annem uzun araştırmalarla bir doktor buldu ve 3. gün ona gittik (büyük bi şanstı benim için) ve orda öğrendim bir işi iyi yapmanın kalitenin farkını. 2. doktor sadece parmaklarımı muayene etti (şöyle tarif ediim her parmağımı sıra sıra baş parmağımla birleştirtti -ipne derken yapılan bi işaret wardır ya- sıra sıra kontrol etti küçük, yüzük orta oparmak hepsi iyi ama işaret parmağıma gelince tüm gücümle sıkmama rağmen kolaylıkla açtı)direk bir kağıta bişeler yazdı ve gidin buna göre MR çektirin dedi. gidip çektirip geri döndük ayaktayız uzatttık adama tam oturucam -Sakın oturma aman dedi 🙂 kaldım tabi ne oluyo die. telefonaçtı ambulans geldi 🙂 ve hastahaneye yatırdılar beni. uzun bir amelliyat dan sonra 1 adet titanyum omurla yaşamaya başladım. doktorlarım kesinlikle çok iyidiler ve çok şanslıydım. Bu arada gurur duyabilirsiniz litaratürede girdim 🙂
sanırım bu kadar yeter 🙂
Keşke yazarak deilde yüzyüze konuşma imkanı olsa.. kaçırdık treni tabi bi dahaki sefere inşallah…
yorumlar
büyük geçmiş olsun. İnşallah yüzyüze görüşmekte olur.
ha söylemeyi unuttum.. bu olaydan arazsız kurtuldum 🙂 maşallah diinde nazar deymesin :))))
ve aklıma gelmişken olay sonrası nekahat döneinde 8 ay kadar evden çıkmadım o sırada başladım internete doruk bbs ile.. heygidi günler hey ne güzel zamanlardı…
vaylar bana. geçmiş olsun diyerek başlıyorum mektubuma:) doktor kısmısının bi kısmına uyuz oluyorum zate. ukalalıklarıyla doğru orantıda işlerini iyi yapamıyorlar kanımca.
yaşam garip; ipne diye yaptığımız hareket hayat kurtarıyor yaaa.
o gün seni de andık ama… bir dahakine…
dicem de bunu için boynunu kırmana gönlüm razı olmaz.
geçmiş olsun.
literatür için gurur duydum.
tren kaçmış değil ben hala tatlının peşindeyim.
yani bu kadar yürekten istememeli.
bir gece ansınzın gelebilirim.
gel tabe.. geliom de bana de yeter datlu yiris süper datlu yimek te yiris.. gorkmuyom senden gel sen 🙂
bu olaydan 1 ay kadar sonra haberimiz oldu bizim. hepimiz kendisini köyde olduğunu sanıyorduk, bana telefon geldi sümer isimli arkadaşımızdan.
-abi herif dağıtmış boynunu falan…
– aaaassstir..hadi ya.. hadi gidelim.
gittik. ben, sümer, polat. kapı açıldı. girdik içeri. arkadaş çıktı boyunluklan. duyabileceğiniz en ince sesle bize
-merhaba…hoş geldiniz, dedi. dedi. ameliyat boyundan yapıldığında ses tellerine de temas olmuş böyle geçici bir maraz oluşmuştu. ama biz resmen şiştik gülmemek için kendimizi sıkmaktan. bütün aile orda olduğu için hiç tepki veremiyoruz. neyse bir ara yalnız kaldık ve ne biçim patlamıştık. yere düşmüştü polat gülerken. 1 ay falan kurbağa kermit gibi konuşmuştu. ulan olm var ya harbiden sevgili kulmuşun yani. bilmiom yani ne yapardım bişey olsa. üstünden 10 sene geçmiş olsa da tekrar geçmiş olsun dostum. 🙂
gecmis olsun hoca baya enteresan bi hikayeymis bende o adada ayagimi kesmistim denize girer girmez… bence yasaklanmasi lazim bu kadar sakat bi bolge daha yok denize girmek icin
çok geçmiş olsun nedense bu kırık çıkık hikayeleri hep böyle oluyor insan ilk etapta anlayamıyorum, seninki büyük bi badire tabi
hepinize, keşke o zamanlarda olsaydı hafif ve tanıyabilseydim böyle bir ortamı…