bildirgec.org

Örümcek Adam’ı kaybettik…

queennothing | 29 June 2011 14:25

1922 doğumlu çizgi roman ustası Stan Lee ile ‘Doctor Stange’in yaratıcısı olan Steve Ditko tarafından 1962 senesinde yaratılan Spider-Man, 22 Haziran Çarşamba günü piyasaya çıkan 160. kitabından başdüşmanı Green Goblin tarafından öldürüldü. Yazar Brian Michael Bendis’in ölüm anını yazarken gözyaşlarını tutamadığını itiraf ettiği bu durum, serinin takipçilerinin de içlerini burktu.

Bonnie and Clyde (1967)

queennothing | 29 June 2011 12:49

1922 senesinde Amerika’da dünyaya gelen Arthur Penn, 88 senelik yaşamına 20 küsur film ve üç Oscar adaylığı sığdırdı. Penn’in yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Bonnie and Clyde“, 1967 senesinde gösterime girdi. Senaryosu Robert Towne, David Newman ve Robert Benton tarafından yazılan film, 2,5 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle Amerika’da çekildi. 8 farklı dalda Oscar adayı olan yapım, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ve En İyi Görüntü Yönetmeni Oscar’larını aldı. Oscar Ödüllü Amerikan aktör Warren Beatty ile Oscar Ödüllü aktris Faye Dunaway‘ın başrollerini paylaştıkları yapımda 1939 doğumlu Amerikan aktör Michael J. Pollard, iki Oscar Ödüllü aktör Gene Hackman, aktris Estelle Parsons, Denver Pyle, Dub Taylor ve iki Oscar adaylığı bulunan aktör Gene Wilder de rol alıyor. Bir zamanlar Amerika’da harıl harıl aranan iki kanun kaçağı Bonnie Parker ile Clyde Barrow‘un birlikte yaptıkları soygunları ve aşklarını anlatan yapım, Yeni Hollywood Sineması’nın bir örneğidir.

After the Sunset (2004)

queennothing | 28 June 2011 22:08

Amerika doğumlu yönetmen Brett Ratner‘i Red Dragon, X-Men: The Last Stand, Rush Hour Serisi’nden tanıyoruz. Yönetmenin çektiği sinema filmi “After the Sunset” (Gün Batarken), 2004 senesinde gösterime girdi. İki defa Altın Küre’ye aday gösterilen filmde İrlanda doğumlu aktör Pierce Brosnan, Oscar adaylığı bulunan Meksikalı yıldız Salma Hayek, Amerikan aktör Woody Harrelson, Naomie Harris, Don Cheadle, Troy Garity, Russell Hornsby, Obba Babatundé ve 2006 senesinde kaybettiğimiz aktör Chris Penn rol alıyor. 58 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle Amerika ve Bahamalar’da çekilen filmin senaryosu Paul Zbyszewski ile Craig Rosenberg tarafından yazıldı.

What’s Eating Gilbert Grape (1993)

queennothing | 28 June 2011 21:39

Chocolat, Hachiko: A Dog’s Story, Casanova, Dear John gibi yapımlarla tanıdığımız İsveçli yönetmen Lasse Hallström‘ün yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “What’s Eating Gilbert Grape“, 1993 senesinde gösterime girdi. Peter Hedges’in romanından uyarlanan filmde üç defa Oscar’a aday gösterilen Amerikan aktör Johnny Depp, yine üç Oscar adaylığı bulunan aktör Leonardo DiCaprio, aktris ve müzisyen Juliette Lewis, Oscar Ödüllü aktris Mary Steenburgen, John C. Reilly ve Mary Kate Schellhardt gibi isimler rol alıyor. DiCaprio’ya ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’ dalında Oscar adaylığı getiren yapım, Altın küre Ödülleri’nde de büyük övgü topladı. 11 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle Amerika’da çekilen film, Türkçe’ye ‘Aşk Kapıyı Çalınca’ diye çevrildi.

Pixar “Brave”in fragmanını yayınladı

elizabethtaylor | 28 June 2011 21:07

Yeni Pixar animasyonu “Brave“, 2012 sonuna doğru vizyona girmeye hazırlanıyor. Görüntü yönetmeni Mark Andrews‘in yönettiği 13. Pixar animasyonunda oldukça kaliteli isimler seslendirme yaptı. Emma Thompson (Kraliçe Elinor), Billy Connolly (Kral Fergus), Kelly Macdonald (Merida), Julie Walters, Kevin McKidd bunlardan bazıları. Senaryosunu Brenda Chapman ve Irene Mecchi’nin birlikte yazdıkları filmden ilk tanıtım videosu yayınlandı. Kralı ve Kraliçesiyle İskoç Krallığı’na dair bol nükteli bir komedi yapımı olan film, ülkemizde 7 Eylül’de vizyona girecek.
Videoyu Buradan seyredebilirsiniz.

ArkoMen’le Bul-Kazan

absnth | 28 June 2011 12:59

Sıcak yaz günlerinde aradığımız ferahlığı bize yaşatmak için piyasaya çıkan ArkoMen duş jeli serisini tanıtmak için hazırlanan Facebook uygulamasında karışık olarak gelen kelimeleri bir araya getirerek anlamlı bir cümle kurmaya çalışıyorsunuz. Cümleyi kurmayı başaranlar ArkoMen Duş Jeli seti kazanıyor.

Uygulama: http://on.fb.me/Bul-Kazan

Maillerimizi el yazımızla yazıyoruz.

cereyani | 28 June 2011 11:41

Teknolojinin gelişmesiyle beraber o eskinin mektup kültürü artık hatırlanmaz oldu. El yazımızla değer kattığımız bizden bir özellik taşıyan mektubun yerini mail aldı artık. Hazır kalıp yazılarla yazılmış sadece derdimizi anlattığımız o yazı dizini. Burada bahsedeceğim site maillerinizi özelleştirmeniz için çok iyi bir fırsat sunuyor size. Sitede bu sistemin nasıl kullanıldığı çok anlaşılır bir videoyla anlatılmış. Ama ben yinede kısaca bir değineyim. Önce sitenin hazırlamış olduğu bir kâğıdın çıktısını alıyoruz. Bu kâğıtta hazırlanmış olan küçük kutucukların içine kendi el yazımızla tek tek harfleri yazıyoruz. Yazım işlemimiz bittikten sonra kağıdı istersek web camle ekrana tutup, istersek de (tabii varsa) tarayıcıyla taratıp sisteme atıyoruz. Attıktan sonra sistem bizim el yazımızı tarayıp tek tek çözümlüyor. İstersek üzerinde düzeltme bile yapabiliyoruz harflerimizin. Bu işlemde bittikten sonra yazmaya başlıyoruz. Maillerimizi yine site üzerinden yazıp göndermek istediğimiz arkadaşımıza gönderiyoruz ve ona özel olduğunu hissettirebiliyoruz.

WPACP | Google Sitenize Bayılacak!

wazm | 28 June 2011 09:32

WPACP | Wordpress Otomatik Yorum Eklentisi
WPACP | Wordpress Otomatik Yorum Eklentisi

wpacp | wordpress auto commenter plugin

evet bu eklentiyi duyana kadar web sitemin index hızını arttırmak için, aramalarda üst sıralarda çıkmak için, ziyaretçiye sitemin güvenilir olduğunu hissettirmek için bir ton para döküyor ve istediğim verimi alamıyordum. fakat “wordpress auto commenter plugin” türkçesi ile wordpress otomatik yorum eklentisi kısaltılmış haliyle wpacp ile web sitemi google ve diğer arama motorlarına sevdirmeyi başardım.

El Aynası

mavilikler | 28 June 2011 09:13

Yaşlanmak buydu işte! Bir kapıyı açıp girmek ve bir gölge gibi süzülmek içeriye… Gülüşün, bakışların oradaki yüzlerden tekinde bile bir yansıma bırakmadan; aynasız kalarak oradaki sandalyelerden birine ilişivermekti.

Oturur oturmaz çantasına saldırdı ve el aynasını çıkarıp büyük bir susuzlukla yüzünü seyretmeye başladı. O ayna günlerce çıkmazdı o köşedeki yerinden. Gözler kendisine bu kadar küskün değildi o zamanlar. Kendinden izleri bol bol görebiliyordu her yerde. Bir gülüşte, fazla uzayan bir bakışta saçlarının evden çıktığı kadar mükemmel göründüğünü keşfedebiliyordu.