bildirgec.org

tamilgerillası

11 yıl önce üye olmuş, 200 yazı yazmış. 773 yorum yazmış.

tamil firarda…

tamilgerillası | 24 September 2002 15:22

dün akşam kulunuz tamil ve bir arkadaşı buldukları bir davetiye sayesinde mumya firarda/runaway mummy isimli filmin ikinci galasında gitme fırsatı buldular. filmin kritiğini yapmayacağım. zaten yapamam adil olmaz çünkü sonunu getiremedim filmin. tadından yiyemedim. oyuncu kadrosu gerçekten de çok geniş. acun firarda, kim500milyaristerprogramında125milyarkazanançocuk, ayşe hatun önal, sinan çetin bunlardan bazıları. gerçekten çok seçme bir kadro olmuş. tebrik ediyorum. izleyebildiğim kadarı ile filmin konusunu anlatmak isterim. ahmet(teoman) paşa çocuğu bir gençtir-en azından annesi öyle bilmektedir. ahmetin annesi, ahmetin bütün gün kodak fotoğraf makinesi ile fanta balonu önünde durup fanta içen genç kızların fotoğraflarını çekmesinden ve bir baltaya sap olamamasından çok rahatsız olmaktadır. ancak işin aslı farklıdır, ahmet siyah ford focus arabası ile ajanlık yapmaktadır. cahit(tarık pabuççuoğlu) ericsson marka cep telefonu kullanan bir mafya babasıdır ve kuşu kalkmamaktadır. on senedir kuşa hasret kalan karısı nurten(nurseli idiz) ise artık ne yapacağını şaşırmıştır. mumyanın afrodizyak etkisi olduğunu öğrenen cahit türkiye’ye bir tabutla gönderilen ve medline ambulansı ile taşınan mumyayı ele geçirmeye çalışmaktadır. turist rehberliği yapan fatime(nurgül yeşilçay) istanbula getirdiği turistleri muhakkak topkapı eresin otelinde ağırlamaktadır. ahmet el işte göz oynaşta bir ajandır. fatimeyi takip ederken ona aşık olur. bir gün ford focus ile giderlerken, artık kafanızdan siliyoruz sloganı ile sigarayı bıraktıracağını söyleyen tedavi yöntemini gösteren bilbordun önünde dururlar. selami şahin balat karakolunda şarkıcılık yapan bir komiserdir, ancak ikiye bölünmüş ekip otosunu merterden balata kadar getirebilemektedir. leyla(şebnem dönmez) çok güzeldir. hatta filmin en güzel yeridir. ve olaylar içinden çıkılmaz bir hal alır. ________________________ aslında böyle bırakacaktım yazıyı ama içim el vermedi. işte kusuyorum sinirimi. oyunculuklar bir iki istisna dışında tam bir felaket. filmin bir çok sahnesinde mizansen bile yok. sahneler kesit kesit geliyor. ordan oraya, burdan şuraya. geçişler çok keskin. kavramakta zorlanıyor insan. üstte anlattıklarım da cabası. filme deli gibi para harcanmış anlatıldığı kadarı ile. ya kardeşim bu kadar para harcıyacağınıza lütfen biraz akıl harcayın da emeğinize yazık olmasın. ayıptır. gerçekten ama gerçekten çok sinir oldum. eve gidene kadar arkadaşımla filmdeki abuklukları anlattık birbirimize bitiremedik. o derece kötü bir film.

başlangıç sekansı/title sequence

tamilgerillası | 20 September 2002 00:20

“title sequence”‘ı başlangıç sekansı diye çevirebiliriz. (çünkü çok açık bir türkçesi hiç olmadı bunun) filmin künye bilgilerinin yazıldığı bu kısım sanırım artık herkesin yavaş yavaş favorilerinin bile oluşmaya başladığı bir bölüm oldu. özellikle 80’lerde gelişmeye başlayan bilgisayarlı animasyon tekniği ile daha da renkli, filmden hem ayrı hem de filme bütün bir hal aldı. konu ilk kez ilgimi çekmeye başlayınca karşıma ilk çıkan isim Saul Bass oldu. 30’lu yaşlarında Hitchcock’un ve James Stewart’ın döktürdüğü Vertigo‘nun başlangıç sekansını hazırlıyor. Daha sonra artık kült haline gelmiş North by Nothwestve Psycho için de Bass ile çalışıyor Hitchcock. Bass‘ın temelde yaptığı şey filmin temasını kazıyıp bir örnek ya da metaforla daha filmin başında izleyiciye vermek oluyor. bu sinemada o zamana kadar pek de rastlanan bir şey değil. film sizi daha en başından yakalıyor. kısa ses, resim ve yazı bir nevi entegre hale getiriliyor.(bu web tasarımcıları tarafından tekrar keşfedildi veya “re-engineer” edildi çağımızda bence).Örneğin Psycho’nun jeneriğinde kullandığı aşağı ve yukarı kayan düz kesin çizgiler meşhur banyo sahnesine atıfta bulunuyor. Bass özellikle 50 ile 70 arasında bayağı aktif çalışıyor.West Side Story, İt’s A Mad Mad Mad Mad World, Ocean’s Eleven, Spartacus..vs gibi bir çok önemli filmin sanat yönetimi ve başlangıç sekansları onun elinden çıkıyor. Bu dönemde özellikle Preminger ile çalışıyor. 11 filmde beraberler. 90larda ise Scorsese ile çok güzel işler yapıyorlar. Good Fellas mesela(ah ah ne süper filmdir). Şurda title sequence’in tarihsel gelişimi üzerine çok güzel bir makale ve kısada bir kronoloji çıkarılmış. Tabi bir de günümüzün örnekleri var. İlk olarak Süperman’in başlangıç sekansında kullanılan bilgisayar teknolojisi, günümüzde artık sinemadan da ayrı bir endüstri yaratmış durumda. Bir de tabi buna özel önem verenler var. tabi ki David Fincher’danbahsediyorum 🙂 dibimin düştüğü Se7en .ortaya koyulan sayı ile harf ilişkisi, kargacık burgacık yazıların rahattığı güvensizlik sizi daha baştan kavrıyor. İşte bunu yapan adam ve onun kurduğu Imaginary Forces isimli şirket. Portföylerine bakacak olursanız tv dizilerinden (Ally McBeal mesela) albüm kapaklarına bir sürü iş yapıyorlar. Filmler arasında ise Mumya, Wild Wild West, Blade…vs. Bir diğeri firmada yine bir Fincher filmi olan Panic Room’unbaşlangıç sekansını çeken Picture Millisimli firma. Portföylerinde çok sükse yapmış işler yok ancak yine de güzel işler var. Hollow Man, Rome Must Die ..vs. Son olarak beğendiğim taytıl sekuanslardan bir demet sunuyorum;

bir ışın kılıcım olsa…

tamilgerillası | 17 September 2002 14:29

olsa şöyle bir tane mesela çantamın cep telefonu koyulan yerine yerleştirirdim. tam sanki onun içinmiş gibi. ya da bir çengellen falan şöyle afili şekilde asardım pantolona, kıçımda sallanırdı. canımı sıkan durumlarda şak diye çekerdim. sonra ziyuvvuaanNNNNNNNNN diye, olaya son noktayı koyardım. aklını alırdım herkesin.