Liseli timberland ayakkabılarındı. Aceleci guguk kuşu gibi, amaçsızca! bilinçsiz bir aşka koşan. Bir deri ceketin ölüm sessizliğinde beklediğim tüm yollar tek şahidimdi. Çaresiz ağaçların masum gözyaşı idi zamansız kışa yenilmiş. Koyu bi o kadarda sararmış yapraklar.
Hangimiz seviyorduk ve neden?
Bence sen seviyordun ben de bu yüzden seviyordum. Sonrasında sen olmayınca anladım ki ben seni sebepsiz ve bahanesiz seviyorum. Olgunluğun evresi ve gençliğimin cehaleti yıllar sonra acımasızca eko yapıyor tüm yokluğuna. Hep ilkler unutulmaz diyorlardı ve ben de gülüyordum şimdi ise…
İlk tanışmamızda ki cümleler bile aklımda oysa yıllar geçti.
Merhaba merhaba ( sandalye çekme girişimi ve senin gösterişe gerek yok diyişin) ilk bakışmalar birazda çaktırmadan sonra yanımızda ki eskort arkadaşların komik bahanelerle ayrılma sebepleri.
O baş başa kalış ve susarak konuşmaya çalışmalar biliyorum ki o zamanlar bu icat edilmemişti.
Tek çare kantindi ve masumane bir çay ne yaparsın nescafe icat odluda biz mi söylemedik.