bildirgec.org

sadistköpek

11 yıl önce üye olmuş, 2 yazı yazmış. 1 yorum yazmış.

1 LİTRE BENZİN 1.35 DOLAR!!!

sadistköpek | 18 April 2004 23:06

dünyada başka 130 – 135 sent verip bi litre kalitesiz benzin alan ülke var mı acaba? araştırıcam, ama ne gerek var? millet hiçbişey yok gibi, her şey normal gibi satın alıyor. çok değil bi kaç yıl önce 1 dolardı, hatırlıyorum. noluyor ulan? niye yapılıyor bu? 13.5 dolar yapılsa litresi, milletten yine ses çıkmıycak mı? hiç bi boykot, protesto, toplu eylem filan olmıycak mı? sakın AB ülkelerinde de 1 yuroyu buluyo demeyin, onlarım alım gücü seninkinin 10 katı. buna rağmen rahatsız oluyo adam, tüketimi düşürmeye çalışıyo, düşünün artık. yaşı büyük olanlara da tasdik ettirdim, benim çocukluğumda daha da düşükmüş, 60-70 cent kadarmış. benim tahminim bu rafineriden 8-9 cent gibi bi fiyata çıkıyo. pompada 135 cent!!! yaşasın türkiye. güzel ülkem. dünyalara değişmem.

feci hikaye-yada-fecaat-yada-benim bi hayatım yok

sadistköpek | 18 April 2004 16:36

Bu hikaye çok acıklı. Kendine ve aklına, mantığına güveni tam olan bir gencin (bendeniz) güveninin nasıl sıfıra indiğini gördüğü, pişmanlık duygusunun ne kadar ağır olabileceğini keşfettiği, hayatta en berbat şeyin pişmanlık ve zamanı geri döndürememek olduğunu idrak ettiği komik ve utanç verici bir hikaye. Günlükçülerle paylaşmak istedim.

Hikayemiz üyesi olduğum meslek odasının düzenlediği bi kursta başlıyor. O sırada üniversitede öğrenciyim, yaz tatili… İlk ders günü gittim sınıfa, ders çoktan başlamış, girdim içeri, en arka bilgisayarda bir kişilik yer var, iki kişiye bir bilgisayar. Gittim oturdum, aa ne şans, sınıfın en güzel kızının yanına denk geldim. Derken tanıştık. Ben bir şeyler yaparken öyle aptal aptal bakıyordu ekrana, çok şirindi. Hoşlanmama rağmen neredeyse bir ay boyunca bir şey söylemedim. Başka bir şehirde üniversitede okuyordu, arkadaşı vardır diye düşünmüştüm. E düşündün, ama emin olabilir misin? Hadi arkadaşı var, açık konuşarak kaybedeceğin bir şey var mı? Neden pasif kaldığımı şu anda anlayamıyorum. Kurs süresince resim çizme yeteneğim olduğunu fark etti. Ondan bir fotoğraf istedim, isterse portresini çizebileceğimi söyledim. Bunu aslında ondan çok ben istiyordum tabi. Fotoğraf getirdi, ben de çizdim, bir kopyasını verdim. Son ders gününden önceki akşam aradım telefonla. O gün neden gelmediğini sordum. Yarın gelmesini söyledim. “Son kez görüşsek iyi olmaz mı” gibisinden saçmaladım. Kim bilir, ertesi gün gelse, belki patlatacağım müjdeyi. Şimdi düşünüyorum, o anda arkadaşı da yokmuş, yaz bitene kadar orada, ailesinin yanında kalacak, ben de oradayım yaz bitene kadar, daha görüşürdük her halde… Yanımdaki sandalye boşken dersi hiç dinlemedim, kimseyle konuşmadım. Ciddi ciddi beni heyecanlandırmıştı çünkü, nefret ettiğim halde her kurs günü sinekkaydı tıraş oluyor, en iyi giysilerimi giyiyordum. Hatta okuduğum şehirde beni bekleyen kız arkadaşımı bir çırpıda gözden çıkarmıştım. Bu onunla kıyaslanmazdı, daha olgun, daha uzun boylu, daha akıllıydı.