mevsimin yağmurunu, rüzgarını al ve gel bana. dökülen yaprağını, bulutların arasındaki cılız güneşini al ve gel. sevdiğimiz denizin kıyısında koklayalım gün batımını. dalga sesine ver sen saçlarını, ben ardında dans edeyim alacakaranlık sema ışıklarının. yokoluşunun altıncı baharında gel tam da. ne ben sorayım nerelerdeydin diye, ne mevsim, ne gök, ne ay.
sen beni bilirsin.şiir de yazmam, çiçek te almam sana. kavgalarım sebepsiz, kıskançlıklarım tutarsız, sevmelerim sınırsız sana. sen beni bilirsin. yokoluşunun üzerinden geçen altı bahara rağmen değişemedim ben. hala tutarsız hala sebepsizim. sen yoksun ya onlar bile çekilmez oldular. kendine tutarsız kendine sebepsiz bir adamım bolukta salınan. baharlara böyle anlam yükler mi hiç insanoğlu yoksa? sen bilirsin beni teni yumuşacık, bebek kokulu sevgilim. ne çiçek aldım ne şiir yazdım sana. denedim ama kızma hemen. komik oldu güldün, sonra yazamadım işte bir daha. çiçeklerse, onu hiç sorma.