bildirgec.org

puli

11 yıl önce üye olmuş, 3 yazı yazmış. 0 yorum yazmış.

mevsim normalleri

puli | 17 February 2007 13:05

mevsimin yağmurunu, rüzgarını al ve gel bana. dökülen yaprağını, bulutların arasındaki cılız güneşini al ve gel. sevdiğimiz denizin kıyısında koklayalım gün batımını. dalga sesine ver sen saçlarını, ben ardında dans edeyim alacakaranlık sema ışıklarının. yokoluşunun altıncı baharında gel tam da. ne ben sorayım nerelerdeydin diye, ne mevsim, ne gök, ne ay.

sen beni bilirsin.şiir de yazmam, çiçek te almam sana. kavgalarım sebepsiz, kıskançlıklarım tutarsız, sevmelerim sınırsız sana. sen beni bilirsin. yokoluşunun üzerinden geçen altı bahara rağmen değişemedim ben. hala tutarsız hala sebepsizim. sen yoksun ya onlar bile çekilmez oldular. kendine tutarsız kendine sebepsiz bir adamım bolukta salınan. baharlara böyle anlam yükler mi hiç insanoğlu yoksa? sen bilirsin beni teni yumuşacık, bebek kokulu sevgilim. ne çiçek aldım ne şiir yazdım sana. denedim ama kızma hemen. komik oldu güldün, sonra yazamadım işte bir daha. çiçeklerse, onu hiç sorma.

saçmalığın ta kendisi!

puli | 09 February 2007 01:29

Nereden başlayıp neler anlatacağımı bilmiyorum. Konu “mallık”. Çok sert oldu giriş evet farkındayım. Boktan olduğunu düşündüğüm hasta ruh söyletiyor böyle şeyleri bana. Neden boktan? Bu derin manalı soru ile karşılaşıyorum ilkten. Neden boktan der insan kendine? Böyle pis kokulu, kötü görünümlü bir nesne (nesne?) ile özdeşleştirir kendini? Bilmiyorum! Ama bazı saptamalarım var kendimle ilgili.

Buyurun;
Cümle içinde kullanımına göre değişen bir durum boktanlık hali. Kimi zaman bıkkın, bezgin bir hali anlatıyor.

Kimi zaman içinden çıkılmaz bir durumu. Hepsinden farklı pozisyonlarda karşıma çıkabiliyor benim bu kelime günlük yaşamda. Tabi ki örneklediğim ruh halleri ile de baş gösterebilir. Ama farklılığı fazlaca. Uçaktayız öyle hesap et. Uçak tüm hızıyla düşüyor, insanlar çığlık çığlığa. Tavanlardan maskeler düşüyor, şişme bilmem neler omuz-boyun arasına sıkıştırılmış. Dua edenler, ağlayanlar, yasak olduğu halde cep telefonunu açmaya uğraşanlar (düşüyor?yasak?neyse)… Panik havasını az çok Amerikan filmlerinden biliyoruz.

küfürlü konuşma!

puli | 09 February 2007 01:17

en başta belirtmek isterimki sayfa; süper bir gün. hamburg’a gitmişliğim mevcut aynı böyleydi hava değişik gelmişti. trabzon’a gitmişliğim mevcut aynı böyleydi hava. seviyorum hafif damlalar havada asılı kalıyorlar. yüzüne çarpıp ıslatıyorlar. sırılsıklam ıslanmaktan daha iyi olduğuna inanıyorum.
neyse, ne boksa işte. ne işim var işyerimde bugün o konuda fikrim yok. çalışıyor muyum? hayır. ne yapıyorum peki? oturmuş insanların tarihe düştükleri notlara dair şeyler okuyorum. misal gazetelerin internet sayfaları, forum sitelerinin random bilmemkaç konulu acayip işleri, blog sayfaları vs. neden ilgilendirdiği ile de ilgilenmeden yapıyorum bu işi. çelişik çakışık çukuşuk bir durum. akbokumdaki 6,25 ytl nereye kadar götürürse gitmek istiyorum. mesela kartala götürür. oradan bir trene binilebilir. artık bilmiyorum meram mı gelir doğu mu gelir. ankara olur sabit bir yer olarak (sabit?) oradan otobüsle merzifon. yüzde 90 ihtimalle kamyona otostop sinop. sonrası yine ticari olarak otobüs vasıtasıyla tosya, ardından kastamonu. araba kirala safranbolu. arabayı bırak, midibüsle bartın. sahilden tekne zonguldak ve yine minibüs ereğli. otobüsle istanbul. akbokta kalanla metro merter; tumba yatak. yok 6,25 ytl dünya gezdirir insana.