bildirgec.org

odo

11 yıl önce üye olmuş, 248 yazı yazmış. 46 yorum yazmış.

photoshop ile daha güzel yüzler

odo | 15 November 2007 18:21

tutorialoutpost sitesinde photoshop, flash, 3d studio max, illustrator, html, css kategorilerinde düzenlenmiş olarak kimisi video kimisi resimli anlatımlar olmak üzere güzel eğitici kılavuzlar (tutorial) hazırlanmış.

bunların içerisinden photoshop için kullanışlı olabilecek portre fotoğraflarını düzenleme seçeneklerinden bazılarını tanıtacağım.

  • pürüzsüz cilt
    özellikle portre fotoğraflarında karşımıza çıkan pürüzlü cilt, sivilceler vb gibi “çıkıntı”ların düzeltilmesinde ve pürüzsüz bir görünüm sunulmasında yardımcı olacak bir video.

  • dijital plastik cerrahi
    ufak çaplı güzelleştirme operasyonlarına nasıl girişebileceğinizi resimli olarak anlatan bir döküman.

  • saç rengini değiştirme
    saç rengini kolaylıkla nasıl değiştirebilirsiniz?

  • Bronz ten efekti
    film poserlerinde ve reklam afişlerinde olduğu gibi bronzlaştırılmış bir ten etkisi yaratmanın yolları

tam zamanında çekilmiş 25 fotoğraf

odo | 15 November 2007 17:21

“fotoğraf bazen, sadece andır” desem ustalar kızar mı acaba? burada doğru anda çekilmiş 25 fotoğraf sıralanmış. 1sn evvelinde ya da sonrasında bu fotoğraflar çekilemezdi. aslında hiçbir fotoğraf iki ayrı anda çekilemez. o zaman şöyle diyelim: bu fotoğrafların 1 sn evveli ya da 1sn sonrası ile gördüğümüz arasında dev farklar var.

güneş enerjisi’nde devrim mi?

odo | 15 November 2007 17:10

güneş enerjisinin, güvenlik, çevrecilik ve süreklilik açısından diğer enerji kaynaklarının açık bir farkla önünde durmasına rağmen bu enerji biçimini kullanacak teknoloji her zaman çok pahalıya malolmuştur. kâr endeksli bir yaklaşımın esas olduğu bir dönemde yaşadığımız için, çevreye ve insana verilen onca zarara rağmen öteki enerji kaynakları her daim revaçta oldu.

ancak bu yeni teknoloji -eğer anlatıldığı gibiyse- durumları biraz değiştirebilir. bu yöntemde büyük camlar, çerçeveler ve silikon kullanılmıyor. bunun yerine ince sac kullanılıyor. yani, artık güneş panelleri olmadan güneş enerjisinden faydalanmak mümkün olacak. üretici firmanın iddiasına göre bu yöntemle üretim maliyetinde %90 tasarruf sağlanabilecek.

parmak saati

odo | 15 November 2007 16:26

ismini ben koydum. duvar saati, masa saati, kol saati derken hadi bu da parmak saati olsun dedim.

Charles Windlin‘in tasarladığı bu zamazingo kendi etrafında dönebilme özelliğine sahip tam 1400 minik küre içeriyor. kürelerin bir yüzü beyaz ve diğer yüzü siyah. küreciklerin dönüşünü düzenleyen elektronik bir devre yardımıyla, yüzük size zamanı gösteriyor.

kaynak 1

kaynak 2

bebo’dan girdim, facebook’tan geçtim, tv’den çıkıyorum…

odo | 15 November 2007 11:16

dün akşam atv’nin ana haber bülteni bana birşeyler düşündürdü. aslında izlemiyordum. sadece, bulunduğum salonda haberler açıktı ve zaten televizyon bana çok ters bir açıda duruyordu. ben kendi halimde, hiç mi hiç sevmemiş olduğum facebook’a rakip olarak tanıtılan google menşeili opensocial da neyin nesiymiş diye internet araştırmalarındayken, haber bülteninde yeni bir sosyal ağ çılgınlığından bahsedildiğini duydum. adı bebo’ymuş. alallala bu bebo da nereden çıktı şimdi deyip ekran karşısında yerini aldım.

izlediğim şey asla ve kat’a bir haber değildi. ana haber bültenleri ile her zaman övünmüş atv’de uzunca bir yayındı ama kesinlikle haber değildi. bu düpedüz reklamdı. ilk saniyelerde bunu farkettim ve ilerleyen hiçbir dakika beni yanıltmadı. ali kırca’nın kısa bir “facebook’tan sonra şimdi de bebo çılgınlığı başlayacak” minvalli açıklamasından sonra habere geçildi ve haberde herhangi bir atv muhabiri yoktu. çok belli ki o kısmı hazırlayan bebo’nun kendisiydi. özenle seçilmiş bir ses tonu, bir reklam/tanıtım filminde çoğu zaman olan değişik yerlerden alınmış tekrarlarla dolu görüntüler ve atmosferi güçlendirecek bir müzik vardı. işte arka plandaki o güven veren, etkileyici ses (reklam piyasasının olmazsa olmazı) anlatıyor. bebo çok ilgi gören bir sistemmiş. hangi ülkelerde bilmemkaç milyonlarca kullanıcısı varmış. türkiye’de de hızla büyüyormuş. facebook’a güçlü bir alternatifmiş ve ekstra bir dolu özelliği varmış. youtube’a da benziyormuş. falan filan…

facebook ve opensocial karşılaştırmalı istatistikleri

odo | 14 November 2007 23:56

rapleaf firması yaygın opensocial araçları ile facebook‘u karşılaştırdığı bir istatistik yayınladı. İstatistikleri google’a ait opensocial üzerindeki 5 sosyal ağ (MySpace, LinkedIn, Friendster, Plaxo, ve Hi5) ile facebook’un kullanıcı verilerinden elde edilmiş.

öne çıkan istatistiki veriler şöyle:

  • opensocial platformundaki siteler içerisinde en büyük çakışma myspace ile hi5 arasında yaşanmış. şöyle ki, hi5 kullanıcılarının %43’ü aynı zamanda myspace kullanıyor.
  • facebook kullanıcılarının %63’ü kadın, %36’sı erkek; opensocial kullanıcılarının ise %61’i kadın, %39’u erkek.
  • 18-25 arası yaş grubu, facebook kullanıcıları içinde %52’lik, opensocial kullanıcıları içinde ise %40’lık kesimi oluşturuyor.
  • facebook kullanıcılarının %62’si aynı zamanda myspace kullanıcısı. buna karşın myspace kullanıcılarının ancak %15’i facebook kullanıyor.
  • facebook’ta çoğu opensocial sitesinde kadınlar daha fazla, ancak linkedin selamlık gibi. burada kadınlar %38, erkekler ise %61 oranında.

tüm istatistiklere buradan ulaşabilirsiniz.

Gidip Gelen Google Toplumda Korku ve İnfial Yarattı

odo | 14 November 2007 12:02

başlıkta biraz abarttığımı söylememe bilmem gerek var mı?

bu sabah yaklaşık 10-12 saatleri arasında etki alanını henüz bilmediğimiz ama ülkenin genelini etkilediğini tahmin ettiğimiz google kesintisi birçok insanı ne yapacağını bilemez hale getirmiş.

çağımızda, büyük çaplı ve uzun süreli elektrik kesintilerinin kaotik sonuçlar yaratabileceğini biliyoruz. ki abd ve kanada’da benzer bir durumla karşılaşılmıştı.

şimdi yeni bir kavramı daha lugatımıza eklememiz gerekiyor: “google kesintisi”. internet alemini google’sız düşünmek herkes için kolay olmasa gerek.

2GB Kablosuz Hafıza Kartı

odo | 14 November 2007 02:44

bir dönem teknolojinin göstergesi olarak kabul edilen kablolar, ilerlemeler bu hızla giderse çok yakında ilkelliğin sembolü haline gelecekler. kablolar günlük yaşamımızdan adım adım geri çekiliyorlar.

“kablosuz hafıza kartı” tanımı ilk anda biraz kulak tırmalıyor. ancak durumu fena anlatmıyor. bu kartı bilgisayarınıza bir kez tanıttıktan sonra hangi alete takarsanız takın, o aletin bilgisayarla olan iletişimini ve veri alışverişini kablosuz olarak sağlayabiliyorsunuz. diyelim ki fotoğraf çektiniz. çektiğiniz fotoğrafları herhangi bir kablo bağlantısı kurmadan bilgisayara aktarabilirsiniz.