Sol kolunun ağrısıyla uyandı yaşlı adam. Bir anda acı mı ağrı mı olduğunu anlayamadan ağrıyan kolunu yavaşça göğsünün üzerine koydu. Şimdi ağrı biraz hafiflemişti sanki. Gözünün ucuyla tahta masa üzerindeki saate baktı. Yediyi gösteriyordu. Akşam yedi mi sabah yedi mi olduğunu kavrayamadı. Ardından “ne fark eder?” diye mırıldandı kendi kendine. Akşam ya da sabah olması hayatında çıkanları, avucunun içinden kayıp giden hayatı geri getirebilecek miydi?