bildirgec.org

melody park

12 yıl önce üye olmuş, 21 yazı yazmış. 4 yorum yazmış.

İKSV SİNEMA ÖDÜLLERİ

melody park | 14 April 2007 21:44

26. Uluslararası İstanbul Film Festivali ödülleri dağıtıldı.

Sinema onur ödülünü favori yönetmenlerimden Gus Van Sant’ın almasına çok sevindim fakat ulusal yarışmada en iyi film ödülünü ‘İklimler’in alması bana biraz yapay bir karar gibi geldi.

En iyi Kadın Oyuncu ödülü ‘Beynelmilel’ filmindeki rolüyle Özgü Namal’a, En İyi Erkek Oyuncu ödülü ise ‘Takva’ filmindeki rolü ile Erkan Can’a verildi. İkiside performanslarıyla bu ödülleri hak etti bence.

En İyi Yönetmen Ödülünü ise ‘Kader’ filmi ile Zeki Demirkubuz aldı.

Yerinde Saymak

melody park | 14 April 2007 21:16

Bugünkü Radikal’de Haluk Şahin’in Nokta dergisi baskını ile ilgili yazısını okuyunca bir arpa boyu kadar yol alamadığımız pekişmiş oldu yeniden. Kendisi 24 yıl önce derginin genel yayın yönetmenliğini yaparken de benzer bir uygulamayla karşılaştığını yazmış ve ‘az gitmiş uz gitmiş nereye gelmişiz’ diye de haklı olarak yakınmış.

Evet hiç yol alamadık, çünkü ülkemizde ‘yerinde saymak’ in ‘değişmek’ out.

Birde farkında olmamız gereken şu varki, o da ‘arama izni’ vs. belgeleri olunca herşeyin normal ve sağlıklı olduğu izlenimi verilmesi.

Ortaya Karışık

melody park | 14 April 2007 15:50

Aslında film afişleri konusunda uzun bir yazı yazma fikri epeydir aklımda ama bunu yine sonraya saklayım ben ve gündemdeki bir filmin afişine yoğunlaşıyım. Başrolünde Sandra Bullock’un oynadığı ve türk asıllı yönetmen Mennan Yapo’nun yönettiği ‘Sıradışı’ filminin afişi bir tasarım harikası, bayıldım. Doğayla yaratılan bu insan figürü filmin adına da yakışır bir şekilde ‘sıradışı’ olmuş. Aşağıdaki linkten detaylı bir görünüm elde edebilirsiniz.

http://www.sonypictures.com/movies/premonition/

Bu arada düşünce akışını bozarak kendimle kısa bir röportaj yapıyım.

Athena&Kurban

melody park | 13 April 2007 00:20

Rock müziğin en enerjik ve aynı zamanda en iyi gruplarından biri olan Kurban yeniden birleşti ve gruptan ayrılan davulcu Burak Gürpınar’da tekrar kadroya geri döndü biliyorsunuz. İlk başlarda azılı bir Kurban fan’ı olarak Burak Gürpınar’ın artık Athena’da eylemlerine devam edecek olmasına üzülmüş, Athena’nın son albümlerindeki ivme düşüklüğünü de göz önüne alarak ‘yazık oldu’ demiştim.

Fakaaaat…

Burağı kadrolarına aldıktan sonra Athena kendi adını taşıyan (bir öze dönüş hikayesi) öyle süper bir albüm yaptı ki ‘budur’! dedim. Burak Athena’ya inanılmaz bir hacim katmış, sound değişmiş ve şarkıların yüzüne kan gelmişti. Punk-thrash dönemlerinde kaydettikleri ‘One Last Breath’ albümünden sonra mainstream’e kayan ve ‘Skalonga’ albümünü kaydeden grubun bu albümden sonra yaptığı en iyi çalışmaydı bu. Sonrası da geldi zaten. Nirvana’nın ‘Breed’ şarkısını başarıyla coverladılar ve beş şarkılık bir E.P kaydettiler. Bu albümde yine bir önceki kayıtları gibi aynı kalite ve güzellikteydi. (Özellikle -Gökhan’ın da şu ana kadarki en iyi vokal performanslarından birini çıkarmış olduğu- ‘Kayıp’ şarkısı süperdir!)

Kırmızı+Mavi=Mor

melody park | 11 April 2007 09:56

Dün gece düşündüm de
renkler olmasaydı
Yaşanmazdı bu dünyada
Korktuğum odur ki
Kapkara bir dünyayı
isteyenler var aramızda

Barış Manço

Çocukken en sevdiğim şarkılardan biriydi Barış Manço’nun ‘günaydın çocuklar’ şarkısı. İlk kez bu şarkıyı dinlediğimde gerçekten farkına varmıştım renklerin öneminin. Geçenlerde kitapçıda dolaşırken yeniler bölümünde Dost Yayınlarından çıkan ”Renkler” isimli kitabı görüp incelerken bilinçaltımdan bu şarkı fırladı ve bende psikologların yardımı olmadan çocukluğuma inmiş oldum bir güzel.

X Y’yi ALDATIYOR!

melody park | 11 April 2007 09:31

Flaş flaş flaş… ‘X’ eşini aldatıyor mu? ‘Y’ kiminle birlikte?
‘Z’ yuva mı yıkıyor?

İnsanların ve insanlığın yeterince sorunları varken kime ne x’den y’den z’den ve onların birbirleriyle olan ilişkilerinden.
Ama doğru halk bunu istiyor değil mi? Biraz sokaklara çıkında bakın bakalım halk neyi istiyormuş görürsünüz.

Ayrıca sırf ünlü diye insanların özel hayatlarını afişe etmek ve basitleştirmek çok etik dışı bir davranış, bunun adı ‘gazetecilik’ olamaz.

İnsanların yatak odalarına kadar girerek, herşeyi olduğu gibi ekrana boca edenler ‘biz işimizi yapıyoruz’ lafına sığınmak yerine işlerini gözden geçirseler hiç fena olmaz.

İnsan hayatı kutsaldır, bilenler bilmeyenlere öğretsin.

Çalmıyorum, Küfrediyorum!

melody park | 07 April 2007 01:36

Bugün sokakta yürürken küçük bir kız gördüm, ağzında mızıkasıyla kafasını sallaya sallaya aynı ritimde çalıyor ve yanında taşıdığı karton kutuya da ‘performansına’ karşılık bozukluk bekliyordu. Yüzü gözü kir içinde olmasına rağmen çok sevimliydi. Etraftan geçenlerin pek umrunda olmasada çok hoşuma gitti onun bu dünyayı umursamaz hali. Yanına gidip konuştum biraz ama o konuşmadı pek. Kendisini kameraya almak istedim çalarken ama biraz utanarak ‘abi çekme yaaa’ deyince çekmedim. Toplumun bu objektif fobisi onada yansımıştı sanırım, belki de halinin görüntülenmesini istemiyordu. Kafasını sallayarak öyle bir çalıyorduki aslında çalmıyor küfrediyordu. Yoksulluğuna, yaşadığı koşullara, hayata, herşeye. Haklıydı. Ne zaman gerçekten birşeyler değişecek çok merak ediyorum. Son zamanlarda çok tartışılan o meşhur slogandan esinlenerek ‘hepimiz o küçük kızız’ desek, sokaklara dökülüp bağırsak haykırsak isyan etsek, hayatın gerçek gündemi bu siz nelerle uğraşıyorsunuz desek, hesap sorsak. Şu düzeni yıksak artık.

Reklamlar

melody park | 05 April 2007 11:20

İçinde estetik ve yaratıcılığı barındıran reklamlara bayılsamda, hayatla ilgili aforizmalar sunan ve etik sınırları zorlayanlar sinirlerimi bozuyor. Bir otomobil reklamı vardı eskiden, bir adam camdan aşağı düşerken son anda bir yere tutunmuş yardım bekliyordu. Bu sırada olayı gören aynı apartmandan bir kadın hızla dışarı çıktı ve biz kendisini reklamın kahramanı ilan edecekken o bizi şoka uğrattı. Meğerse adamın hayati durumu umrunda değilmiş kadının. Adam arabasının üzerine düşüpte o ‘gücün sembolü’ cici arabasına zarar gelmesin diye çırpınıyormuş kadın. Arabasını biraz geriye çektide rahatladı ve büyük bir huzurla evine döndü sonra. Bu reklam epey sinirlerimi bozmuştu zamanında örneğin. Bu sadece bir tanesi tabi, bu gibi sinir bozucu reklamlar çok. Nesneyi yücelterek insanlığı devre dışı bırakan bu tarz etik dışı reklamlar her gün utanmadan gözümüzün içine sokuluyor. İnsancıl duyguların ve değerlerin önemini yitirip materyalizmin yüceltildiği bir çağda reklamların toplum üzerindeki etkilerinide hesaba katarsak konu ‘amaan reklam işte’ deyip geçilemeyecek kadar önemli bence. Umarım reklam verenler ve reklamcılar konuya daha duyarlı davranabilme yeteneğini gösterirler.

Müzikal Fantaziler

melody park | 04 April 2007 16:16

Bir varmış bir yokmuş ülkenin birinde sadece ‘melody park’a özel bir festival düzenlenmiş, bu festivalde ‘melody park’ın sevip saydığı saygıda kusur etmediği dili ingilizce olan bazı grup ve müzisyenler onun yazıldığı gibi okunan güzel dilinden bazı şarkıları coverlamışlar ve çok eğlenceli olmuş. Bu festival ve konserleri hayal mühendisi ‘melody park’ dışında hiçkimse ne görmüş ne dinlemiş. Ama Cadı Sila ne yapıp edip bazı bilgileri basına sızdırmış. Buna göre festivalde çalınan bazı şarkılar şunlarmış:

Nirvana – ‘aşk öldü’ (Mavi Sakal)
Radiohead – ‘hiçkimse bilmez’ (Teoman)
Sohodolls feat. Cobrakiller – ‘gelinlik sarhoşluğu’ (Aylin Aslım)