bildirgec.org

Uzun zamandır arıyorum ancak bir türlü bulamıyorum. Clipper’ın herhangi bir versiyonu yaması vb. elinizde varsa ve gönderirseniz valla cillop gibi olur. Niye lazım olum, ne dir bu çağdışılık derseniz…. …Basic, clipper fortran, cobol mobol gibi eski programlama dillerinden oluşan bir sanal müze hazırlığı içerisinde olan bir kaç arkadaş, özellikle Clipper’da eksiklik çekiyorlar. Funky’si olan varsa acilen göndermesi rica olunur.

David Lynch adlı hemşehrimizin ustalıkla yaptığı filmi izledim geçen gün. ancak velakin filmi bi türlü çözemedim. Cd’sini alıp iki keredaha izledim. sonuç yok. arkadaşlarla vs. izledik. kritik yapma çabalarımız sonuçsuz. şimdi var mı aranızda bu filmi seyredip yorum yapabilcek arkadaş

hepimiz organik molekülleriz değil mi? ve hatta biz sadece 1 trilyondan fazla hücreyi oluşturan atomların nötron,proton ve elektronlarından oluşmuş değil miyiz? ve hatta -abarttım- bunların daha küçük partiküllerinden oluşmuşuz öyle değil mi? işte söylemek istediğim bu, bizi elle tutamadığımız gözle göremediğimiz ve hatta bilimsel olarak teori olarak geçen bu yapılar yönetiyor. hayatımız bu görülemeyen yapıların altında ezilip gidiyor. bize canlılık veriyor bu yapılar ve yine elle tutup gözle görmediğimiz bazı şeyler bizi, hava, su, ev, hayat, iş, okul, yemek, sıcaklık, seks gibi ihtiyaçlardan alı koyuyor. nedir bu ki, bu kadar kuvvetli…

…içinizde fırtınlar koparıyor, aklınızı başınızdan alıyor.
sebepsizce ve görünmeyerek. uykusuzluk, iştahsızlık, zamansız yüz kaslarının kasılması ile kahkahalar atmak ve nedensiz göz yuvalarının ıslanması, amaçsız yürümek, topluma uyumsuzluk, sidiğinizin renginin bozulması, okulda veya işte başarısızlık, bazen iktidarsızlıkta görülüyormuş….
üzgünüm ama bu belirtileri gösteriyorsanız ve aklını kaybetme eğilimindeysen, sizde bu gözle görülemeyen şeyin esiri oldunuz. her an hayatınız değişebilir. nasıl mı hiç migren geçirdiniz mi, yada sinüzitin nasıl gözlerinizle beyninizi baskı altına aldığını biliyormusunuz? eğer biliyorsanız, “aşk” denen şeyin esiri olduğunuzda yabancılık çekmeyeceksiniz, tabii “aşk” bunların birkaç ila bir kaç yüz doz üstünde bir acıyla gelecek kapınıza.
“kaybana ander” derler

bizim orada

Yılın en iyi hacker’ını seçtik, peki onu ne yapmalıyız. yıl boyunca yaptıkları için cezalandırmalı mı? yoksa sonraki yıllarda sistemin düzeltilmesine yardımcı bir parça olarak mı kullanmalı? Gerçi bu benim problemim değil, ben kendi çözümüme ulaştım, ancak bu konu ince bir konu ve herkesin kendi çözümüne ulşaması lazım. en iyi hacker ne yapılabilir; yaptığı hırsızlık ve çöküntüler için cezalandırılabilir. en iyi hacker sensin abicim, diğerlerinin yerine seni cezalandıracağız diyerek…. sistemin bir parçası haline getirilerek, anti-hacker olarak kullanılabilir ve sistemin noksan parçalarının onarılması için kullanılabilir. yada son olarak bu tip kişiler belirlenir tarzları belirlenerek etkisiz hale getirilir. yani eğer virüsle çalışıyorlarsa antivirüs üretilir, yada ne biliyim onlara ugun bir etkisiz hale getirme metodu üretilir. son olarak şu nu söylemeli; teknoloji ve bilim çözmek zorunda kaldığı bir problem olduğunda yenilik üretiyor. teknoloji kendini bu şekilde güncelleyebiliyor. kanunlar tüm dünyada konuya sonradan hakim olarak, suç olmayan bir şeyleri suç ilan ediyor. suç olmayınca kanun olmuyor, hastalık olmayınca ilaç, problem olmayınca çözüm gerekmiyor. virüsler olmasaydı bir sürü anti-virüsçü olmayacaktı. hackerlar olmasaydı güvenli ağlar, sistemler üretilmezdi… güvenli bir sistem istiyorsanız hackerlara katlanın… yılın en iyi hacker’ı seçilerek imha edildi. gözümüz aydın

çalıntı siteler gün geçtikçe artıyor. eğer siteniz kopyalanabilir ise yada bu konuda bir önlem almadıysanız her an emek verip yaptığınız animasyonlar ve dizaynlarınız taklit edilebilir… önleminizi alın.. ancak bunun bir başka boyutu saygıdeğer emekçi hırsızımız için… siz emerk verin site yapın, o emek verip çalsın. emekçilerimiz gün geçtikçe artıyor. açıkça söylemek gerekirse bence bunun bir mahsuru yok. çünkü yeryüzünde hiç bir gelişme, durduk yere oluşmaz. bir yeniliğin olması için, bir sorunun var olması gerekir. bir kuralın ortaya çıkması için önce o kuralın gerekmesi gerekir. deterjanlarda DDBnin zararlı olduğu ortaya çıkınca kısıtlanmıştır, ancak az miktarının bile kanserojen olduğu ortaya çıkınca, tamamı yasaklanarak DDBnin yerine LAB veya LAS maddeleri kullanılması zorunlu oldu. kimse netten bankaları zarara uğratmasaydı bu yasak olmayacaktı. son olarak şunu söylemeliyim, eğer hırsızlar, hackerlar vb. kişiler olmasaydı ne teknoloji bu kadar ilerlerdi ne de bilim genişlerdi. ölüm ve hastalık var olmasa kimse ilaç üretmez biyoloji denen bir bilim ortaya çıkmazdı. işte bu nedenlerle öneriyorum ki her yıl en iyi çalıntı site, en iyi hacker gibi yarışmalar düzenlenmeli, gelişmeyi destekleyen hastalık gibi ödüller olmalıdır. belki böylece hem kanundışı olanları legal hale getirir, hem de onları teşvik etmiş oluruz.

minoset plus ve parol birlikte alınıca problemleriniz kısmen azalıyormuş.. ancak minoset aşırı hassas bir ilaç diğer parasetamollerle birlikte alınınca komaya sokuyor… klinik deneyler diyorki alkolle alınırsa karaciğer işlevleri yitirir ve çeşitli ölümcül sonuçar doğurabilir. eğer yoğun ve psikolojik problemlerinizin altında eziliyorsanız bir psikoloğa gittiğinizde size büyük ihtimalle bir xanax verecek…. ….xanax alkolle alınıca etkisini kısmen yitiriyor. u nedenle doktorunuz size alkolle almamanızı tavsiye edecektir. ama illa ki alkol alıcam derseniz,doktor alkolün çözüm olmadığını söyleyecktir. ikinci seansta psikolojik durumunuz ilerlemişse işte size çözüm, akitenon iyi bir reçete çözümü. br>eğer tüm problemlerinizden kurtulmak istiyorsanız, tavsiyem bir kaç biradan sonra bir xanax ve üstüne iki minoset 500mg almanızdır. eğer tenha bir yerde bu olayı uygulamaya koyarsanız hastaneye yetişmenizde söz konusu olmayacaktır.

mail yakalamak ve bazı ilginç olanları burada söylemek, bazı arkadaşları çok bozmuz olsa gerek.. Sapkın birkişiliğim olduğunu düşündürecek kadar ilginç konuştular. Şunu belirtmek isterim ne o kadar sapkın bir kişilğim var ne de zevk için mail yakalıyorum. kişisel değil yalnız iş gereği…. ….iş gereği olduğundan yapıyorum-uz-. mail yakalamamızın nedeni de zaten ortalıkta dolaşan viruslu mailleri ortadan kaldırmak. Soın dönemlerde yaygınlaşan Winfun ve Sircom viruslerinin bir çok türk server ında görülmesinden sonra mail avcılığı ile bu sorunun başımızı ağrıtmamsı için böyle bir çözüm bulduk. işin 2 eğlenceli yanı var; 1-bu tip garip maillerin elinize geçmesi, 2-viruslu bir makina kullanırken sabahlamak. kesinlikle tavsiye ederim. ….

Çok sabırlı biriyimdir, o kadar ki okulu bitirmek için ya da üç gün içinde bitirmem gereken web tasarımı için ve de kız arkadaşımla çıkmak için haftalarca ve hatta aylarca bekleyebilirim. benim için hiç problem değil, acelem yok. Türk anlayışının bu çarpıcı örneğini aynaya bsktığımda hep görüyorum ve sabır büyük bir erdemdir deyip kendimi kandırıyorum…… Türk anlayışının bu çarpıcı örneğini aynaya bsktığımda hep görüyorum ve sabır büyük bir erdemdir deyip kendimi kandırıyorum, bu yüzden eski kız ardaşaım beni terkederken hiç şaşırmadım, “no problem” ve “evreka”. buldum beni çok duygusal bulmuştu, o yüzden dayanamadı {külli yalan} Bilmeyenler için biz türk toplumu genelde hem duygusal ve hem de çok sabırlı insanlarız. o kadar ki çok fakir oldukları için annesinin öğretmenlerini ikna etmesiyle lise 2 ye kadar gelmiş okuma gelmeyen bir öğrenci, bizim için bir gurur kaynağı. olanağı olmayanlara yardım gerek, o kadar takdire şayan bir sabrımız var ki, yıllarca kanımızı emen ve hep bir gün düzelir diyerek arabesk bir tutkuyla beklediğimiz mutlu huzurlu günler, bizim sabrımız tükeninceye kadar gelmeyecek…. “sabrı tembellikle karıştıranlar, mutluluğu, acı günlerin sonunda zanneder. o huzur da mutluluk da aslında acının bir parçası, sabır zannedilen de tembelliğin ta kendisi. acırım ise..” diyor düşünür. biz de böylelerine çok düşünme denir. ben tembelim, ben tembelim.. tembelim beeen, tembelim beeen…

kısa bir süre önce ele geçirdiğimiz -geçirme metodlarını sonra anlatırım- bir sistemle, nette dolaşan bazı e-mailleri yakalıyoruz işte size, günlük reytingi 5-10 olan bir on-line çiçek sitesine gitmek üzere yola çıkmış,ancak bizim gibi eğlence metodu farklı bir sürüye yakalanmış bir mail. bu mailleri kim atıyor allah aşkına? demek ki meraklıları var “sayın e-çiçek yöneticileri sayfanızda her hangi bir arama motoru yok, bu yüzden papatyalar hakkında bir bilgi bulamadım, acaba sitenizden birisine papatya göndermek mümkün değil mi?

uzun uzun yazacaktım ancak şu üstteki boşluk dikkatimi çekti, orada büyük karesel beyaz bir boşluk mu var ben artık doğru düzgün görmüyor muyum?