bildirgec.org

kirmizifare

11 yıl önce üye olmuş, 2 yazı yazmış. 0 yorum yazmış.

Gadjo Dilo

kirmizifare | 03 December 2008 13:26

Çingene denilince akla hırsız, pis, ahlaksız ve buna benzer bilumum çingeneleri toplumun dışına iten bir sürü kelime geliyor. Kimi zaman “Ne eğlenceli insanlar bunlar, keşke onlar kadar rahat olabilsek..” dememize rağmen kimi zaman da “Çingenelere benzedin” ve benzeri bir sürü cümleyle aşağlıyoruz onları. Ama içimizde hep bi ukte oluyor onların yaşadığı özgürlüğü dışardan izlerken… Kedi ulaşamadığı ciğere mundar der ne de olsa…

Yıllardır toplumların mevcut kurumlarının (hastane, hukuk ve benzeri kamu kurumlarının) kendilerini hep ezmesine ve görmemezlikten gelmesine, görseler de potansiyel suçlu damgasının basılmasına rağmen onları neşelendiren ve hayata tutunmalarını sağlayan en büyük güç nerden geliyor diye sormadan edemiyor insan.

Factotum

kirmizifare | 02 December 2008 12:02

2004’te İstanbul Film Festivali’nde gösterilen Mutfak Hikayeleri’nin de yönetmeni olan Norveçli yönetmen Bent Hamer‘ın yaptığı 2005 yapımı bir Charles Bukowski uyarlaması olan Factotum, özünde Bukowski’nin yirmili yaşlarında yaşadığı ve genellikle ucuz otellerde yaşam, üçüncü sınıf işlerde çalışma ve herzamanki gibi içki, kumar, kadınlarla olan ilişkilerini anlatan bir biyografi olarak da görülebilir. Ülkemizde Film Ekim 2005 kapsamında gösterildi. Pasaklı, günü gününe yaşıyan, içki yüzünden onlarca işten kovulan, evde ancak para verirse kalmasına izin vereceği bir babaya sahip, barda tanıştığı kadınlardan biri olan Jan’e (Lili Taylor) içki ısmarladıktan sonra Jan’in evine yerleşen birisi Henry Chinaski (Matt Dillon). Yaşamındaki kaosun içinde tek değişmeyen şey ise “her şey hakkında” yazma tutkusu. Patronunun karısı hakkında bile.
Filmin müziğine değinmeden geçmemeli.

Kristin Asbjornsen’in solistliğini yaptığı Dadafon adlı grubun film boyunca kasvetli, melankolik müziği filme ayrı bi doku katıyor. filmin sonunda çalan slow day ise bir Bukowski şiiri.
Ayrıca belirtmek gerek Factotum‘un kelime anlamı “bir işte yapılması gereken tüm niteliksiz işleri yapan kişi” anlamına geliyor. Sanırım filmin özünü yeterince açıklıyor.