bildirgec.org

hilaydan

11 yıl önce üye olmuş, 23 yazı yazmış. 67 yorum yazmış.

Ötanazi

hilaydan | 29 April 2003 14:01

Birinci dereceden aile yakınınız, pek çok yaşlı bir kadın, gözünüzün önünde hızla erimeye devam ediyor, tek gözü hiç görmüyor, ötekisi çok az görüyor, tek ayağının üstüne tam basamıyor, hızlı bir kemik erimesi var, tuvalet problemi var ki bu problem yaşlı insanlara çok sıkıntı verir, bebekler gibi bezlenmek istemezler ancak sürekli de kaçırırlar altlarına, bu yaşlı kadıncağız da böyle, yürürken bazen düşer, kulakları pek duymaz, aklı bazen yerindedir bazen de değildir, kişiliği konusunda fazla yorum yapmaya gerek yoktur, huzursuz, katı disiplinci, buyurgan, seven ama bunu asla göstermeyen, kincilik gibi kişilik özelliklerine sahip olsa da artık bunların bir önemi yoktur, huzurevine pek de istemeyerek, mecburen gitmiş ancak yapamayıp geri gelmiştir ve en önemlisi, ona bakan ailesi onu hastaneye götürdüklerinde doktorların her seferinde söyledikleri tek şey; “o kadar yaşlı ki biz burada hiçbir şey yapamayız, ne yapsak zaten boş çünkü yapacaklarımıza vücudu, bünyesi cevap vermez, eve götürün, ölümü orada beklesin”

Matrix gibi yaşamak!

hilaydan | 16 April 2003 17:49

Hep düşünürüm;

Belki de, bazen gerçekten de şu içinde yaşadığımız dünyayı sanal gibi, matrix gibi yada hayal gibi düşünmek gerekir ve bazen cidden de kendi kendimize, yaşadıklarımız gerçek değil, belki de aldatmaca, bu kadar da olamaz demeliyiz.

Bu dünyanın gerçek olmamasını istemek ile yaşanılanların yakından ilgisi olduğunu düşünüyorum. Yani, henüz gençliğinin baharında bir insana nasıl da hoş geliyordur bütün çevresi, ama büyüyüp, yaşayıp, acı çekip hele acılarını saklamayı da öğrendiğinde, gülen yüzlerin gerçek niyetlerini gördüğünde, en sevdiklerinin ona nasıl da çelme taktıklarını gördüğünde, insanların gösterdikleri ile yalnız kaldıklarındaki gerçek suratlarının nasıl da farklı olduğunu öğrendiğinde, bazı şeylere (para, hırs, kin gibi) nasıl da taviz verilip, diğer başka şeylere (fedakarlık, vicdan,erdem gibi) nasıl da değer verilmediğini ayrıca gördüğünde kimbilir artık büyümüş olan o insan belki de isyan noktasına gelip, hayır hiçbir şey bu kadar gerçek ve acımasız olmamalı diyerek içinde yaşadığı dünyayı matrix gibi görmek isteyecektir.

Vahşet dediğin böyle olur

hilaydan | 12 March 2003 12:13

Bugün gazetede okudum da şaşırdım biraz.

Birileri bizlere vahşi mi diyordu?

Çekip kafayı bulmuş oldukları yaptıklarından aşikar birileri (yine de bu durum [yani kafalarının dumanlı olması durumu],iyimser düşünceyle, onları haklı çıkartmaz, zira kafayı bulmadan önce hazırlıklarını yapmışlardır mutlaka yapacakları işle ilgili) ünlerine birazcık daha ün katmak, gerçek hayatlarında birilerinden yada birşeylerden alamadıkları hırslarını yaptıkları müziğin arkasına sığınarak almaya çalışmak adına kalkıp bir koyunun boğazını ellerindeki bıçakla kesip seyircilere fırlatıyorlar. Özürleri de kabahatlerinden büyük, kendilerine insan diyen birilerinin oluşturduğu bu vahşi grup hiç utanmadan bir de bu darbeden kafası kırılan izleyicisine bedava bilet sözü veriyorlar. Umarım o izleyici sesini biraz yükseltir de grubu dağılma noktasına getirir. (Ne demişler 10’dan 1 çıkınca kalır 9, ve 9’da 10’dan iyidir), hiçdeğilse. İsmiyle bu kadar aynı ve fazlası olan bir grup daha yoktur herhalde.