bildirgec.org

depart

11 yıl önce üye olmuş, 5 yazı yazmış. 2 yorum yazmış.

Melodramatik

depart | 11 May 2002 22:10

“Yazamayacak kadar yorgunum gittiğinden beri… Ne televizyon ilgimi çekiyor, ne de eskinin-ilgi-çekici-faaliyetleri… Demiştim sana, gidersen beklemem diye. Beklememek değil, bekleyememekti mesele… Demiştim-bekleyemiyorum-beklediğim köşebaşından gidiyorum…” Ve ardından bir kaç tıkırtı, şangırtı, sessizlik… Sonsuz huzur… Bilmek ister miydin gittiğin gün ne oldu? Fazla içki+sabah bir başkası ile uyanmak… Basit melodram, hiç gelmeyen son….

Tam vakti

depart | 10 May 2002 00:13

Ne de güzel içilirdi ama şimdi… Sabaha az kalmış, ben saatlerce bu anı beklemişim. Elimde kadeh, bir şişe de şarap… Sağımda solumda kim varsa, hepsi atışırken, saniyelik bir an -içme vakti geldi…İlk yudum, seninleyim… İkinci, üçüncü derken, gözlerimi açtığımda sarılmışsın bana, uyuyoruz. Farklı, biliyorum, olabilecek her şeyden farklı. Gecenin yarısı, yanımızda alelacele bitirdiğimiz şaraplar, yanımda sen; ömrümün huzuru…Saatler sonra buruk bir uyanış… Yastığımın üstünde minik papatyalar, sen yoksun… Dışarısı aydınlık, çoktan gün doğmuş, ama sen yoksun… Ne boş şarap şişeleri, ne de atışanlar yanımda; yalnızca bir kaç papatya…

This is called suicide!

depart | 08 May 2002 10:01

“I flirt with suicide,Sometimes kill the pain….”

Yüzünü gördükçe kendimi daha da kötü hissediyorum, aynalara bakamıyorum, kendimden kaçıyorum… Her köşebaşı benim için sana bir dönüş, ve ben yaptıklarımdan dolayı dönmek istemiyorum. Yüzüm yok sana nedeni nasılı açıklamaya… Ve kendimi hapsediyorum küçük kutucuklara, bir kaç kelime ile… Yüzünü artık görmek istemiyorum, vicdan azabı, bana “ceza vermeyeceğini söylediğin halde verdiğin acı”, kaçışlar, acıya saplanışım, batışım, kayboluşum… Seninse her şeye rağmen gülen yüzün, bana bakan gözlerin, benim için endişelenen kalbin… Hiç düşünmedin mi dün gece beni öylesine bırakıp giderken? Vicdanım ve ben, bir odada başbaşa… Söylesene, giderken sen de mi şeytani bir gülüş bıraktın ardında? Bana “Her şey düzelecek, gülümse…” derken alay mı ediyordun? Küçücük kutumda, gözyaşlarıyla boğulmak üzereyim. Sense…. Tadını çıkar, çünkü bu son…

“Demiştim..-Ölüm” ikilemi

depart | 05 May 2002 22:06

“Fazla sessiz, fazla sakin, 128’in karekökünün tamsayı olmadığını yeni keşfetmiş küçük bir çocuk gibiyim, fazla umutsuz… Yarın pazartesi ve ben şimdiden pazartesilerin o ürkütücü havasına kapılmışım… Boş şarap şişelerimiz hala şöminenin önünde, gittiğinden beri uzanıp çöpe atmaya elim varmıyor. Sanki sen bir saat öncesine kadar burdaymışsın ve biz onları yeni içmişiz havasına kapılıyorum her gördüğümde. Gideli sayılamayacak kadar çok saat geçti, dakikaları hesaba bile katmıyorum. Zaten küsüratlar değil miydi bize de sekte vuran? Korkuyorum, bu gidişin diğerleri gibi değil, biliyorum….” Son satırların ardından, giderken aceleyle tezgahın üstünde unuttuğun bıçağı alıp, “şarap şişeleriniz”in yanına gitti. Acı çekmeyi sevmezdi, onu cezbeden acı çektirmekti, bilirsin. Ama bu sefer, hafif sarhoş kafasıyla, hedefi “kendisi” yaptı. Loş ışıkta dahi parlayan bıçağın keskin yüzünde gezdirdi parmaklarını, yere bir kaç damla kan düştü. Kanı silmeden, -sanki bıçak senmişçesine bir hafiflik ve şevkatle- bıçağı kavrayıp, kalbinin üstünde gezdirdi… Kalbi, acı verendi… Bıçağı sertçe bastırdı, göğsünde derin bir çizik çekti… Gözleri kapandı, bir damla yaş düştü, bıçağı bırakmadan şarap şişelerinin yanına uzandı…. Gidişinin onu üzeceğini söylemiştim sana…

Eyvah!?!?

depart | 02 May 2002 21:05

Eyvah mı demeli acaba…? Aniden çekip giden sen, hala Walt Disney’i özleyen ben, özlemlemek ile özlemek arasındaki farka takılı ilişkimiz… Senin sürekli dikine gidişin, ve hiç bir zaman eşkenar olmamaktaki ısrarın, 30-60-90’lara mahkum kalışımız… “Hey, orada günlerin nasıl?” diye sitemle sorasım geliyor. Her su sesini yağmur sanıyorum artık, her tıkırtıyı şimşek… Sen, oradaki, herkes seni var sanıyor…