Onay kuyruğunda yaşadıklarım, kimsenin daha önce başına gelmemiş siberoptik bir hadisedir.
Siberoptizmin desteklediği düşüncelerin ışığında Bir kimsenin anlatmak istedikleri aynı zamanda anlaşılmaya çalışılıyorsa alelen bu bir ”zaman kırılması” na yol açıyor olabilir. ”Mümkün değil”, ”imkansız” diye nitelendirdiklerimizde, aslında bir bulmacanın parçalarından birisine işaret haniii….
Bir parça hayal et;
Her biri birbirinden ayrı olarak seçilmiş, bütüne karşı olan harekette birer birey….
Bir gökyüzü paramparça;
Bakılmaz en azından, güneş alır gözlerinizi sora soyutsal bir mezarlığın en diplerine bir yere…
Belki ; parçaları birleştirmen gerek..
-Bizimle bağlantıya geç.
+Nasıl bir bağlantı? Açar mısınız biraz?
-Duygularını mantığınla hareket ettirip siberoptik algılamalarınla topraktan humusu çıkarıp ye.
+Ben hayatımda böyle şey görmedim baba!
Bunu bularım, bu burunu burarım desem de… saçma bişey tabi ki bunlar.
Söyleme lan aynı şeyi, bak kızarım sonra seni ellerimle boğarım.
Psikopatlık bizde ırsi anam biz her köşe başında posta koyan çakma psikopatlara da benzemeyiz hani, sevdik mi ormanları yakan kızdı mı dünyaya söven arabeskin dibine vuranlardanız.
Yollar, gayet dar ve son sürat gidiyorum menzile doğru, doğru dürüst sürmek varken arabayı neden bir trafik canavarı edası?
Biz de trafik canavarlığı ırsi anam biz 180 le duvara girenlerdeniz hani…
http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=328786
Durmadan koşuşturuyorum oradan oraya acaba bu neyin telaşı ki bu kadar çok uğraşıyorum organizasyonumla?
Bir titreme geliyor sonra; titremeler ayak parmaklarımdan beynimin her hücresini işgale başlıyorlar.
Giderek dönmeye başlıyor dünya yıkılmaz sandığım kaleler teker teker yıkılıyor umarsızca.
Sonra bir girdabın içinde elimden tutuyor hüzün ve gözlerimde yaşlarım o an sanki bir başka diyardayım, yüzüyorum yukarı çıkmak için.Hıçkırıklarıma karışıyor çabalarım ama üzülme….Hıçkırıklarım arkadaşlarım….onlarla yaşıyorum… kimse yardım etmiyor ki zaten ne yardıma muhtacım nede hıçkırıklarıma.Bırakıyorum kendimi girdaba filmin sonunu bekliyorum.
Sonra film bitiyor ve bir yenisi başlıyor.
Ağlamak, yeniden doğuşu hatırlatmıyor.
Sorgulamıyorum hayatı, olanları, seni, beni, onu, onları, bunları, şunları, kedileri, köpekleri, savaşları ve küresel ısınmayı.
Birilerini de suçlamıyorum, kızmıyorum da…..
O kadar çok duygu var o kadar çok ses var ama duymuyorum oysa,
Duymak istemiyormuyum? ve hep başım sıkışınca mı yardım istiyorum?
İnsanları öldürmüyorum ama öldürenlere de mani olmuyorum, açlıktan ölmüyorum ama ölenlere de yardım etmek gibi bi düşünceye sahip deilim.
Hep birilerini suçlamak durumundayım !fuck bush! kaka bush kötü amerika!!!
Amerika kim? Oranın sahibi bush sanırım ama tanışamadık daha..
Sus!
Hiç ses çıkarma yada benim duymamamı sağla bir şekilde ben hala içindeyken.
Çirkinlik perdesi gözlerimin önüne henüz inmemişken devam et aynı yalana ve aynı yalana itaat eden insanlarla..
En mutlu anlarda gülümsemeni bir yastığa sonra yorgana sonra derinliğini ölçemediğim alabildiğine karmaşık bir karanlığa yolla.
Ve gitme!
Bırakma bu oyunu hala içindeyken ben..
Birilerine bir şey anlatmadan,
Yüzlerine gülücükler saçan.
O sen değilmisin ki!
Delilikten korkup kaçan.
Şimdi sen nerdesin?, şimdi ben nerdeyim?
Şimdi biz, şimdi onlar, şimdi bizler neredeyiz?
Delirmek üzereyim Antuan, beni bağışlayabilirmisin?
Antuan dediğimde safi salak benimle oyun oynamaya çalışan…
Ve bir ağacın önünde, soldan sağa hızla dönmekteyim..
Duruyorum aniden! ağaç yine önümde..
Ben mi dönüyorum? yoksa ağaç mı?
Delirmek üzereyim.
“Türkiye’de İklim Değişikliği Politikalarının Tanıtılması” Projesi, 2005 yılında LIFE Programı kapsamında Türkiye’de desteklenmeye uygun görülen tek proje olarak belirlenmiştir.
REC Türkiye’nin eşgüdümünde, 2006-2008 yılları arasında yürütülecek projede, T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü ve Exergia firmasının proje ortağı, Italyan Çevre ve Arazi Bakanlığı ise eş-finansör olarak yer almaktadır.
Proje, doğrudan ve sadece iklim değişikliği alanına yönelik olarak ülkemizde bir kamu kurumu, uluslararası bir kuruluş ve özel sektör arasında gönüllülük temelinde hayata geçirilen ilk uluslararası proje özelliğini de taşımaktadır.
