bildirgec.org

asparagas

11 yıl önce üye olmuş, 3 yazı yazmış. 1 yorum yazmış.

Reklamcılığın içine edenler, sizden bir ricam var!

asparagas | 09 May 2004 17:03

Zamanında ajans başkanları, reklamları yazardı. Sonra baktılar de’leri mi’leri ayıramıyorlar düzeltmen tuttular. İşler açılınca da reklam yazarlarının yüzü güldü. Bir art directorun ya da grafikerin Photoshop, Freehand gibi temel programları bir ilan ya da broşür oluşturacak kadar iyi öğrenmeleri ve temel grafik disiplinini kapmaları bana göre en az 3 yıl alıyordur. Ama reklam veren şirket sahipleri, genel müdürler, reklam müdürleri ve yardımcıları, bunların karıları çocukları, arkadaşları, dostları hepsi reklam yazarı olabilir.

Sadece elimdeki en basit örnek olduğu için bunu vereceğim: Reklamcılık kavramı ilk doğduğunda ve logo altına slogan kullanma fikri geliştiğinde, tahminimce dönemin reklam yazarının ilk aklına gelen reklam sloganı, reklamı yapılan marka her ne işin markasıysa, “bu iş BİZİM İŞİMİZ” olmuştur. Buyurun Tekin Acar Cosmetics’e. Neymiş, “Kozmetik Bizim İşimiz…”Yabancı kaynaklı TV spotlarının ardına kendi iğrenç logolarıyla bu sloganı 5 saniye döşeyip satmaya çalıştıkları markanın değerini düşürüyorlar. Her akşam eşlerine dostlarına bunu biz yaptık diye böbürleniyorlar. Reklam şirketi de AHP’sini (ajans hizmet payı efendim, %10, %15, %5… Tutturabildiğine…) aldığı için sesini çıkartmıyor. Hatta belki de reklamların yayınlandığı TV kanalı ajansı devreden çıkartıp tüm kârı kendi kazanıyor ve tabii ki o da sessiz kalıyor. Koskoca Tekin Acar markası da yerlerde sürünüp itin köpeğin maskarası oluyor. Çook rica ediyorum sözü geçen marka yetkilileri bana kızmasın. Dost acı söyler ve zararın neresinden dönülse kârdır.

Sevgi Türkiye’de En Büyük Cinayet Sebebi

asparagas | 08 November 2003 17:18

İstanbul Bayrampaşa ve Sağmalcılar cezaevlerinde 786 mahkum arasında yaptığımız bir araştırmanın ilginç sonuçlarını henüz hiçbir yerde yayınlanmadan sevgili Hafifçilerle paylaşmak istedim.

18-45 yaş arası mahkumlar, karşılıklı görüşme ve yazılı anket yoluyla değerlendirildi ve İstanbul’un kozmopolit yapısı göz önüne alınarak Türkiye’nin suç ve (tüm suçlular yakalanamadığı için) yakalanan ya da teslim olan suçlu profili çıkartıldı. Mahkumların doğum yeri istatistiklerini burada belirli yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermemek için yazmayacağım ancak inanın tüm diğer sonuçlar kadar ilginç. Katil, hırsız ve narkotik olarak 3 gruba ayrılan mahkumlardan katil grubu 350, hırsız grubu 234, narkotik grubu 202 kişiden oluşuyordu ve hepsi çalışmaya gönüllü olarak katıldılar.