bildirgec.org

yeni ufuklara

Tübitak ve dergisi Bilim Teknik, gemi inşa, elektrik-elektronik, makine, kimya, malzeme, fizik ve çevre mühendisliği bölümlerinde okuyan öğrenciler, genç mühendisler, araştırmacılar, tersaneler, makine ve elektrik sanayicileri, enerji kuruluşlarının katılımını beklediği yeni bir proje ile karşımızda. Daha önce güneş enerjisi ile çalışan arabalar ile temeli atılan güneş enerjisini taşıtlarda kullanma projesi bu sefer de güneş enerjisiyle çalışan gemi projesiyle devam ediyor. Konsepti “güneş enerjisiyle yol alan, güneş gözeleriyle kaplanmış açılır kapanır kanatlar ve bant gibi yapıştırılabilen, organik temelli esnek güneş pillerinin kullanılacağı bir güneş yelkeni” olarak belirlenen bu projeyle üretilecek geminin ismi şimdilik S.S (Solar Ship) yani “Yeni Ufuklara” olarak belirlenmiş.

stres bandı

japon giken firması ve toyoma üniversitesinin ortak çalışması ile kedi ve köpeklerin stres düzeyini ölçmek için özel bir bant geliştirildi. patiye yapıştırılan bu bant, hayvan dostlarımızın salgıladığı aşırı ter ile renk değiştirerek hayvanın stres durumunun ne alemde olduğunu ortaya koyuyor. benzeri insanlar için de üretilen bu bant, yakın zamanda satışa sunulacak.

afiyet olsun

son 25 yılın en sıcak yazını yaşayan viyana’da lori isimli dondurma dükkanı sahibi olan Simona Leodarni kedi ve köpekler için özel dondurma üretti.
birden fazla köpek sahibi olan leodarni, hayvanlarınında insanlar gibi yazın sıcağından bunaldığını farketmiş ve işe koyulmuş. başta köpeklerin hangi dondurmalardan hoşlandığını araştırması gerekmiş. Yapılan denemeler sonucunda köpeklerin vanilyalı dondurmayı çok sevdiğini anlamış. Köpeklerin yaz aylarında fazla kilo almaması için de kalorisi düşürülen dondurmalarda şeker ve katkı maddeleri bulunmamasına dikkat etmiş. İnsanların tükettiği dondurmanın köpekler için uygun olmadığını belirten Leodarni, köpek dondurmasının, köpekler için sakıncalı olan şeker ve krema içermediğini söylemiş.
Avusturya Sağlık ve Beslenme Kurumu’ndan onaylı dondurmaya “dogissimo” adını vererek patentini de alan Leodarni, ürünün çok yakında Avusturya marketlerinin reyonlarında yer alarak satışa sunulacağını belirtmiş.
dogissimo’nun fiyatı ise normal dondurmalardan biraz pahalı.
200 gramlık kasesi 4,80 Euro’ya satılıyormuş.

internetli şemsiye

sıkıntı evrenseldir. italyanı, ingilizi, türkü, yunanı, rusu kısacası vatanı neresi olursa olsun sıkıntı her insanı sarıp sarmalayan bir illettir. üstelik sıkıntının yeri ve zamanı yoktur. otobüs beklerken, banka ya da yemek kuyruğundayken, derste, işte, sıkışan trafikte yani hayatın her alanında sıkılınabilir. peki dünya üzerindeki kaç kişi yağmur altında elindeki şemsiyesiyle otobüs beklerken sıkılır? sho hatsimoto ve tahashi matsumoto bu sayının çok olduğunu varsaymış olacak ki icat ettikleri internete bağlanan şemsiye ile insanları bu sıkıntıdan kurtaracaklarını iddia etmişler. pileus adı verilen bu şemsiye, wireless yani kablosuz internet bağlantısının yakınlarında çalışan, görüntüyü şemsiyenin üstüne yansıtan teknolojik bir şemsiye. henüz piyasaya çıkmayan bu şemsiyenin test aşamasındaki videolarını görmek için bir tık yeter.
söylemeden edemeyeceğim, bir şemsiyemiz kalmıştı teknolojiden uzak durmayı başarmış, nostaljik öğeler içeren, onu da aldılar elimizden ya, başka bir şey demiyorum.

eşek sanık

amerika dallas’ta daha önce benzerine rastlanmayan bir dava yaşandı. Gregory Shamoun bahçesinde eşek besliyordu, John Cantrell isimli komşusu ise eşeğin çok ses çıkarmasından dolayı rahatsız oluyordu. sonunda daha fazla dayanamayıp çareyi eşeği mahkemeye vermekte buldu. eşeğin sahibi eşeğinin gürültü çıkarmadığını iddia etti ve sanık olarak eşeği mahkemeye çıkardı. mahkemenin boğucu ve gergin atmosferinden midir bilinmez eşekten tek bir ses çıkmayınca eşek beraat etti.
işte haberin linki

sualtı sergisi

bodrum’un derinlikleri, 3-29 ağutos’ta türkiye’nin en sıradışı sergisine hazırlanıyor. ressam emra demirci 2006-2007 yıllarında hazırlamış olduğu 35 yağlıboya tablosunu ege’nin 10 metre derinliklerinde sergileyecek ve türkiye’nin ilk su altı sergisine imza atmış olacak.
sergiyi gezmek isteyenler için 2 seçenek bulunuyor;
1) tüplü ve serbest dalış
2) deniz kenarından izleme
sergi provasında yaşanan deneyimler için işte link

HARİTA

Kayıp bir hazine haritasıydı: AŞK.
Aşkı bulma çabasıydı: HAYAT.
Hayatı takip etme aynasıydı: ZAMAN.
Zamanı akıtmasıydı: SAAT.
Saati sorgulamasıydı: AKIL.
Aklı kullanmasıydı: İNAT.
İnadı kırmasıydı: İTAAT.
İtaate boyun eğmesiydi: ÇARE.
Çareyi terk etmesiydi: İSYAN.
İsyanı süslemesiydi: EYLEM.
Eyleme katılmasıydı: DÜŞÜNCE.
Düşünceyi yok saymasıydı: SORUN.
Sorunu halletmesiydi: KİBİR.
Kibrini yaşatmasıydı: NEFİS.
Nefsine zor kullanmasıydı: SİLAH.
Silahı ateşlemesiydi: TUTKU.
Tutkuyu körüklemesiydi: İNTİKAM.
İntikamı engellemesiydi: VİCDAN.
Vicdanı öldürmesiydi: ENGEL.
Engeli aşmasıydı: GÜÇ.
Gücü sorgulamasıydı: BEYİN.
Beyni yormasıydı: SEBEP.
Sebebi bulmasıydı: SÖZ.
Sözü kullanmasıydı: ÇIKAR.
Çıkarı düşünmesiydi: BENCİL.
Bencili unutmasıydı: DOĞRU.
Doğruyu savunmasıydı: AŞK.

geyik yesen daha iyi olmaz mıydı?

hayvanları doğal ortamlarından koparıp onları kafeslememizin yetmediğine inanan Çin’in Linping isimli hayvanat bahçesinin ziyaretçileri, aslan kafesine attıkları pet şişeyi yiyen bir aslanın ölümüne sebep olmuşlar.
yemek yemeyi reddeden ve birkaç gün sonra ölen dişi aslana yapılan otopside, aslanın ölüm sebebinin midesinden çıkan pet şişe ve plastik poşetler olduğu anlaşıldı.
şimdi burada yorum yapmadan edemeyeceğim. hadi fındık fıstık attınız hayvanatlara da pet şişe neyin nesi oluyor? kafesin üzerinde eşek kadar lion yazıyor, hiç mi belgesel izlemedin, hiç mi bilmezsin aslanların petşişeobur değil, etobur olduğunu?

afiyet olsun

organik giysiler hayatımıza girdiğinde “hadi canım, allah’ın otundan da giysi mi olurmuş” diye yadırgadık. yine de onlara alışmamız o kadar da zor olmadı. dünya değişiyordu ve insanlar giderek doğaya-doğala yöneliyorlardı.
birileri bu doğallığı fazla önemsemiş olacak ki et şapka adı verlien çılgınlığı başlattı. et demişken bildiğiniz sosis, sucuk, salak, hamburger eti, kuzu budu, kuş başı, kıyma, döner eti filan.
estetik desen estetik değil, hijyenik desen uzaktan yakından alakası yok. olsa olsa sıradışılıktır, tuhaflıktır, aman köpeklere fazla yaklaşma, yem olursundur o kadar.

yeni dinler

din en basit şekliyle; insanın kendinden daha büyük ve güçlü varlık-varlıklara inanma isteği olarak tanımlanabilir. tarih boyunca insanların bu istekleri ve dinleri varolagelmiştir.
dünyada yaygın olarak kabul gören 3 büyük din vardır: hristiyanlık, yahudilik ve islamiyet. ama zamanla insanların düşünce ve inanç yapıları değişmiş, var olan dinler bazılarına yetersiz gelmeye başlamıştır.
20. yüzyılın sonları ile 21. yüzyılın başlarına döndüğümüzde kaynağını bu dinlerin öğretilerinden alan ya da tamamen uydurmaca olan yeni dinlerin ortaya çıktığını görüyoruz. din modası olur mu demeyin, işte son moda dinler:
–bahailik: mirza hüseyin ali isimli sahte peygamberin 1844’de ortaya attığı din. kadın-erkek eşitliğini ve tüm insanların kardeş olduğunu savunur.
–tenrikyo dini: nakayama miki isimli bir kadın tarafından 1850’li yıllarda budizm’den esinlenilerek kurulmuştur. kibir, öfke, kin ve şiddetten arındırılmış neşeli bir hayat yaşamak en büyük prensiplerindendir.
–tanrının yolu dini: yakın geçmişte türkiye ve civarında ortaya çıktığı düşünülen, tüm dinlerin uzlaşması gerektiğine inanan inanç topluluğu.
–kadıyani dini: mirza ahmet gulam tarafından 1889 yılında ortaya atılan din. hristiyanlık, islamiyet ve hinduizm öğeleri içerir.
–yehova şahitleri: charles taze russell tarafından 1870’lerde kuruldu. mesih’e, tek tanrıya, mukaddes kitaba inanırlar.
–mormonlar: 1830’da joseph smith tarafından ortaya atılmıştır. hristiyanlığın devamı niteliğindeki bu dinin peygamberi smith’dir. hristiyanlığın 3 tanrı üçlemesine ve öğretilerine inanır.
–rastafarianizm: etiyopya prensi haile selassie tarafından kurulmuş, zencilerin kutsal kavim olduğuna inanan din. bu dine mensup kişiler saçlarına rasta yapar ve kendilerini orman kralı aslan gibi büyük hissederler. reggae bu dinden ilham alarak ortaya çıkmış bir müzik türüdür.
–moonlar: 1940’lı yıllarda sun myung moon tarafından kurulmuştur. hristiyanlığın deforme olmuş şeklidir. mesih ve eşinin gerçek adem ve havva olduğuna inanır.
–realien dini: 1975’de uzaylılar tarafından kaçırıldıklarını iddia eden claude vorilhon ve avvergne tarafından kuruldu. bilimselliği savunan, uzaylı güçlerin varlığına inanan bir dindir.
–vica dini: gerald brosseau gardner tarafından kurulmuştur. pagan öğeleri taşıyan bu din tanrıça ve boynuzlu tanrıya inanılır. evrenin döngüleri çerçevesinde yaşamayı amaç edinirler.
–scientoloji dini: L. Ron Hubbard tarafından 1952 yılında kuruldu. reenkarnasyona inanılan bu dinde ruhu yüceltmek en büyük amaçtır.