bildirgec.org

ahmet bu

11 yıl önce üye olmuş, 7 yazı yazmış. 20 yorum yazmış.

Aldım bilgisayarı çıktım dışarı

ahmet bu | 01 May 2003 18:51

Attım kendimi bahçeye, yayıldım güzelce, ağaçlar çiçek açmış, kelebekler uçuşuyo, kuşlar ötüşüyo, winamp’i de açtım. Aman da aman yandan ortadan oh oh. Yavaştan da esiyo şimdi. Soğuk bi şeylerde içelim. Kitabımızı da şöyle yan tarafa koyalım. Nerdeydi şu telefonun uzatma kablosu? Hah açalım ordan hafifi. Değmeyin efenim. Olmazki ama! Şu lcd ekranları güneşe daha duyarsız yapsınlar. Rahat rahat surf yapamıyorum. Pillerin ömrüde epey kısalmış hani. Aman deniz de gözükmüyo. Şimdi bahçedeki otlar yolunur muymuş? Ne güzel oturuyoduk. Ne diye sebze yetiştiriyosun ki? Neresi zevk bunun? Bahçeyi de çimlendirmek mi lazım. Ne? Ben mi çimlendiricem? Ama ben… içerimi girsem ki?

un

ahmet bu | 20 April 2003 05:09

Melodi derinlerden yankılanıyor. Mavi fayanslara çarpıp tekrar tekrar geliyor. Koridorun tümü müzik aleti gibi. Merdivenleri çıkıyorum gitardan uzaklaşmam lazım. Dışarıda ki sıcak hava yüzüme çarpıyor. Gözlükleri takıyorum. Ortalık yeterince kararmıyor. Güneş havayı bunaltacak kadar ısıtmış, şehrin üstünde parlıyor. Her şey mükemmel. Başka bir berbat gün için harika bir ortam. Hava sıcak. Üstümdeki gömleği çıkarıp sırt çantama koyuyorum. Melodi kafamda dolanıyor. Şarkı sözlerini kendime göre değiştiriyorum. Neden tüm dünya bir şeyler hatırlatmaya çalışıyor. Neşeyle etrafımda dönüyor. Kalbimin bir kısmını istasyonda bırakıyorum. Başka bir trende de ….

geyik muhabbeti

ahmet bu | 09 April 2003 23:53

-ne geyiği? -ren geyiği -ne reni ? -ev reni -ne evi? -dağ evi -ne dağı? -ağrı dağı -ne ağrısı? -baş ağrisi -ne başı? -kuş başı -ne kuşu? -muhabbet kuşu -ne muhabbeti? -Geyik muhabbeti inanamadım ya kardeşim oturdu bu işkenceyi uyguladi bana hatta daha sonradan odaya gelenlere de yapti bu kız 3 ay sonra universite mezunu sayılıcak allam sen aklı fikir ver

Nickname denilen icat

ahmet bu | 09 April 2003 23:09

Ana, baba yada kaprisli başka yakınların aralarında yaptıkları anlaşmalarla, doğumunuzdan hemen sonra bir devlet yetkilisinin yardımı ve bazen hataları ile resmileşen adınızı bir kenara bırakalım. Daha sonra gelen birden kendinizi arasında bulduğunuz mahalle, okul, is arkadaşlarınızın ağız birliği ile çağrılmaya başlanan lakabınızı da öbür kenara koyalım. Ve monitörün karşısına geçelim. İşte nickname’in hüküm sürdüğü topraklar. Hiç fikriniz alınmadan, başkalarının bencil nedenleriyle size atfedilen ismi, mahkeme kararı ile değiştirmediyseniz; mahalle okul iş gibi sürü ortamlarında da, çoban olmayı başarıp kendi lakaplarınızı kendiniz gütmediyseniz. İşte karşınızda ilk defa kendi isteğinizle seçeceğiniz bir kendini tanımlama ani. Biraz dramatikleştirelim olayı. «Evladım bi ses efekti yollayın buraya.» Dırınınıııım. Klavyenin tuşlarına fısıldayın şimdi. Bu isimlendirme diğerlerinden daha farklı; BU sizin bedeninizi değil, bedeninizin yarattığı şeyleri tanımlandırmak. kutsal bir an. Sanalda olsa dönen ve kendini ekranınıza bağlamış duran, tüm dünyaya “Bundan böyle beni böyle bilin!! Emi” diyosunuz.