bildirgec.org

abzugurt

11 yıl önce üye olmuş, 4 yazı yazmış. 3 yorum yazmış.

Meursault’tan itiraflar-1

abzugurt | 05 April 2011 13:34

Annemle uzun bir zamandan beri beraberdik. Bilirsiniz, insan ilişkilerinde herzaman çıkar söz konusudur. Artık birbirimizden beklediğimiz birşey yoktu. Onu huzurevine koyup koymamada pek tereddüt yaşamadım. Benim de yalnız yaşamaya yani evde yalnız kalabilmeye hakkım vardı. Yalnız kalmak! Çoğu zaman buna gereksinim duymuşumdur. Annem bu isteğim karşısında biraz üzüldü ama sonra anlayışla karşıladı. Sizce de haklı değil miyim? Evet. Sizi anlıyorum. Üstelik yaşı da bayağı vardı. Sizinkinin yaşı kaçtı? Anlıyorum.

Hayat böyle daha güzel. Sadece arasıra sıkıcı… Ama bunun annemin olmamasıyla bir ilgisi yok. Benim tercihim bu… Hiç kimse hayatıma kolay kolay girmedi. Tanıdığım, konuştuğum birçok insan vardı ama onlar olmadan bu kadar zamanı nasıl harcayabilirdim. Kiminle gerçekten konuşabilirdim? Yoo.. Size laf çarpıtmıyorum. Zaten sizinle gerçekten konuşuyorum. İnsanlarla gerçekten konuşmaya ne gerek vardı. Sadece kesişen tercihlerimiz vardı ve bizi bir araya getiren tarih. Herkes gibi bende kendi hayatıma bakarım.

Her elmanın bir yiğit yiyişi vardır!

abzugurt | 12 March 2010 09:44

Giriş :Söylenmiş sözler… Söylenmiş sözler ve söylenmiş sözler üstüne söylenmiş sözler… Şimdi söylenmesi gereken düşüncenin düşünemeyeceği şeylerdir. Bir üstünde olmalıdır söylenenlerin… Aklın sınırlarında gezmek gerekir yaşanmamış özgürlükler elde etmek için ve özgürlüğümüzü ilan edeceğimiz işgal edilmemiş düşünceler….Çağlayıp giden bir şelaleyi düşünün: bir su damlasının havada süzülüp yere düşüşünü… herşey ne kadar çabuk olup biter ama ne kadar da büyüleyicidir… İşte size bir su damlası…Gelişme : Öyle bir zaman düşünün ki; her gün dünyanın farklı yerlerinden ölüm haberleri gelmekte, kimisi çıldırırcasına para ve iktidar hevesi peşinde koşarken, kimilerinin Tanrı’yı öldürdüğü, insanın bütün sorumluluğunun insana bırakıldığı bir çağ ve bu yükün altında ezilen zayıf insan…Küçük inlerinde büyük sorunlarla savaşan karamsar, yalnız, tedirgin insanların elinde sadece -az da olsa- umutları vardı…Herkesin sonu gördüğü, büyük bir korku içinde yaşanması gereken içiçe geçmiş hayatlar… Böyle bir durumda kim kime güvenebilirdi ya da kim mutlu düşler kurabilirdi geleceği ile ilgili… Yaşanılması zorunlu acı ve korku dolu yıllar, insanların birer kukla gibi silik, anlamsız duruş ve konuşmaları… Tabiki böyle bir ortamda güvenden, iletişimden söz etmek yanlış olurdu.. Bir deliğe tıkılmış yüzlerce fare düşünün kimisi telaşlı bir şekilde çıkışı ararken, kimisi bi köşeye çekilmiş kaderine teslim olmuştur. Kimisi çıkışı aramak yerine bu delikte güç sahibi olmak istemiş kimisi de gününü gün etmiştir. Olaya uzaktan bakabilen düşünür fareler de vardır. Onlar için bu olsa olsa acı bir komedyadır.Sonuç : Bir elma hakkında bir şey söyleyeceksek, fikir yürütecek onu anlamaya çalışacaksak ; onun tadını, rengini, şeklini, nasıl yenildiğini bilmeliyiz. Elmaya bakarak söylediklerimiz ne kadar doğru olabilir… Elmaloglar olarak elmalar üzerinde yaptığımız araştırmalar, çalışmalarımız , topladığımız bilgiler kadar bizim ona bakışımız ve algılayışımız da önemlidir.. O yüzden elmayı en iyi tanıyanlar, kendileri için elma hakkında en doğru çıkarımları elde edeceklerdir.. Belki de en önemli nokta elmayı ,yüzyıllardır bunu anı bekliyormuşcasına, istek ve hazla yemeliyiz ayrıca çürük ve sallanan dişlerimizi elmada bırakmaktan korkmamalıyız, sakin, sabırla ve zevkle yemeliyiz ama bunu yaparken asla ve asla bir ELMALOG olduğumuzu unutmamalıyız… Vazgeçmemeliyiz…

güven

abzugurt | 19 September 2009 10:42

Ne zaman desem kırmızıya kırmızı,
“Kör müsün kardeşim” derler!
Ne zaman desem böyle olmamalı,
“Olmamayı mı tercih edersin yoksa” derler!
Ne zaman bir şeyler demeye kalksam,
“Sus” derim kendime!
Tiksinirim, soğurum kendimden,
bakamaz olurum yüzüme…
Ne zaman bir şeyler demeye kalsam;
Figüranlar, kuklalar,
birbirine inanmadan
kol kola yaşayan insanlar görürüm etrafımda.
Sonra “Ne zaman?” derim kendi kendime.
Konuşamaz kalırım,
susarım kendime…

absürd

abzugurt | 13 September 2009 11:11

Kabus görüyor olmalıyım,
sonsuzluktaki uykumda.
Gördüğüm herşey duyduğum her ses,
kokutuyor beni…
Kabus bu ya;
Biliyorum kendimi ve kabusumu
bu derin uykumda!
Ve kabusumdan daha çok
korkutuyor beni,
bilinçsiz uyku halleri…