bildirgec.org

a C k

11 yıl önce üye olmuş, 37 yazı yazmış. 167 yorum yazmış.

Konuşmadım,

a C k | 11 September 2003 21:19

Sustum hiç konuşmadım,.. sadece dinledim sessizliği, seni ve ardında bıraktığın çığlıkları… Neredeyse tam bir gün olmuştu sen gideli… Yalnız saatler ilk öpüşmeye şahittiler gecenin noktası vurulduğunda bu öykünün ilk gününün sonuna… nokta… Artık çok geçti, hem de çok geç… o duvardaki yazın, bıraktığın öpücüklerin boynuma,.. hala kokunla birlikte baş başa bu yalnızlığımın odasında, ruhumun seçici geçirgen mezarlığında… Aşkın devre arası çoktan geçmiş, maçı bitirmiş, altın golü bile denemiştik… penaltılar… kaleci olmak çok zor senin karşında,.. seni izlerken bir meşin yuvarlağı mı düşünecektim?.. Zamana kurban oldu düşlerim, ellerim… dizlerimin üstünde günah çıkarıyorum bu koskoca sahanın içinde,.. kendi kalemde… Soyunma odasında, sırtım duvarda, tişörtüm bir köşede, ayaklarımı uzatmışım ağlıyorum… Ah nasıl da tutamadım ben o ….? dilimi demeliydim… acılar en büyük öğretici oluyor demişlerdi, acıyla henüz tanışmamışken,.. yani bomboşken.. Soğuk bir `düş` belki daha iyi gelecekti her damlasından önce vücuduma vizesiz giriş yapan alkol damlacıklarının… Uyuyakalmak.. Rüyalarda buluşmak karmaşanın içinde, üzülmek gerçeğin dışarıda beklediğinin gerçeği ile.. Zaman akıyor, saatim de, ben gidip geliyorum ama deniz hep aynı… hep aynı… Televizyonda o dizi,.. hep vardı, yine var.. Dondurma alıp içinde şeker yerine tuz olduğunu fark etmek gibi anlık, derin, vurgun gibi bir darbe, dokunuş,.. sessiz, derinlerden… Çay ister misin canım??… Can’ım… Yok öyle bir şey… Varsa yoksa kendi canınız,.. tabi bir değeri varsa yaşam boyutunuzda…Tekrar Güneş,.. deniz… Parkta gördüğüm çocuklar belki de en büyük aşklarını yaşıyorlar,.. hele o afacan bakışlı, dizleri yara bere içindeki çocuk.. gözlüklerinin ardındaki bakışında gizli, aşkını fark ettiği,.. onu gözlediği, önemsediği… bak! En çok ona su götürüyor, en çok onda olsun ki oturacakları ev en büyüklerden olsun, hatta en büyüğü olsun! Son karesi filmimin bir balığa yem olmadan biter hep… Ne çok fotoğraf çekmiştik… Paris’ten tut da Gaziantep’e kadar… hep ama hep, her an bir kare, her kare bir anı olmuştu,.. coşkumuz hep bizimle, biz ise coşkumuzu hep tüketirdik.. Nerden bilebilirdim ki bu kadar kızacağını… Mum yakmak… kilisede mum yakmak, dilek tutmak… -sana da- inanmıyorum kilise! Sen de kandırıyorsun! Ama yine de çok sağ ol,.. mutluluğun içinde vardın her deseninle,.. sesinle…Çan! Çan! Çan!…

Yeter !.. Daha Cok Acıtmalısın.

a C k | 28 August 2003 21:07

Acı,.. biraz daha.. daha daha daha daha daha ! Lutfen biraz daha.. Gel, iyice gel. Ensemden girip belimden cik.. Sonra gozlerimden girip kafamin ortasini patlat ! Nefret ediyorum,.. kendi kendime yettigimi unutturma bana ! Acı’yı hissetmemi sagla, gokyuzunde bir kus gibi ucarken ruzgar kessin derimi, kanayim. Daha fazla kanayim, bitsin ama yine baslasin… Yukseldikce nefes alamamak yerine ben vazgececegim seni icime cekmekten.. ve cikip o tepeden, o derin’den sana baktigimda, aslinda saclarimi tariyor olacagim.. birden yine carparsan eger tam sirtimdan gir ve gogsumden cik.. Giderken kalbime de ugramayi unutma.. Unutma ki unutulma !..

SEN BENI BILIYORSUN ARTIK

a C k | 14 August 2003 23:23

O’na sarildim,.. sevgilim degildi, arkadasimdi.. ama ona sevgilimmis gibi sarildim… kokladim,.. oyle guzel kokuyorduki.. saclari, gozleri, elleri.. herseyi biliyor artik, onunla tek basima gecen koca bes seneyi, her kimse karsimdaki, aldatislarimi, inanclarimi, nasil ictigimi, nasil sevdigimi, gercekten beni… biliyor artik. O’nu o olmasa bile yanimda cok seviyorum artik, O beni anliyor, o beni taniyor artik… o gercekten biliyor, gercegimi.. birakin beni, 1700 gunluk zindanligimin ozgurlugunu yasamak istiyorum.. seni cok seviyorum,. her yutkunusumda.. -seninle ol-A-masam bile…….

Kırmızı Dudaklar

a C k | 11 August 2003 20:51

Günlüğümü rahat bırakın departmanından,..

Acaba hepinizden vazgeçip kendimle bir ömür boyu başbaşa kalablir miyim? Hiç birinizi istemeyip gözlerimle gözlerinizin içine tükürüp çekip gidebilir miyim? Bu bindiğim dalı kesmek midir? Yoksa uzun bir seyahatin başlangıcı mı? Kendimi mi kandırıyorum bu yoğunluklarla? Ya da benim yapım mı böyle? Neden kabullenmiyorum bu sonucu? Neden ha? Kendime uygun görmediğim için mi? İnanmak istemediğimden mi? Kaçınız beş yıl boyunca farklı ruhları tek bir ruha benzetmeye çalıştı? Her farkedişte kendini parçaladi? Kaçınız? Söyleyin, utanmayın… Her rüyada onlarca gülen ağızlar,.. üstüme geliyorlar.. Sen! Sen! Sen!.. o dişler, kırmızı dudaklar… Parmaklıkların arkasından denize şöyle bir bakış.. çarşaf gibi… Kulaklarımın arkasından gelen uğultuların beni götürmesinden korkmuyor değilim,.. belki birgün.. belki…

mavi, rezil, kusar gibi, d)hepsi

a C k | 17 June 2003 20:42

nedir buu nedir!!!??? Icim disima cikiyor, daraliyorum, bunaliyorum, hala adam gibi bir yagmur yagmadi, onca bulut & ruzgara ragmen. Yine biktim sicaktan, ondan.. bundan……..

Neden normal olmaz ki? Neden “G*te giren semsiye acilmaz ki?”

HAFIF’IN TEKNIK YAPISI ILE ILGILI

a C k | 14 June 2003 00:09

aslinda nasil oldu bilmiyorum tam olarak,.. opera 6.0 kullaniyorum galiba ve bir ara tam girilen yazi sayisini degistiricektim, oylesine bir tane yazicaktim,.. mesela 1000. yazi neymis diye.. sonra 10000. yazi neymis diye bakmak icin bir “0” daha koyayim dedim olmadi ve ben “0”a bastikca font buyumeye basladi. buyudukce buyudu buyudu buyudu… kapatip actim duzeldi. yani tamam font icin secenek var ama bu yolla olmasi biraz tuhaf geldi. bu is sonucta bir komut isi diye dusunuyorum.

*Bir de cok sicak…

Tren gitti mi?

a C k | 11 June 2003 23:31

Moby geliyormus,.. gitmeli mi yoksa kacirmali mi bile bile ? Yaz geldi, gelmis. Ne oldu? Ne degisti? hic…

Seninle..

a C k | 29 May 2003 22:33

Seninle gecen bir omur gibi olmali her an,.. kokunu boynundan alip icime saklamali, hasir sapkanin altindan parlamali gozlerin… Seni biraz daha koklamali giderken buralardan, donusu olmayan bu yolculugun oncesi.. elin elimdeyken, burnum yanaklarinda dolasir ya,.. iste o an, iste o an… bir daha yutkunuyorum, bir daha yanaklarim islaniyor.. yuksek kaldirimlardan tas duvarlara kosarken birlikte neler vardi hayallerimizde,.. bir anda yagmur yagacak, islanacaktik,.. sarilirsak sirtimiz islanacakti sadece.. donme dolabin tepesinde kaldigimiz gun gibi gorecek miyim seni, o gunes guzelligini, gozlerini… o kadar uzaktasin ki bana, bedeninle yanyana gelsek, taniyamam seni, tanimazsin beni. buz gibiyim bu aksam da.. gel lutfen,.. burnumu hissetmiyorum artik…