bildirgec.org

3mmigros

11 yıl önce üye olmuş, 4 yazı yazmış. 0 yorum yazmış.

Ne olduğunu ve ne istediğini bilmek

3mmigros | 04 July 2007 11:14

Hayatın çeşitli evrelerinde değişik karakterler içinde olunabilir. Bu karakterlerden karakterlere geçiş yaptıran akan zamandan başkası değildir. Gençlik yıllarında geçişler sonra geçecek yıllar ve karakterlere göre daha hızlıdır. Kanın akışı, hormonların ayaklanma süresi, müzik, ortamların genişliği, arkadaş çeşitliliği ve bunların sirkülasyonu diğer yıllara göre çok daha hızlıdır.Bazen nereden sürüklendiğini anlamadığınız bir karakterde bulabilirsiniz kendinizi.

.
.

Kişi genellikle karşısındaki insan konusunda arayış içindedir. Ast olan da budur diye kendi karakterini oturtmadan kendini kandırabilir. Kişinin kendini tanıması bir başkasını tanımasından daha güçtür.Kişi kendi içinde her şeyi bildiğini düşünse de sadece zihinsel olarak hareket etmediğini hayatının her adımında ona yön verenlerin içinde duygularının ve önsezilerinin de yeri olduğunu bilmelidir. Bunun farkına varması ve kendisini tanımaya başlaması yaşadığı deneyimlerle ortaya çıkar. Genelde deneyim lafı geçince bazı kişilerin aklına cinsellik gelmektedir. Ne yazık ki bu konuda birçok kesim yanılır. Yatağınızı değecek kişiler ile, ileride kötü anlar olarak hatırlamayacağınız, emin olacağınız kişilerle paylaşmak cinsel anlamda esas deneyimdir. Değerinizi bilemeyecek kişiler ile 5 dakikalık zevk uğruna bir çok duygunuzu yatakta bırakmak sizin ruhunuzda çatlaklar oluşmasına sebep olacaktır. Pişmanlık en zor geçen duygulardan birisidir. Elbette geçer ve iç kütüphanenizde tecrübe olarak yerleşir. Yıllar geçtikçe bu kütüphanede bulunan kitap sayısı artmış ise ruhunuzun ne kadar yıprandığının göstergesidir. Yorgunsunuzdur, bıkkınsınızdır. Sürekli kafanızda buralardan gideceğim düşünceleri dönüp dolaşacaktır.

.
.

Bu yıpranmanın size verdiği en değersiz hediyeler ise daha seçici olma ve içe kapanıklıktır. Daha seçici olma kısmı bazıları için tercih edilen davranış olabilir. Hayatını belli insanlara anlatmak, iç dünyasını belli insanlara açmak kısacası paylaşma işini yaparken seçici davranmak bir nevi savunma mekanizmasıdır. Bu mayın döşeli sınırlardan geçişe izin vermek bazen oldukça zordur. Asıl içe kapanıklık olarak tabir edilen davranıştan çok her şeyinizi herkese anlatmamadır. Biraz gizem zaten hayatınıza girecek kişileri çekici kılan bir durumdur. Benim farkıma varamıyorlar, beni kimse anlamıyor diye serzenişlerde bulunmak pek akıllıca değildir. Farkınıza varılmasını istediğiniz kişiler size uygun ise zaten sizi farkedeceklerdir. Karşınızdaki insanların biraz usta olması gerekir ki zaten size uygunluk derecesi bu konuda bir kıstastır.Bu konuda kendinizi kesfetmeniz ve neyi kimi istediginizi bilmeniz gerekir. Bu bilme ne zaman gerçekleşir diye bir zaman belirtilemez. Ama olgunlaşmanın en güzel göstergesi kendinin farkına varmakla başlar.

.
.

İşte ilk gün

3mmigros | 02 July 2007 15:41

Gerçekten zor gündür ilk gün. Görüşme yapmaktan bile zor gelir. Yeni beklentiler, yeni yüzler, yeni masa, yeni telefon, yeni e-mail adresi, yeni iş adresi. Yepyeni bir hayat sizin için başlar. Ama bu başlangıç genelde sancılı olur.

@work
@work

İlk başta çocuk gibisinizdir. Her söyleneni koşulsuzca gerçekleştirmek için elinizden gelen çabayı sarfedersiniz, kendimi göstereceğim diye bir durum içine de girebilirsiniz. Ne kadar profosyonel olsanız da yeni başlangıçların hep güzel olması için uğraşırsınız acemice. Bazen size işinizi nasıl yapacağınızı gösteren insanlar olur. İşlerin nasıl yürüdüğünü belirtirler.Dinlersiniz, dinlersiniz, yorulursunuz. Bir anda o eski şirketinize bildiğiniz işe, arkadaş ortamına geri dönmek istersiniz. Ama olmaz. Artık adımlarınız atılmıştır. Yeni işler, arkadaşlıklar kurulacaktır belki eskisinden iyi, bir bilinmez. O ilk günün akşamına kafanızı yastığa koyunca rahatladığınızı, iyi ki bu noktadayım diye düşünebildiğiniz sürece içiniz rahat edecektir. Günler birbirini kovalayacak ve bünye alışacaktır yenilere.Günler geçtikten sonra ilk gününüzün konuşması geçer sizden eskilerle birlikte. Ne kadar ürkmüş çömezdin derler, gülüşürler. Acımsı bir gülümseme oluşur sizde. Hatırlarsınız o ilk günü, stesini ve şu anda bulunduğunuz zamanı mukayese edersiniz. Ama zordur gerçekten ilk gün.

Arama bitti mi dersin ?

3mmigros | 02 July 2007 13:39

Sahte uykularımdan yine kan ter içinde bir kabusumdan daha uyanıyorum. Ne zaman bitecek bunlar, soru işaretsiz, vicdanım rahat en son ne zaman daldım rüyalarıma ? Aranan huzura yaklaştığımı hissettikçe hissizliğe kapılıp uzaklaşıyorum. Hiç bitmeyeceğini bildiğim yolda koşuyorum sanki.Yeni günü karşılıyorum elimde hiç eksik olmayan sigara ve kahve bir de yalnızlığım. En son ne zaman renkliydi rüyalarım, hayallerim ve dünyam. O günlerden kalan kayıp, yırtılmış, bulanıklaşmış anılar.Belki de benim bullanıklaştırdığım belki de başkalarının, ama bulanıklığı kesin. Eskilerde arıyorum ışığı, geri döner belki kaybettiğim renk paletini ve boyalarımı bulurum, çizerim yine bulutları, çiçekleri, dağları, ortasında akan dereyi sonra da boyarım onları. Belki saçma bir arayış ama karamsarlıktansa biraz umut beslemek arada eskilere ait güzel bir kelime duymak, bir gülümseme belki bir kahkaha duymak bu zamanlarda mutlu ediyor. Belki aranan mutluluk budur, eğer öyleyse kaybetmemek için çabalamam boşa gitmeyecek değil mi ? Eğer yanılıyorsam da geçirdiğim zamanın mutluluğu ve yalnızlığa sarılırım yine. Belki birgün o güzel uykuya beraber dalıp aynı hayallerle süslü rüyayı paylaşırız yanyana birisiyle.
05:57 28.06.07

İşe geç kalış

3mmigros | 14 June 2007 12:15

Her zamanki gibi erkenden kalkmam gerektiğini bildiğim halde yine kalkamamıştım. İş yerinde yine moralini bozucu bir başlangıç olacaktı …. peh çokta umrumda. Gece ne kadar erken yatarsam yatayım bu kalkma sorunu, uykumun derinliği ya da uykuya olan ihtiyacımla ilgili değil. Her sabah gördüğüm rüyaların bir iki saniye içinde kaybolmasına da sinir olmaya başladım. Hafızamı zorlasam da gece olanları hatırlayamıyordum. Hatırladığım tek şey sabah rüyalarının yüzümde bıraktığı aptal gülümsemem. Bir ayna olsaydı da gülümsememe bakıp neye benzediğimi görebilseydim. Bu gülümsemem yüzünden, hafızamı hatırlamak için zorluyorum; ama etkisinden çok çabuk kurtulup yine aptalca bir şey yaptığıma kanaat getiyorum ve vazgeçiyorum.