Ve bu yüzden Tanrı, Adem’le Havva’yı Cennet Bahçesi’nden kovdu. Ve Hayat Ağacı’nı koruması için oraya ateşten bir kılıç yerleştirdi.
Yaratılış 3-24
Hırslı salınan bir kalemin sesi ile başlar film ve kararan ekran aydınlanıp ayan olunca bizlere karanlık ardındaki, yukarıdaki ayetin yazıldığı görülür sararmış bir kağıda. Kağıt solar, Orta Amerika’da 800 yıl önce varolmuş bir çadırda açar gözlerini seyirci. Ancak durmuş mudur bize ayeti görünür kılan kalem, yoksa salınmaya devam mı etmektedir kağıt üzerinde suskunluğu zırh eyleyip. Neden sonra anlar seyirci kalemin valsine devam ettiğini ve Kraliçe Isabel’in Adem’i olmaya aht etmiş Kumandan Tomas’ın öyküsünü serdiğini gözler önüne.
-Bitirmeme izin ver.
diyerek eli ve zihni çün derman istemektedir tanrıdan Kaynak (Fountain)’ı bitirebilmek için.
Kumandan, son bir çırpınışla saldırır Maya piramidine doğru. İki askerini kaybeder ancak yılmaz. Piramidin tepesinde, uğruna denizler, ormanlar, ölümler geçtiği hayat ağacını koruyan son Maya Rahibi ile karşılaşır. Rahip, hançerini adama saplar ve ateşten kılıcını adamın kafasına doğru savururken sesi piramidin yosunlu duvarlarında yankılanır;
Ölüm huzura giden yoldur…
Şiirsel atmosferini bir kenara bırakacak olursak, ölümsüzlüğü kendisine dert edinmiş bir film Fountain. Filmi izlememiz ertesinde zihnimizde hasıl olan gizemli büyüden ötürü nete koşmuş, hakkında neler denilmiş diye sinepile uğramış ve filme ilişkin bir yazı yazılmadığını görerek sevindiğimizi itiraf etmeliyiz.