bildirgec.org

Site arşivi: sinepil

Bitmek bilmeyen gerilim : Haute Tension (Yüksek Tansiyon)

gorcun | 27 April 2009 14:26

Haute Tension
Haute Tension

Yükselen Fransız şiddet ve gerilim sinemasının 2000’li yıllardaki ilk örneklerinden olan Haute Tension (Yüksek Gerilim) 2003 yapımı bir filmdir. Genç yönetmen Alexandra Aja‘nın hem yazıp hem yönettiği film ‘slasher’ denilen alt türe girmekle beraber türün oldukça etkili bir örneği olmuştur.
Film kısa ve etkili bir sahneden sonra iki genç kız arkadaş olan Marie (Cécile De France) ve Alex (Maïwenn Le Besco) ders çalışmak için Alex’in ailesininde bulunduğu çiftlik evlerine gidişleriyle başlar. Katilin varlığıyla tanışmamız da geç olmaz. Aynı sırada katilin bir kurbanını öldürüşüne tanık oluruz. Filmi izleyip izleyemeyeceğinize bu sahneden sonra karar verebilirsiniz.
Bu sahne adeta ileride olacakların sinyalini verir gibidir. Issız bir yer olan eve vardıktan sonra aile üyeleri ve kızlar yatmak için odalarına geçerler. Kısa süre sonra kapı çalar ve içeriye gözü dönmüş katil girer.

Haute Tension
Haute Tension

içerdeki herkesi öldürmeye kararlı olan katilin amacı nedir, kimdir gibi soruları sonuna kadar sorduran ve süpriz bir cevap vererek seyirciyi şaşırtan film kimileri için klişe bir son olarakta görülebilir. Ama yinede türün severlerini kesinlikle tatmin edecektir.

1.Kristal Şeftali (Gezici) Çevre Filmleri Festivali

queennothing | 27 April 2009 13:16

İlk kez bu sene düzenlenecek olan Kristal Şeftali Gezici Çevre Filmleri Festivali,
Bursa, İstanbul, Eskişehir, Sakarya, Kocaeli ve Yalova‘yı kapsayan yoğun programıyla, sinemaseverlere oldukça zengin bir festival sunuyor.

9 Mayıs – 13 Haziran tarihleri arasında 6 şehri gezecek olan festivalin ilk durağı Bursa. Festivalin Bursa durağı için hazırlanan web sitesinde, festivalle ilgili her türlü bilgiye ulaşılabiliniyor.

2. Uluslararası Dans Filmleri Festivali

queennothing | 27 April 2009 11:34

İlki 2007 yılında düzenlenen “Uluslararası Dans Filmleri Festivali“, sinemaseverleri ikinci kez dansa çağırıyor!
Dans / müzikal filmler, teknik ve figür öğretici videolar, dans fotoğraflama teknikleri, beden ve ruh dansını sinema sanatı üzerinden tanımlama amacıyla samimi ve paylaşımcı bir ortam yaratmayı amaçlayan festival, 15 Ekim – 15 Kasım tarihleri arasında Santralİstanbul‘da gerçekleşecek.

İçerde olmak istemeyebilirsiniz : À l’intérieur (İçerde)

gorcun | 27 April 2009 09:26

À l'intérieur
À l’intérieur

Fransız sinemasının son dönemdeki şok edici filmlerinden biri olan À l’intérieur (İçerde) 2007 yılında Alexandre Bustillo ve Julien Maury adlı yönetmenler tarafından birlikte çekilmiş oldukça sert bir gerilim filmidir. Yönetmenlerin çektikleri ilk ve tek filmdir. Film dramatik bir şekilde kötü sonuçlanan bir kaza sahnesiyle başlar. Kazada kocasını kaybeden genç kadın Sarah (Alysson Paradis) hayatına karnındaki bebeğine rağmen umursamaz ve depresif bir halde devam eder.

Doğumuna bir gün kala yine evinde kendi içine kapanan Sarah ‘ın o gece bir ziyaretçisi olur. Bu ziyaretçi yabancı kadın (Béatrice Dalle) o gece Sarah ‘a hiç beklemediği çok farklı bir gece yaşatacak ve geçmişiyle ilgili bazı yaraları deşerek gecenin gidişatını kötü bir şekilde etkileyecektir.

À l'intérieur
À l’intérieur

Filmde oyuncuların özellikle katil rolündeki Béatrice Dalle’nin performansı oldukça etkileyicidir. Film başlangıç yazılarının akışından da anlaşılacağı üzere bol kanlı ve şiddet dolu bir filmdir.

Hable Con Ella / Konuş Onunla

piquetero | 25 April 2009 09:11

Pedro Almodovar‘ın yazıp yönettiği Konuş Onunla (Hable Con Ella), iki erkeğin, iki kadının hastalığı üzerinden başlayan arkadaşlığını konu ediniyor. Hemşire Benigno ve gezi yazarı Marco ilk önce bir dans gösterisinde karşılaşırlar. Benigno, gösteriden etkilenerek ağlamaya başlayan Marco’yla konuşmak ister, ancak cesaret edemez. Tanışmadan gösteriden ayrılırlar. Bir süre sonra Benigno’nun çalıştığı klinikte tekrar karşılaşırlar.

Marco’nun aşık olduğu Lydia matadordur ve bir güreş sırasında yaralanarak komaya girmiştir. Benigno ise klinikte bir bale öğrencisi olan ve komada bulunan Alicia’ya bakmaktadır. Komada yaşama tutunmaya çalışan bu 2 kadın, kendilerini karşılıksız seven 2 erkeğin dostluğunun başlamasına vesile olur. Benigno, Marco’ya sürekli “konuş onunla” demektedir. Konuşmanın Lydia’yı iyileştireceğini söylemektedir. Marco ilk başta buna inanmasa da zaman geçtikçe Lydia’yla daha fazla konuşmaya başladığını fark eder.

Eşcinsellerin ve kadınların yaşamlarıyla ilgili yaptığı filmleriyle tanınan Pedro Almodovar, bu filminde erkeklerin dünyasına eğilmiş, tabir-i caizse bir erkek filmi yapmıştır. Ancak yine kendine özgü, duygu ve anlam yüklü bir sinema diliyle.
Müziğini Alberto Iglesias’ın yaptığı filmin içinde, Charles Bukowski‘nin öyküsünden uyarlanarak yapılmış bir kısa film de bulunmakta.

ONCE

bayiyorum | 24 April 2009 15:32

Yönetmeni ve senaristi John Carney olan 2006 İrlanda yapımı bir film. Filmde sokak gitaristliği yapan bir adamla piyano çalan bir kızın hikayesi anlatılıyor. Film az bütçe ile çekilmesine rağmen oldukça başarılı. Glen Hansard ve Markéta Irglová başrolü paylaşıyor.

Ayrıldığı kız arkadaşına şarkılar yazan ve bunları sokak müzisyenliği yaparak çalan bir adamla, Çek Cumhuriyeti’nden Irlanda’ya annesi ve küçük kızı ile göç etmiş, çiçek satıp evlere temizliğe giderek geçimini sağlayan kız tanışırlar. Adamın kendi yazdığı şarkıları vardır ve kız adamı cesaretlendirir, kızın piyano ile eşlik etmesi ve adamın yanında yer alması ile bir grup oluştururlar ve ilk kayıtlarını yaparlar.

The kid

turictanyel1 | 24 April 2009 14:19

The kid çok eski bir film olmasına karşın yeniden izlenilebilir nitelik taşıyan filmler arasında yer almıştır benim için. Russ’ın çocukluğuyla yüzleşmesini, başlarda onu kabul etmeyişini, kendisiyle hesaplaşmalarını, pişmanlıklarını konu alır ve özünde arzu ettiklerini fark etmesini sağlar. Hayatını sürekli yetişkin olarak yaşayan, sorumluluk sahibi, zengin, mükemmelliyetçi bir insanın içindeki çocuğu farketmesiyle hayatına renk gelmesini anlatır aynı zamanda. Çocukluğunda hep hayal ettiği gibi bir hayatı olmadığını fark eder. Eskiden hayalini kurduğu bir köpeğinin bile olmadığını fark eder. Gerçekten yaşamadığını görür. Tüm bu farkındalılar onun kendini gerçekleştirmesini sağlar. Kendini gerçek anlamda tanımaya başlar, eski hayallerine geri döner. Yaşadığı eski eve gider, yaşadığı kötü anıları hatırlar, annesinin ölümünü, arkadaşlarının onu dövmesini, rencide edilişini hatırlar. Onu bu hale getiren tüm bu olaylara geri döner, ve tüm olanları değiştirmek için bir şansı olur. Her şey daha mutlu daha özgür bir adam olabilmek içindir. İnsana yaşama sevincini aşılayabilen, suratlarda tebessüm bırakabilen bir film bu.
Başrollerde Bruce Willis(Russ Duritz), Emily Mortimer(Amy), Spencer Breslin (little Russ) oynar, yönetmen Jon Turteltaub‘ dır yapım yılı ise 2000.

Hamnstad (Liman Kenti)

queennothing | 24 April 2009 09:53

İsveçli yazar Olle Länsberg‘in romanından uyarlama olan “Hamnstad“, sinema sanatının yaşam organlarından biri olan usta yönetmen Ingmar Bergman‘ın, beşinci kez kamera arkasına geçmesini sağladı.
1948 yapımı “Hamnstad / Liman Kenti / Harbour City / Port of Call” adlı drama filminde 1926 doğumlu İsveçli aktris Nine-Christine Jönsson, 1998 yılında hayatını kaybeden aktör Bengt Eklund ve yine İsveçli aktris Berta Hall, başrolleri paylaşıyor.