bildirgec.org

Site arşivi: sinepil

Güncel Haberler

queennothing | 11 February 2010 09:53

  • Kiefer Sutherland‘in başrolünde yer aldığı TV dizisi “24“, sinema filmi olarak beyazperdeye konuk olacak.
  • Yoğun ilgi gören “Hayat Var“ın DVD’si piyasaya çıktı.
  • Avustralya’da gerçekleşecek olan bir film seçkisinde, “Devrim Arabaları” da gösterilecek.
  • Oscar Ödüllü aktör Louis Gossett Jr. (1936), kanser olduğunu açıkladı. Aktörün devam eden 9 projesi var. Kendisine acil şifalar diliyoruz.
  • Yıl sonuna doğru vizyona girmesi beklenen “Toy Story 3“ün oyuncakları için buraya buyurun.
  • Animasyonlardan söz açmışken, Pixar, “Cars 2“nin 2011’de vizyona gireceğini doğruladı.

New York, I love You

nevdalist | 10 February 2010 16:39

filmin afişi
filmin afişi

Aralarında Fatih Akın’ında bulunduğu 11 yönetmen Paris Je T’Aime’in bir benzerini New York için çekerler. Film ayrı ayrı küçük hikayelerden oluşuyor. Her bir yönetmen kendi gözünden New York’u ve aşkı anlatıyor. Paris üzerine olan film ne derece romantikse bu filmde o derece kosmopolit. Belki de yönetmenlerin New york’a bakışı diyebiliriz. Filmde Natalie Portman senarist, yönetmen ve oyuncu olarak karşımıza çıkıyor. Scarlett Johnson bir öykünün senaryosunu yazmış. Filmde Orlando Bloom, And Garcia, Gossip Girl’den tanıdığımız Blake Lively, Cristiina Ricci gibi birçok ünlü oyuncu var. Özellikle Orlando Bloom’un farklı bir rolle karşımıza çıktığını ekleyebilirim.

Filmin Künyesi:

Yapım: 2009 ABD-Fransa

Yönetmen:Natalie Portman, Fatih Akın, Brett Ratner, Shekhar Kapur, Mira Nair, Yvan Attal, Randall Balsmeyer, Shunji Iwai, Wen Jiang, Joshua Marston, Allen Hughes

Shutter Island (Zindan Adası)

agustos | 10 February 2010 14:32

Martin Scorsese’nin yönettiği film Dennis Lehane’ın aynı isimli romanından (2003) uyarlanmış.

1954 yılında Massachusetts’te bir adada, suç işlemiş akıl hastalarının tedavi gördüğü hastanede kilit altındaki kadın katilin ortadan kaybolması üzerine polis müderleri Teddy Daniels (Leonardo DiCaprio) ve Chuck Aule (Mark Ruffalo) adaya gider ve soruşturmaya başlarlar. Ancak olaylar geliştikçe Teddy, adadan canlı ayrılmanın neredeyse imkanısız olduğu fikrine kapılır.

Confessions of a Shopaholic (2009)

queennothing | 10 February 2010 11:56

Avustralyalı sinemacı P.J. Hogan‘ın yönetmenliğini yaptığı 2009 çıkışlı komedi filmi “Confessions of a Shopaholic” (Bir Alışverişkoliğin İtirafları), Sophie Kinsella‘nın kitaplarından uyarlandı. Genç kızlara hitab eden film, alışveriş yapmayı bağımlılık haline getirmiş bir kızın kontrolden çıkmış hayatını konu ediniyor. Ummanlı aktris Isla Fisher‘in başrolünde yer aldığı yapımda İngiliz aktris Kristin Scott Thomas, Altın Küre Ödüllü Amerikan aktör John Goodman, İngiliz aktör Hugh Dancy, John Lithgow, Leslie Bibb, Joan Cusack ve Amerikan aktris Krysten Ritter rol alıyor.

Rebecca Bloomwood, bir alışveriş bağımlısıdır. Genç ve güzel bir kız olan Rebecca, modayı ve aslında tamamen paradan ibaret olan türlü akımları takip etmekten, her yeni çıkan şeyi beğenmekten ve beğendiği şeyleri satın almaktan geri durmayıp, sürekli harcamasına karşın düzenli bir geliri yoktur. Para kazanma konusu aklından bile geçirmeyen genç kız, ay sonunda kredi kartı ekstresiyle karşılaşınca, alıştığı her şeyi değiştirmek zorunda kalacaktıır.

Her İnsan Bir Dünya: Mart ayında Erol Günaydın’layız!

queennothing | 10 February 2010 09:36

16 Nisan 1933 tarihinde dünyaya gelen Türk Sinema ve Tiyatrosu’nun usta ismi Erol Günaydın, sanat hayatının 50. yılını kutluyor. Rol aldığı her yapıma farklı bir hava getiren, canlandırdığı her tiplemeyle adeta oyunculuk ve hayat dersi veren aktörümüz, Akbank Sanat etkinliklerinin Mart ayağına ‘Onur Konuğu’ oluyor. 17 Mart günü Akbank Sanat‘ta, kariyerinin en mutlu, en hüzünlü anlarını ve hayat deneyimlerini paylaşacak olan Günaydın, Türrkiye’de sinema ve tiyatronun önemi ve konumu hakkında da konuşacak.

Daredevil (2003)

queennothing | 09 February 2010 14:48

Ghost Rider“in yönetmeni Mark Steven Johnson‘un yönetmenliğini yaptığı 2003 çıkışlı sinema filmi “DareDevil“, heyecansız bir Marvel uyarlaması. Oscar Ödüllü Amerikan aktör Ben Affleck‘in başrolünde yer aldığı yapımda Altın Küre Ödüllü Amerikan aktris Jennifer Garner, Altın Küre Ödüllü irlandalı aktör Colin Farrell, Amerikan aktör Michael Clarke Duncan ve Emmy adaylığı bulunan Amerikan aktör Jon Favreau rol alıyor.
Matt, babasıyla birlikte yaşayan, içine kapanık bir çocuktur. Küçük yaşta maruz kaldığı kimyasal madde sebebiyle görme yeetisini kaybeden küçük çocuğun kulakları, aşırı derecede iyi duyar hale gelmiştir.
Seneler sonra, başarılı bir avukat olarak karşımıza çıkan Matt Murdock, mahkeme salonunda kanunların arkasında dursa da, gece olunca iyi niyetiyle, kendi adaletini sağlamaktadır.
Gece yaptığı bu çok özel görevi yüzünden oldukça güçlü bir rakip edinen Matt, kendisi için planlanan suikast planından henüz habersizdir. Şehrin hakimiyetini ele geçirmek isteyen Wilson Fisk, nam-ı diğer ‘Kingpin’, profesyonel katil, bıçak kullanma ustası Bullseye’yi kiralar. Hızlı ve işinde en iyisi olan Bullseye’nin tek amacı, Matt’i öldürmektir.

Lady Chatterley (2006)

queennothing | 09 February 2010 10:00

İngiliz Edebiyatı’nın başarılı isimlerinden D.H. Lawrence‘nin romanından uyarlanan 2006 çıkışlı sinema filmi “Lady Chatterley“, Pascale Ferran tarafından yönetildi. Fransız aktris Marina Hands‘ın başrolünde yer aldığı Jean-Louis Coullo’ch, Hippolyte Girardot ve Hélène Alexandridis rol alıyor.

Genç ve hayat dolu bir kadın olan Constance, kocasıyla birlikte İngiltere’de, bir villada yaşamaktadır. Sınıf ayrımcılığının en fazla görüldüğü dönemlerin İngiltere’sinde, belden aşağısı sakat olan kocasıyla geçen sıradan günler, Constance için önceleri değişik uğraşlarla geçse de, zaman ilerledikçe gtenç kadın, bu durgunluktan sıkılmaya başlar. Kendine yeni bir arkadaş, heyecanlı bir ilişki arayan genç kadın, evlerine kısa bir mesafe uzaklığında kulübede yaşayan, kaba ve biraz da görgüsüz bir adam olan çiftçiyle yakınlık kurmaya çalışır. Canı sıkıldıkça çiftçinin kaldığı kulübeye giden genç kadın, zamanla kaçınılmaz olan cinsel birleşme gerçekleşince, tuhaf bir heyecan duymaya başlar.

en çok tutulan kullanıcıya sevgililer günü sürprizi!

pilli | 08 February 2010 16:49

Sevgili sinepil.org’cular,

Yeni yıl sürprizinin ardından Sevgililer Günü için de benzer bir uygulama ile yazarlarımızı sevindirelim istedik. Sponsor olarak bize bu konuda destek olan www.sevgiliye-hediye.com‘a çok teşekkür ederiz.
Son 1 ay içinde yazılmış ve en çok tutulmuş olan bildirinin yazarına sevgiliye-hediye.com’dan 65 TL‘lik hediye çeki veriyoruz.

Kazanan 6 tutma sayısı ile gorcun oldu.
Ayrıntılar editörlerimiz tarafından mail yolu ile iletilecektir.

Korkmayınız, Sir Alfred Hitchcock!

queennothing | 08 February 2010 15:44

1890 senesinde doğan William ve 1892 senesinde doğan Eileen’den sonra William ve Emma Jane Hitchcock çifti, 13 Ağustos 1899 senesinde Alfred Joseph Hitchcock adında bir oğlan çocuğu dünyaya getirdiler. İngiltere’nin başkenti Londra’da, Leytonstone’da yaşayan aileyi tanımlayabilmek için herhangi bir dilde kelime bulmak ya da tamlama yaratmak zor. Zira baba Hitchcock, ağabeyinin adını verdiği Alfred‘inin üzerinde çeşitli olgunluk deneyleri uygularken, anne Hitchcock, Katolik aklıyla küçük oğlunun Tanrı korkusuyla kuşatmaktaydı. Sonuç olarak, her ikisi de evlatlarının sinemacı olacağını, hatta sinemacı olmakla kalmayıp, sinemanın en korkunç, en ürkünç kişisi olarak, ‘gerilim’ diye bir tür yaratacağından (mübalağa) haberdar değildi.

1899, Londra doğumlu Alfred, çocukluğunu ailesiyle birlikte, yine Londra’da geçirdi. Katolik terbiyeyle büyüyen Alfred, daha okula bile gitmezken, ‘nomal’in dışında, farklı olan babasının tuhaf davranışlarına adeta maruz ve sonrasında alışmak zorunda kaldı. Baba William’ın eline bir kağıt parçası tutuşturup, karakola yolladığı Alfred, babasına göre, parmaklıklar ardında geçirdiği zaman içerisinde ‘suç işleyen cezasını bulur’ felsefesini anlaması gerekiyordu. Küçük adamın sahip olduğu tek şey ise polis fobisi olmuştu.
St. Ignatius College ve sonrasındaLondon Couty Council Cshool Of Engineering and Naviigator’de mühendislik eğitimi gören Alfred, 14 yaşındayken babasını kaybetti. Annesiyle yalnız kalan Alfred, reklamcılık ve fotoğrafçılıkla ilgilendi ve 1920’de Paramount Pictures‘a girdikten sonra kararını verdi; Alfred Hitchcock, dünyaya yönetmen olmak için gelmişti.