Kurban dağıldığında pek çok kişi gibi ben de üzülmüştüm. Nasıl üzülmeyeyim, yıllardır aradığım müziği, o tınıyı, o “sound”u ne kadar da geç bulmuştum ve ne kadar da erken kaybetmiştim.

Şimdi ne Deniz’in çaldığı Panik’te, ne Burak’lı Athena’da, ne de Kerem ile Demir Demirkan’da… Aynı havanın bulunamadığı aşikar. Dolayısıyla mazide kalan parçalarla idare etmekten başka çaremiz yok.

Dolaylı olarak belki bin defa dinlediğim o şarkıların yavaş yavaş şarkı boyutundan çıkıp, beynimde analiz boyutuna ulaşması kaçınılmazdı. Aslında ben genellikle şarkıların sözlerinden ziyade müziğiyle ilgilendiğim için, şözlerinin sonradan aklıma takılması doğal bir olgu.