bildirgec.org

zombi hakkında tüm yazılar

insanlar ne zaman zombileşir

hafifmesrep | 09 November 2009 17:22

SOLDA ERSİN SALMAN SAĞDA CEM TOPÇUOĞLU
SOLDA ERSİN SALMAN SAĞDA CEM TOPÇUOĞLU

O bir şair.
O bir duayen.
O bir reklam adamı. Unutulmaz reklam kampanyalarının arkasında kalan.
O bir fikir babası. Kristal elmayı o yarattı.
Reklamın sokak çocuğu” adlı kitap onun için yazıldı.
Emekli oldu. “Artık sakal bırakmak zamanı, lafımın dinlenme zamanı ” diyor.
Ersin Salman.
Ona göre “kişinin markalaşması” deyimi “insanların zombileşmesi” gibi sevimsiz şeyler çağrıştırıyor.
“Bu çilekeş dünyanın, insancıklarının pazara sürüldüğü koca bir alışveriş merkezinden farklı olmasını istiyorum. Aksi halde herkesin poposundaki “barcode”lara bakmak gerekirdi.”
Bu cümleler profesyonel deformasyon gibi algılanabilir. Yaşamın geri kalanının çöp konteynırlarına atılarak ifşa edilmesi diye düşünülebilir.
Amacım bu gel-gitlerden ziyade Ersin Salman’ın Doğan grubu dergilerine müştereken verdiği bir röportajdan kısa bir kesiti paylaşıp sizinle, kişisel müşahade tecrübe edebilmek.

  • “GENÇ KİŞİLERE ÖNERİLER.
  • Ayda en az üç kitap oku.(roman, şiir, öykü, gezi)
  • Ayda en az dört kez sinema, iki kez tiyatro, iki kez klasik müzik konserine git.
    ( Bir süre sonra bunları iki misline çıkarabilirler. Mesela Murat Belge, o kadar işinin arasında ayda en az altı yedi kitap okuyor. Ben ne yazık ki sadece üç kitap okuyabiliyorum. )
  • Yerli ya da yabancı, hiç TV dizisi izleme
  • Haberlere sadece haber kanallarından bak. %80 ine inanmamak şartıyla.
  • “Azzz sonraaaa” diyen kanalı hemen atla.
  • Yüksek sesle, bağıra çağıra, işaret parmağını tehdit eder gibi sallayarak çığıran hiçbir politikacıya yüz verme, oy da verme. Sakin sakin konuşan, hem konuşan hem de dinleyen, yumuşacık, insan gibi, marka olmayan insanları sev, onlara ver, gerekirse oy da ver
  • Durmadan aşık ol. Bu hep aynı insana da olabilir, sakıncası yok
  • Camiye, sinagoga, kiliseye gitmeyebilirsin. ama oralara gidenleri küçümseme.
  • Her türlü ayrımcılığa karşı ol
  • Seksist olma
  • Vicdani retçileri koru
  • Rakıya sudan önce buz atma.
  • Kaldırıma izmarit atma
  • İzmarit balığı yiyeceksen, önce tulum çıkar. Ve tavası güzel olur bu meretin.
  • Doğru olmayan bir vaade, karşındaki bir kere kanar. İki veya daha fazla kanıyorsa ya aptaldır, ya düşman. Kandırma, kanma
  • Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Suna Kan, Ömer Kavur. Dost ol bunlarla. Aynı yatak odasında uyuyacak kadar. Başının üstünde değil, ucunda yerleri olsun.
  • Neruda, Brecht, Bach, Chaplien vs. gavur deyip geçme
  • Edebiyatla, sanatla, kültürle, müzikle, sinemayla, bilimle uğraş. dövüş. Mesela kimyager ol, iyi demirci ustası ol, çok iyi aşçı ol.
  • iyi ol. Lütfen “marka” olmaya çalışma. Bu çalışmanın sonucu “marka tuzağı” olmaktır zira
    KAYNAK: celebrity brands

İngiliz mizahı: ”Shaun of the Dead” (Ölülerin Şafağı)

gorcun | 23 August 2009 23:30

Shaun of the Dead
Shaun of the Dead

”Shaun of the Dead” (Zombilerin Şafağı) İngiliz yapımı bir komedi filmi. 2004 yılında Edgar Wright tarafından çekilmiş olan bu zombi parodisi türünün en başarılı örneklerinden biri olarak anılıyor. Oyuncu kadrosunda Simon Pegg, Nick Frost, Kate Ashfield, Lucy Davis, Nicola Cunningham ve Dylan Moran gibi isimler başı çekiyor. Aslında tüm bu kadro 1999 yılındaki ”Spaced” adlı dizide de birlikte çalışmışlar. Ve büyük ölçüde bu dizinin etkilerinin de olduğu ”Shaun of the Dead” filminde aynı tarzı sürdürüyorlar.

Shaun of the Dead
Shaun of the Dead

Filmin konusuna gelince; hikayenin kahramanı Shaun 29 yaşında hayattan fazla bir beklentisi olmayan, işinde fazla saygı görmeyen ve işinden geriye kalan zamanının çoğunu Winchester adlı Pub’da bira içerek geçiren birisidir. Yakın çevresi ise tamamen zıt karakterli ev arkadaşları Ed ve Pete, sevgilisi Liz, Liz’in ev arkadaşları, annesi ve üvey babasından oluşmaktadır. Bir gün kız arkadaşı artık, Shaun’un sorumsuzluğuna dayanamaz ve ondan ayrılır. Bu sırada bölgede tehlikeli bir salgın insanları etkisine almaya başlamıştır. Çevresine karşı fazla ilgisi olmayan Shaun, bu olayın ciddiyetini de tehlike kapısına geldiğinde anlayacaktır.

Zombi parodisi ”Zombieland” fotoğrafları ve fragmanı

gorcun | 07 August 2009 11:46

Zombieland
Zombieland

Zombilerin artık alışılagelmiş tiplemelerden olduğu günümüz sinemasında korku türünün bu en sevilen unsurunun parodi filmleri gelmeye devam ediyor. Amerikan yapımı ”Zombieland” korkuyla komediyi harmanlayan son filmlerden biri olarak göze çarpıyor. Yönetmenliğini Ruben Fleischer’ın yaptığı ”Zombieland”, iki erkeğin (Tallahassee ve Columbus) dünyayı istila etmiş olan zombilere karşı savaşarak hayatta kalma mücadelerini anlatıyor. Ülkeyi kıyıdan kıyıya geçerek ilerleyen ikili, güvende olacaklarına inandıklarını bir eğlence parkında dururlar. Aralarına katılan Wichita ve küçük kız Little Rock’la biraraya geldiklerinde hangi durumun daha kötü olduğuna karar vermek zorunda kalacaklardır. Birbirlerine güvenip iş birliği yapmak mı yoksa zombilere yem olmak mı? Filmin oyuncu kadrosunda başarılı oyuncu Woody Harrelson, genç aktör Jesse Eisenberg, çocuk oyuncu Abigail Breslin’in yanı sıra güzel aktrisler Amber Heard ve Emma Stone yer alıyor. Ayrıca zombi rolünde misafir oyuncu olarak Bill Murrayde bulunuyor.

Norveç’ten gelen korku parodisi: ”Død snø”

gorcun | 05 August 2009 09:20

Dead Snow
Dead Snow

2009 tarihli Norveç yapımı ”Død snø” (Ölü Kar) korku-komedi, türünün en son örneklerinden biri olarak göze çarpıyor. Yönetmen Tommy Wirkola dahil tamamı Norveçli genç oyunculardan oluşan kadrosuyla çekilen film ilginç hikayesiyle de dikkat çekiyor. Tıp öğrencisi olan 3 kız, 4 erkek kayak yapmak ve eğlenmek için orada buluşacakları arkadaşlarının dağ evine giderler. Alkol ve muhabbetle geçirdikleri eğlenceli zaman kısa bir süre sonra bölgede bulunan yaşlı bir adamın gelmesiyle farklı bir havaya bürünecektir. Adam, gençlere bölgenin kanlı bir geçmişi olduğunu ve Nazi askerlerinin bölgeye büyük bir dehşet saçtığını anlatır. Bu hikayeden sonra gerilen ortam adamın gitmesiyle yeniden eski haline döner ve eğlenceye devam edilir. Ancak bir süre sonra gençlerin yavaş yavaş kaybolmaya başlamasıyla geçmişte yaşanan Nazi dehşetinin bölgede hala hüküm sürdüğü ortaya çıkacaktır.

Dead Snow
Dead Snow

Kadroda Charlotte Frogner, Stig Frode Henriksen, Bjørn Sundquist, Ane Dahl Tor ve Jenny Skavlan gibi tanınmamış Norveçli oyuncular bulunuyor.

Resident Evil 4 üç boyutlu (3D) olacak!

gorcun | 27 July 2009 15:23

Milla Jovovich
Milla Jovovich

Resident Evil oyunundan uyarlanan ”Resident Evil” (Ölümcül Deney) film serisinin üçlemeyle kalmayacağı devamının geleceği haberini daha önce öğrenmiştik. ”Resident Evil : Afterlife” adıyla 2010 yılının Ekim ayında gelmesi beklenen film, zaten üçüncüsünden sonra daha fazla ne yenilikle gelebilir diye düşündürtmeden edemiyordu. İlk filmi yöneten ve tüm serinin senaryolarına katkıda bulunan Paul W. Anderson yönetmenlik koltuğunu bu filmde yeniden devralıyor. Yönetmenin aynı zamanda nişanlısı olan Milla Jovovich’i yine Alice rolünde izleyeceğiz. Onun dışında oyun karakterleri Albert Wesker (Jason O’Mara), Chris Redfield (Johnny Messner) ve Kevin Ryman’da (Austin Peck) filmde yer alacaklar. Tabiiki bunlarla yetinmeyen yönetmenin dediğine göre yeni film 3D olarak vizyona girecek. Ve bu film yeni bir üçlemenin başlangıcı olabilir. Yeni filmin neredeyse çekilen tüm filmlerin maliyetine yakın olacağını belirten Anderson yeni proje için çok heyecanlı olduğunu ve 3Dçekimler için James Cameron’ın ”Avatar” çekimlerinde kullandığı sistemi kullanacaklarını belirtmiş. Bu filmi serinin dördüncüsü olarak değil yeni bir Resident Evil serisi olarak gördüğünü de söyleyen yönetmen eski seriden ve oyundan yeni karakterlerin geri döneceğini de belirtmiş. Bakalım film 3 boyutlu haliyle nasıl bir etki yaratacak. Oyunun hayranlarından biri olarak 3 boyutlu Resident Evil deneyimini heyecan verici bulduğumu belirtmek isterim.

Zombi Festivali (Zombie Walk)

gorcun | 19 June 2009 10:37

Zombie Festival
Zombie Festival

Festival oluşumlarının en ilginçlerinden biri olan Zombi Festivallerini duymuş ya da internette gezerken fotoğraflarına rastlamışsınızdır. Genelde sadece fotoğraflardan oluşan bu oluşumun nasıl ortaya çıktığını merak ettiniz mi? Eğer öğrenmek istiyorsanız bu yazı sizin için…

Asıl adı Zombie Walk (zombi yürüyüşü) olarak geçen bu etkinlik aynı zamanda zombi çetesi, zombi sürüsü, zombi gösterisi gibi çeşitli adlarla da anılmakta. Zombi görünümünde makyaj ve kıyafetlerle sokakta dolaşan insanların katıldığı etkinlik şehir merkezinden cadde boyunca yürümekle başlar ve bir mezarlığa ya da zombie pub denilen zombi temalı içki mekanlarına gidilmesiyle son bulur.

Zombie Festival
Zombie Festival

Bu etkinlik, çeşitli internet sitelerindeki oluşumlar ve ağızdan ağıza dolaşan söylentilerle büyümeden önce yeraltı kültüründen gelen bir aktiviteydi. Olay sırasında katılımcıların zombi gibi davranmaları ve o şekilde iletişim kurmaları isteniyordu. Bu duruma örnek olarak hırlama, inleme şeklinde anlamsız sesler çıkarmak ve brains (beyinnn) diye haykırmak sayılabilir. Bu noktada zombi davranışlarının nasıl olacağı konusunda ciddi tartışmalar da çıkmıştır. Orijinal Living Dead (Yaşayan Ölüler) serisinde zombi kavramının tanımını belirten kimi püristlere göre zombiler asla beyin diyebilme yeteneğine sahip olmamıştır.

Sona doğru : ”Resident Evil: Extinction (Ölümcül Deney 3: İnsanlığın Sonu)”

gorcun | 01 June 2009 17:50

Resident Evil : Extinction
Resident Evil : Extinction

Resident Evil serisinin son filmi olan Resident Evil : Extinction (Ölümcül Deney 3 : İnsanlığın Sonu) Paul W. Anderson tarafından yazılıp Russell Mulcahy tarafından 2007 yılında çekilmiş. Üçüncü filmde Umbrella Şirketinin yaydığı virüs artık Raccoon City’ nin sınırlarını aşmış ve her yere yayılmıştır.
Carlos Oliviera (Oded Fehr), L.J. (Mike Epps), Claire (Ali Larter), K-Mart (Spencer Locke) ve Betty’ nin (Ashanti) içinde olduğu bir grup insan zırhlı araçlarla yaşam belirtisi olan bir yer bulmak umuduyla ilerlerler.
Terkedilmiş, yıkık Las Vegas kalıntılarının arasından dururlar. Burada benzin alıp, stok topladıktan sonra Alaska’ ya gitmeye karar verirler. Bu sırada Alice’ te (Milla Jovovich) onların yanına ulaşır ve tehlikelere karşı ağır silahlarla donanımlı ekibe katılır.

Resident Evil : Extinction
Resident Evil : Extinction

Kıyamet Yakın : ”Resident Evil: Apocalypse (Ölümcül Deney 2 : Kıyamet)”

gorcun | 01 June 2009 14:20

Resident Evil : Apocalypse
Resident Evil : Apocalypse

Resident Eviloyununun ilk filmden 2 yıl sonra çekilen devamı Resident Evil: Apocalypse (Ölümcül Deney: Kıyamet) 2004 yılında sinemalara geldi. İlk filmin yönetmeni Paul W. Anderson ikinci filmin senaryosunu yazmış, yönetmenliğini ise Alexander Witt yapmış. Bilindiği üzere ilk filmde Umbrella Şirketi’ nin yol açtığı virüs felaketi Umbrella’ nın gizli sığınaklarından Raccoon City’ ye yayılmıştı.
İkinci filmde alan genişliyor ve tüm şehir virüslü insanlarla doluyor. Kahramanımız Alice (Milla Jovovich), Umbrella Şirketi tarafından yapılan deneyler sonucu insanüstü güçlerle donatılmıştır. Alice’ le birlikte virüsten etkilenmeyen bir kısım insanda onunla birlikte mücadeleye girerler. Bu insanların arasında Umbrellanın özel ekibi S.T.A.R.S’ ın (Special Tactics and Rescue Service) bir üyesi olan Jill Valentine (Sienna Guillory) ve bu ekibin lideri olan Carlos Oliveira (Oded Fehr) gibi donanımlı kişilerde bulunmaktadır.

Resident Evil : Apocalypse
Resident Evil : Apocalypse

Bu grup bir yandan tüm şehre yayılmış virüslü yaratıklarla uğraşırken bir yandanda Umbrella’nın yarattığı ikinci felaket olan Nemesis’le (Matthew G. Taylor) mücadele etmek zorunda kalırlar. Bu cehennemden kurtuluşlarının tek yolu ise Umbrella’ya bağlı bilimadamı Doktor Ashford’ a (Jared Harris) güvenmek ve kızını (Sophie Vavasseur) ona sağ olarak ulaştırmaktır.
İlk filmden daha aksiyonlu, daha hızlı, daha fantastik olan ikincisi oyunun hayranları içinde bolca süpriz barındırıyor. Oyundan bir karakterin olmadığı ilk filmden sonra bu filmde oyunun baş karakteri Jill Valentine’ la karşılaşıyoruz. İkinci oyunun atmosferinde başlayan film oyunun 3. serisinde çıkan Nemesis karakterinide karşımıza bu filmde çıkartıyor. Onun dışında yine oyunda bir süre karakter olarak kullanılan küçük kız etkeni önemli bir noktada karşımıza çıkıyor.

Zombiler artık daha hızlı daha öfkeli : ”28 Days Later (28 Gün Sonra)”

gorcun | 18 May 2009 09:51

28 Days Later
28 Days Later

İngiliz Yönetmen Danny Boyle’ nin 2005 yılında çektiği 28 Days Later (28 Gün Sonra) sinemada alışılmışın aksine Amerika’da değil Avrupa kıtasındaki büyük bir adanın topraklarında bulunan İngiltere’de geçiyor. İngiltere’ de bir laboratuvarı basan hayvan hakları savunucuları, hayvanların kafeslerini açıp serbest bırakınca kan yoluyla bulaşan bir virüs tüm ülkeye bulaşır. Hikaye bu sahnenin ardından 28 gün sonrasında başlar ve filmin kahramanı Jim (Cillian Murphy) bir hastanede uyanır.

Etrafına bakınıp ortalıkta dolaştıkça sessizliğe ve kimsenin olmayışına anlam veremeyen Jim, dışarı çıktığında daha büyük bir şokla karşılaşır. Tüm şehir dağılmış, yıkılmış adeta terkedilmiştir.
Durumun vahimiyetini anlayan kahramınımız yaşayan bir insan bulmak adına bir kiliseye girer. Kilisede karşısına çıkan virüs kapmış insan kendisine saldırır. Bu noktadan sonra Jim’in amacı yaşayan insanların bulunduğu bölgeye kaçıp kendini kurtarmak olur.

28 Days Later
28 Days Later

Sıradışı bir proje Grindhouse (1) : ”Grindhouse : Planet Terror (Dehşet Gezegeni)”

gorcun | 07 May 2009 09:47

Planet Terror
Planet Terror

Quentin Tarantino ve Robert Rodriguez’ in birlikte yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği Grindhouseprojesinin bir parçası olan Planet Terror (Dehşet Gezegeni) Robert Rodriguez’ in çektiği filmdir. 2007 yılında hayata geçirilen Grindhouse projesi, ismini eskiden Amerika’da çekilen şiddet, seks, çıplaklık dolu 3.sınıf aksiyon filmlerinin ardarda gösterildiği sinema salonlarından alıyor.

Planet Terror
Planet Terror

Tam da bu geleneğe uygun şekilde tüm ayrıntıları ve incelikleriye çekilen iki film Planet Terror (Dehşet Gezegeni) ve Death Proof (Ölüm Geçirmez)‘a türün aynı zamanda hayranı olan yönetmenler tarafından büyük özen gösterilmiş. Planet Terror, Texas’ta eski bir askeri üste Abby (Naveen Andrews) liderliğindeki bir çeteyle, Yüzbaşı Muldoon’ un (Bruce Willis) liderliğindeki askeri grup arasında çıkan çatışmada biyolojik silah olarak tasarlanan bir kaynaktan yayılan gaz sızıntısının şehre yayılması sonucu insanların zombiye benzer yaratıklara dönüşmesini konu alır. Filmde şehre kısa sürede yayılan gazın etkisiyle tüm insanların et yiyen yaratıklara dönüşmesiyle bunlara karşı hayatta kalmaya çalışan bir grup insanın mücadelesi anlatılır.