bildirgec.org

yeraltı edebiyatı hakkında tüm yazılar

Her Son Acımasızdır : Kara Kule

angelsdemos | 30 March 2010 12:14

“Siyahlı Adam çölge kaçıyordu. Silahşör de peşindeydi.” İşte böyle başlar Orta Dünya’daki son silahşör Roland Deschain’in destansı yol öyküsü ve böyle biter.Stephen King, 2000 sayfadan fazla ve toplam 7 kitaptan oluşan bu öyküyle sizi o fantastik ve inanılmaz dünyasına alıverir.

Stephen King’in kariyerinin baş yapıtı olarak gösterdiği Kara Kule serisi büyük önem taşıyan bir başyapıttır.King’in, Robert Browning’in “Childe Roland Kara Kule’ye Geldi” adlı şiirinden, J.R.R Tolkien’in ve C.S. Lewis’in epik ve fantastik hikayelerinden, Sergio Leone’nin ünlü vahşi batı filmlerinden esinlenerek yaptığı bu eseri tamamlaması yaklaşık 34 yılını aldı.Bu süreçte King, sadece hikayeyi anlatmadı Kara Kule yazarın diğer eserlerine de sıçrayarak Stephen King hikayelerinin merkezine oturdu.

Chuck Palahniuk – Tıkanma

admin | 01 December 2009 12:12

kitapokuyoruz.com adresinden alınmıştır
kitapokuyoruz.com adresinden alınmıştır

Sanırım sadece kitaplardan keyif alıyorum artık. Böyle bir insanlardan, hayattan keyif almama durumu. Bir depresyon belirtisi de olabilir tabii. Bol bol kitap.

tanshaydar.com adresinden alınmıştır
tanshaydar.com adresinden alınmıştır

Palahniuk’un daha önce Günce’sini önermiştim yanlış hatırlamıyorsam. Günce’yi 1 öneriyorsam Tıkanma’yı 10 kez öneriyorum. Dan diye bir kitap. Çekinmeden, eksiltmeden yazmış adam, cinsellik olsun, şiddet olsun. Öyle numaradan, mış gibi kitaplardan değil. Tam da gerçek hayatın olduğu gibi. Üstelik sürükleyici. Kitabın karakterlerinden biri sekskolik, ev arkadaşı ise mastürbasyon yapmadığı her gün için eve bir tane kaya taşıyan bir adam. Karmakarışık olaylar. Ben kitabı evden işe gelirken ve işten eve dönerken otobüste bitirdim, otobüs taksim’e geldiğinde kaç kez üzüldüğümü hatırlıyorum, o kadar sürüklüyor insanı. Alın okuyun, sonra teşekkür edeceksiniz bana. Ayrıntı YayınlarıYer altı Edebiyatı’ndan yine.

çorba iki

kahramancayirli | 09 March 2009 17:40

www.turkjapan2003.org adresinden alınmıştır, portre - neş'e erdok
www.turkjapan2003.org adresinden alınmıştır, portre – neş’e erdok

murathan mungan’ın son öykü kitabı kadından kentler’in kapağı bilmem dikkatinizi çekti mi. o güzel kapak, yılların ressamı neş’e erdok’un bir resmi aslında. mungan, öykülerinin içeriğine en uygun resmi seçmek için epeyce taramalar yapmış erdok’un tüm ürünleri arasında. ne kadar yerinde bir seçim yaptığını, bilmem söylemeye gerek var mı…

çorba

admin | 02 March 2009 18:17

murat boz’un yeni albümü şans, çıktı. çoğu şarkısını dinledim, beğenmedim. uçurum mesela iddialı bir şarkıydı, bünye daha da keyifli, daha da iyisini istiyordu. neyse bekleyelim biraz. belki tarkan’ın şarkıları gibidir şans’taki şarkılar da. dinledikçe alışılıyordur, göreceğiz.
björk’ün şarkılarını dinliyorum bu aralar, bir de müslüm gürses’in bir ömür yetmez’ini. bilal dede resmen şarkı sözü değil şiir yazmış! müzik de garbage’tan olunca netice çok hoş..

okuma notları-5

kahramancayirli | 27 April 2008 07:45

geçen cumartesi delirdim. bütün birhan keskin kitaplarını aldım. iki saat sürdü tüm şiirlerini okumak. öyle iyi geldi ki. hatta pazar günü de “birhan keskin suskunluğu” başlıklı bir deneme yazdım. yayımlayabilirim inşallah.
kim bağışlayacak beni’yi, ba’yı, y’ol’u edinin okuyun. size de iyi gelecek. altın portakal şiir ödülünü aldı ya şair ba adlı kitabıyla, metis yayınları, sempozyumu kitaplaştırmış yayımlamış, dayanamadım onu da alıp okudum. birhan keskin şiiri ve ba, su gibi içtim resmen. zihninizi açıyor, bir şiiri esas nasıl okumanız gerektiğini öğreniyorsunuz..
betty blue’nun peşinden ayrıntı’nın yeraltı edebiyatı’na devam..bu kez eşiktekiler’e başladım. yine çok iyi. betty blue’nun bittiği yerin 5 sene sonrasından başlıyor, eşiktekiler.
buket uzuner’in karayel hüznü adında bir öykü kitabını da okuyorum bu arada, bitmek üzere.
bir kitaptan daha bahsedecektim, silindi gitti aklımdan..

okuma notları-4

kahramancayirli | 16 April 2008 09:17

sabah akşam bu kliple, bu şarkıyla yatıp kalkıyorum. radikal, yaptığım röportajı yayımlamadı, pek keyfim yok. betty blue bitti. fena çarpıldım aslına bakarsanız. ayrıntı’nın yeraltı edebiyatı hoşuma gitti, hatta bu yazardan da devam edilebilir. ama yine de türk edebiyatı! nezihe meriç’in yandırma’sı bitti. yazarın kendini belli ettiği metinleri çok sevemiyorum. yani okuduğumun gerçekliğini sulandıran; bunun bir kurgu, zihin ürünü olduğunu belli etmeseler keşke..haldun taner okuyorum şimdi: yalıda sabah. ne kadar sağlam, sade bir dil. bir öyküsünü arıyorum haldun taner’in, onu bulana kadar öykülerine devam edeceğim. daha tiyatro oyunları var sırada..şiir yazmak çok keyifli. daha başka şeyler de anlatacaktım ama tutamıyorum aklımda. sanırım not almalıyım..

Tom Robbins ve Yeraltı Edebiyatı

cyberdrug | 12 January 2008 15:05

Tom Robbins
Tom Robbins

Eğlenceli yazar Tom Robbins‘i tanıyalım. Parfümün Dansı adlı kitabıyla büyük ilgi gören yazar asıl adıyla Thomas Eugene Robbins 22 Temmuz 1936 yılında dünyaya gelmiş olup, Amerikalı roman ve kısa hikâye yazarıdır.

Parfümün Dansı
Parfümün Dansı

Romanları yeraltı edebiyatının özellerini taşır ve kendi ismini kısaltarak Tom Robbins olarak kullanır. “Oyunculuk, uçarılık değil bilgeliktir,” görüşünü ön plana çıkarıp çılgınlık derecesinde oyuncul romanlar yazmaktadır. Romanları, hayatın daha ciddi yanlarını inkâr etmez; “her şeye rağmen mutluluk” ilkesinin savunuculuğunu yapar. Bu ilkenin içerdiği mesajı, romanlarındaki karakterlerin felsefeleri ve aynı zamanda da incelikli yazı biçimiyle iletir. Edepsiz kelime oyunları, alakasız sonuçlar, zıtlık içeren ifadeler, ara sözler, Robbins’in anlatımının belli başlı özellikleridir. Romanları yalnızca edebi uzlaşımları değil, insanoğlunu tatmin etmenin en iyi yolu hakkında toplumda yer alan varsayımları da sorgular. Robbins, panteizm, mistik Doğu dinleri ve Yeni Fizik gibi çeşitli kaynaklardan alternatif düşünceleri bir araya getirir.

Tom Robbins yeraltı edebiyatının önemli temsilcilerindendir. Yeraltı edebiyatından da kısaca bahsetmek de yarar var. 19. yüzyılın ortaları ve 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır ve özgürlük temasına sahiptir. Gerçekle hayal arasında gezinen bu edebiyat, kimi zaman sert ve aykırı bir dille yazıldığı gibi kimi zaman da oldukça naif ve erotik bir anlatımla da zenginleştirilmiştir. Normal hayatın dışına çıkarak içimizde biriktirdiklerimizi dışa vurduran bir dile sahip olan yeraltı edebiyatının kökleri, Sadizm’in fikir babası diye tabir edebileceğimiz Marquis de Sade ile başlar. Marquis de Sade, Charles Bukowski’den günümüzdeki yazarlara kadar birçok kişiye ilham kaynağı olmuştur. Günümüzde ise yer altı edebiyatı tanınmaya iyice başlamış, Chuck Palahniuk adlı yazarın Fight Club adlı eseriyle de oldukça ün kazanmıştır.

Dövüş Kulübü
Dövüş Kulübü

Tom Robbins’in henüz bir kitabı filme çevrilmedi fakat romanları halen çok okunmakta ve birçok dile çevrilmektedir.