bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

söz verdim sana diye mi bu dürüstlük

nacak | 05 June 2009 16:33

Arkadaşlık ve dostluk gerçekten çok farklı şeylermiş diye düşündü .Dostluk belki çok daha ağır sorumluluklar yüklüyordu omuzlarına .Keşke arkadaş kalsaymışız diye düşündü.

Ne güzel günler geçirmişlerdi beraber ta çocukluktan beri. İlkokula beraber gitmişlerdi. Aynı sırayı paylaştılar. Teneffüste yemeklerini paylaştılar. Eve gelip ödevlerini paylaştılar. Yarısını birisi yarısını diğeri yaptı. Sonra değiş tokuş.

Lise çağına geldiler. Yine aynı lise, aynı sıra hatta aynı aşk. Günler geçti gitti , geldi üniversite yılları. Aynı üniversite, aynı fakulte, aynı sınıf. Gene ayrı gitmedi içtikleri su. Önce yurtta kaldılar bir müddet. Sonra eve çıktılar beraber. Beraber pişirdiler beraber yediler.

Chatten Sevgili

nacak | 05 June 2009 13:09

Uzun zamandır görüşüyorlardı msn’ den. Kamerada görmüşlerdi birbirlerini. Bir chat sitesinde tanışmıştı onunla. Buna tanışmak denirse. Sanal alemin sanal tanışması işte. Neyse hayıra vesile oldu bak diyordu kendi kendine. Meğer ne dürüst insanlar varmış bu chatte dedi içinden. Kuzenine iş bulacaktı hem. Çocuk kaç yıldır işsizdi. Bak ona da sevap oldu işte.

Ne de çabuk kaynaşmışlardı kısa sürede. Varını yoğunu anlatmıştı ona hayatındaki. O da anlatmıştı tabi Tülin’ e ama bazı şeyleri gizliyordu sanki. Neyse canım zamanla öğrenirdi Tülin nasılsa .

Rüya- ı leb

bige | 05 June 2009 12:10

Öp beni
dudaklarının
daha önce öpülmemiş
olduğuna inandır beni

düşündüğümü bilme
ne aşk müzikleri akmış
mazide, lâl renginde
artık yarını düşünmeli
dudakların bana ait sadece

resim.k

son banknotlarındaki ayyıldız ve sabrın sonu

be_goodie | 05 June 2009 09:54

seneler önceydi nerdeyse yüzüne nur (!) inmiş, salyasümük cemaatine birşeyler anlatan beyaz sakallı tonton bir amca şuna benzer şeyler söylüyordu; (kelimesi kelimesine değil meal olarak)

sabırla bekleyin. adeta ağını örmüş bir örümcek sabrıyla. devletin her makamına yavaş yavaş bizden birilerinin gelmesi için sesszice sabırla bekleyin..

şimdi en son basılan türk lirası banknotlarına bir bakalım. Atatürkün olduğu taraftaki ayyıldıza dikkat edin. buraya link yada foto koymuyorum cebinizde yoksa google yeterli olacaktır. bugüne kadar bütün basılan banknotlarda hilal soldan sağa, yıldız da sağda olmuştur. en son TL de hilal sağdan sola ama ince uçları 30-40 derece yukarı yönelmiş. hilalin içinde Atatürk bulunuyor yıldız ise hilalin ince uçlarının baktığı yerde yani sol ve üstte.

Gözlüğün Geçmişine Yolculuk ve Camın Hikayesi

nacak | 05 June 2009 09:04

Gözlüğün olmadığı dönemlerde görme sorunu olan insanların nasıl sorunlarla karşılaştıklarını hiç düşündünüz mü? Hele de göz numaraları çok yüksek olan insanların. Evden çıkmayıp, sosyal hayata karışmamış olmaları ihtimal dahilinde. Tabii eğer soruna başka türlü bir çözüm bulamadılarsa. Ben yine de bir şekilde bu soruna da çözüm bulmuşlardır diye düşünüyorum. Geçmiş çağları araştırınca, o devir insanlarının beyinlerinin daha fazla bölümünü kullandıkları belli. Teknolojik aletlerin de olmadığını düşünürsek hele ki internet gibi her aradığını insanın önüne anında çıkaran ve beyin yormak zorunda bırakmayan bir icadı düşününce başka çareleri olmadığını anlamamak da mümkün değil zaten. Tek çözüm sorunlara çare üretmek.

Antik çağ insanlarının optik camlar hakkında bilgileri olduğu biliniyor. Girit’te yapılan kazılarda M.Ö 1000 yılına ait büyüteç bulunmuş. Gözlüğü ilk bulan kişinin kim olduğu ise muammasını koruyor. Bilinmeyen bu şahsa teşekkür mü etmek gerek yoksa kızmak mı gerek bilemiyorum. Zira gözlük icad edilmeseydi belki lazer ameliyatlara çok daha önceden başlanabilirdi. Bu da garip bir yaklaşım oldu galiba.

Gözlüğü bulan kişi bilinmese de Venedik’te yaşamış birisi olduğu düşünülüyor. Zira ortaçağda Venedik cam üretimiyle çok ünlenmişti. 13. yy’a doğru unutulup giden renksiz cam yapma tekniğini Venedikli cam ustaları yeniden canlandırmıştı.

on yedi papirüs

kahramancayirli | 05 June 2009 08:57

1.Şair Birhan Keskin “dürtme içimdeki narı üstümde beyaz gömlek var” demiş; ötesi var mı? Kırk oldu belki Keskin’i, şiirlerini, duruşunu övüşüm. Şiirle tanışacak, Birhan Keskin şiirine aşık olacak yeni gözler için..(Ne olur bir an evvel yeni bir şiir kitabı yayımlansın Keskin’in. Dünya böyle çok sıkıcı.)
2.Ağzımda kocaman bir aft var. İki hafta oldu geçmedi. Geç artık.
3.Ajda Pekkan’ın yenisi: Resim. İyi bir şarkı mı kötü mü. Söz müzik Serdar Ortaç diye önyargılara kapılıyorum ama Pekkan çok sıradan şarkıyı bile öyle bir yorumluyor ki, sonuç iyi oluyor. 2lik 3lük şarkıyı Pekkan söyleyince 8lik 10luk oluyor. Çerçeve değil resim arıyoruz!
4.Hiç televizyon izlemiyorum. Sadece konuğuna göre Cuma geceleri Beyaz ve cumartesileri Makine.
5.Ne güzel fotoğraflar çekiyor insanlar. 3ayakta sözü edilen tüm fotoğrafçıların galerilerini izlemeye çalışıyorum. Herkes iyi bildiği işi yapmalı.
6.Oturup bir Yıldız Tilbe ya da Bülent Ersoy kitabı yazasım var. Ne güzel olur. Daha doğrusu roman olursa birileri, onların olsun. Bence.
7.Bugün şunun hayalini kurdum: Türk Edebiyatı doktorası vs yapıyorum, sonra gençlere Türk Edebiyatı anlatıyorum, onları ödüllerle kitap okumaya teşvik ediyorum.
8.Dört filmin ismi geçsin: 5 x 2, Hunger, Lola ve Bilidikid, Birds..
9.Ferhunde Hanımlar yine olsun. Riziko yine olsun. Bugünün tarihi 4 Ekim 1992 olsun mesela.
10.1940larda 50lerde olduğu gibi gazeteler parça parça roman yayımlasınlar. Ertesi güne kadar ölelim meraktan. Süper Baba yeniden başlasın. İkinci Bahar başlasın. Perihan Abla yine..
11.Nilüfer-Mavilim’i her akşam birkaç kez dinliyorum. Birkaç kez kırmızı biber közlemesi..
12.Yeşim Salkım-Ben Yoldan Gönüllü Çıktım, Hiç Keyfim Yok, Deli Mavi. İşte tam orada durdu Yeşim Salkım. Hep orada durdu.
13.Sibel Alaş-Adam. Nokta. Orada da duralım.
14.Bedük’ün şarkıları ne güzel yahu. Automatik ile uyanıp uyuyorum valla. Klip zaten..
15.Se-zen Ak-su – Gü-lüm-se. Bu kadar iyi bir Türkçe pop albümü daha var mı geldi gitti mi, ben duymadım daha. Dikkat rock demiyorum elektronik demiyorum. Pop.
16.Fransızca ne duysam dikkat kesiliyorum. Pavlov’un köpeği gibi.
17.Bugün de akşam oldu. Seynan Levent.