bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

terapi 2

admin | 30 June 2009 09:11

Senden sonra çıktım dolaştım caddelerde daktır. İlaç gibi geldi senin geçmişimi ısıtıp ısıtıp önüme getirmenden sonra. Hayır ne bok var geçmişimde onu da anlamadım ama taktın ya kafaya bir kere . İnelim anasını satayım , çocukluğuma da inelim , veledliğime de inelim.

Cadde güzeldi daktır. İçim açıldı. İnsanlar cıvıl cıvıl. Rengarenk giyinmişler, şortlar , sandaletler, karı-kocalar sevgililer el ele, kol kola. Bebekler pusetlerde alemi seyran etmekte. Hepsinin yüzünde kocaman bir tebessüm. Hiç derdi yok bunların anlaşılan. Hoş sana getirsek bunların hepsini de delirtirsin ama.

ıssız adam

admin | 29 June 2009 16:25

Epey geç kaldım belki, Çağan Irmak’ın Issız Adam’ını henüz izleyebildim. Filmi izlerken bu adamın bir filmi kendisi için sıradakini de kitleler için çektiğini düşündüm. Bana Old and Wise’ı Çal (kısa film) ve Ulak yönetmenin kendisi için; Babam Oğlum ve Issız Adam kitleler için çektiği filmler bence.
Filmde en çok oğul-anne ilişkisine takıldım. Bu konuda senaryo, diyaloglar ve oyunculuklar doyurucu. Gerçek hayatta da aynen o şekilde gelişiyor olaylar. Çağan Irmak şu an çektiği yeni filminde de anne-oğul ilişkisine odaklanacak: Karanlıktakiler. Bir an önce gelsin sonbahar.
Masum bir aşk hikayesi de izlemiş olduk Issız Adamda. Ada, filmin bir yerinde İhsan Oktay Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası isimli kitabını okuyordu, bu çok güzel. Sahaflar, ikinci el kitaplar, plaklar…Güzel hepsi, çok naif.
Avam bir film olarak da değerlendirilebilir belki ama Çağan Irmak’ın imzası, üslubu var birçok karede, bu çok önemli, çok iyi.
Yeni filmini bekliyoruz bakalım. Bu arada yeni filmi de kulaktan kulağa yayılıp gişe rekoru kıracak mı göreceğiz..
Sözcükler edebiyat dergisinin Temmuz Ağustos 2009 sayısı çıkmış. Cemal Süreya’nın efsane Üvercinka’sının Süreya tarafından resimlenip Kemal Özer’e hediye edilen sureti var derginin sayfalarında. Muhakkak görün. Çok özel hakikaten..

Sümüklü mendil

admin | 29 June 2009 15:07

Ufakken de kızardın bana hep burnunu silme koluna diye .
Oysa ben silemedim hiç ayrılık işlenmiş dantelli mendillere .
Aşkınla büyümek güzeldi , her düştüğümde yarama üflemen
Yüzümün kirini parmaklarını tükürükleyip silmen ,
Bayramlarda içinden para çıkan çorap kumbaralarında
Hayali bir gelecek biriktirmek seninle güzeldi .
Sonra ilk terk edişiniz beni ailece .
Bir külüstür arabanın ardında cama dokunan parmaklarının iç yakan uzaklığı .
Senin kapının iki adım benim evimden 2 taşıt ötedeki lisede
Ne tesadüfse yan yana oturmuştuk ilk gün ve 3 sene .
Seninle olgunlaşmak özeldi .
Ve ben yedisinden kalma bir alışkanlıkla her kış ve her burnum
aktığında koluma silerdim burnumu , sen az acıtarak sıkarken yanaklarımı kızardın yine .
Canımı yakman sular dökmekti yanan kalbime .
Seninle yaşlanmak eşsizdi .
Bir gün bile denemez ya bir an sadece , sen gitmiştin .
Artık bayramlarda para çıkmayan çorap kumbaralarında
Sağlık formülü reçeteler biriktirilir olmuştu .
Dizlerimdeki yaraya üfleyecek sen , benim dudaklarımda kalan
Son tadınla vardın .
Sensiz ölmek sensiz yaşamaya eşitti .
Kağıt mendil bile olsa cebimde üstüne siyah bir kazak resmi
Çizmeden süremem burnuma.
Ve bana aldığın siyah kazağın koluna her burnumu sildiğimde
Gittiğin yolun şeklini çizerim kanata kanata .

Elveda

admin | 29 June 2009 12:48

http://www.flickr.com/photos/romanlily/2083975994/
http://www.flickr.com/photos/romanlily/2083975994/

Derdim büyük benim
Geçmiş kararlarım dikilirler karşıma
Hesap soruşunu özlerim annemin
Sevmediklerime tek tek hesap verişimden sonra

Aşkım çok büyüktü benim
Dokunamadın ona
Şimdi silinir sana ait herşeyim
Bu gün uyandığım son elvadadan sonra