bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

SILA ve bir 70’lik…

admin | 29 January 2010 16:48

Sıla dinliyorum bu aralar. Her bir şarkısını tekrar tekrar… İlk defa dinlermiş gibi…
Müzik dinlemek uzun zamandır böyle zevkli bir şey değildi benim için. Ama şu an bambaşka. Nasıl anlatılır bilmiyorum. Farklı bir şey var bu kızda, sesinde, şarkılarında.
Eşlik etmek istiyorum her dinlediğimde onu ama beceremiyorum bir türlü. Şarkılar ki iniş ve çıkışlar, müzikdeki ani değişimler, dobra dobra sözler… Bunlar sanki bir 70’liği tek başına bitirmiş gibi yapıyor beni. Yolunu bilip de gidemediğim evim gibi sözlerini bilip söyleyemiyorum.

Vur kadehi ustam bu gece de sarhoşuz
Kalan sağlar bizimdir acıdan mayhoşuz
İki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze
Bundandır böyle dibe vuruşumuz

Vur kadehi ustam demek ne kadar da güzel, iki satırlık adamken bile…

Amerika Vizesi ve TC. Pasaport işlemleri E-devlet karşılaştırması

admin | 29 January 2010 15:31

Amerika Vizesi Başvuruları internette
Amerika Vizesi Başvuruları internette

Amerikan konsolosluğu, Amerika Vizesi uygulamasını kolaylaştırarak bunu tamamen internet ortamına taşıyorken, ben de pasaport’u e-devlet çerçevesinde internetten alayım diye online başvuru yaptım. Randevu zamanında gittiğimde sıra anlamında pek bir şey kazanmadığımı sadece belki bir 10 dk. fark ettiğini söylemeliyim. Buradaki bayan polis benim başvuruma baktı ve kimliğimle karşılaştırdığında annemin kızlık soyadı olan “önder”’i “onder” olarak yazdığımı görünce beni yeniden başvuru yapmam gerektiğini söyleyerek ve hiçbir kolaylık göstermeyerek reddetti. Bu pasaport prosedürünün ise yaklaşık 1 tam gün sürdüğünü de oraya gidince öğrendim ki, bu da cabası. Ertesi gün yine internet başından başvuruyu gerçekleştirmek için yaklaşık 5 gün daha sonraya bir randevu daha alabildim ve 1 yıllık pasaport için başvurdum. Ancak daha sonra randevu saatinde dehşet verici pasaport harçlarını görünce belki de 5 yıllık almanın daha mantıklı olacağını düşündüm, ve oraya gittiğimde bu sefer başvurum harfi harfine doğru olmasına rağmen bu sefer 5 yıllık başvurmadığım için bunun dönüştürülemeyeceği reddi ile karşılaştım.

Regüle Edilmiş Hayatlar

admin | 29 January 2010 14:33

Çıkmaz sokakların suskunluğunda, bir adım ötesinde; bir nefes daha…

Hep orada olduğunu bildiğin ama bir adım atamadığın. Atamadıkça kendinden uzaklaştığın, uzaklaştıkça ona daha çok yakınlaştığın, ona yakınlaştıkça dokunmak istediğin, tam dokunacakken uzanan eline sıkıca tuttuğun anlar, ızdıraplar… Kendinden uzaklaşman ona yakınlaşmanı çözümlemiyor ki, çözüm yollarını bildiğin halde bulamadığın/ yontamadığın yolculuklara gebe kalıyor.

Regüle edilmiş hayatlar, modifiye olmuş enkarnelere çevrimlenmeden bir önce; durduğun yaşam anlarında, öpüyorum dudaklarından.

Tapu

admin | 29 January 2010 12:27

Hiç bu kadarını düşünmemişti. Hayatını bir telefon değiştirmişti. Nasıl oldu kendi dahi bilmiyordu ama bir şekilde olmuştu işte. Kader O’na gerçekten de ilginç bir oyun oynamıştı. Kaderin oyunu şöyle başlamıştı.
sabah yataktan kalktığında hayatındaki proplemler hala kafasını kurcalıyordu. Yüzünü yıkarken bile ben bunca işin içinden nasıl çıkarım diye düşünüyordu. kahvaltı bile yapmadan evden çıkmış on dakikalık yürüyüş sonunda kendini servise zor atmıştı. İş yerine gelmiş herzamanki gibi birkaç haber sayfasını okuduktan sonra işine koyulmuştu ki hayatını değiştirecek telefon çalmıştı. Önce numaraya baktı bilmediği bir numara ile karşılaştı. Hafiften gerildi. Ne zaman yabancı bir numara arasa böyle olurdu. “Hayırdır İnşallah” diye geçirdi içinden ve telefona cevap verdi. Karşıdaki ses selam verdikten sonra bir tapu bulduğunu ve üzerinde bu telefon numarası yazdığını söyledi. Selim kendisine ait olmadığını “keşke benim olsaydı” diyerek karşı tarafa iletti. Öyle ya tapu kim Selim kimdi. Eline geçen para ile ailesini zor geçindiriyordu. Evi nerden alacaktı da tapu sahibi olacaktı. Bu düşünceler aklından yıldırım hızıyla geçerken istemsiz bir şekilde tapu üzerinde kimin adı yazdığını sordu. Adam “Selim Kanca” ismini okuduğunda “anlamadım tekrarlar mısınız” dedi. Adam tekrar aynı ismi okuduğunda bunun bir şaka olabileceğini düşünerek “bırakın artık bu şakayı kimsin kardeşim Yılmaz sen misin” dedi ancak karşısındaki adam gayet ciddi “yok beyfendi ne şakası yok şaka falan isim işte bu” dedi. Selim duraksadı nasıl olabilirdi. Bunca sene kira ödemekten anası ağlamıştı. Şimdi ise üzerinde ismi yazılı bir tapu vardı. En azından şimdilik öyle söylüyordu telefondaki ses. “Beyfendi” dedi. “Beyfendi sizinle buluşalım mümkünse” dedi ve adamdan olur cevabını aldıktan sonra buluşacakları yeri belirlediler. Telefonu kapadıktan hemen sonra yerinden fırladı müdüründen yalvar yakar birkaç saatlik izini kopardı ve işyerinden ayrıldı.
……

ANNEMDEN İNCİLER

admin | 29 January 2010 11:02

Annecim 70 yaşının üzerinde ama nadir denecek kadar eski Türkçe konuşur.
Anne annem gibi geçmiş yıla bıldırın, sonbahara güzün dememesine rağmen kullanmış olduğu günümüzün Türkçesini kendi dilinde hoş mu desem, komik mi desem ( artık siz karar verin)kullanır.
Mampir(vampir)
Laaba(lavoba)
Vilya(villa)
Cicikurt(digitürk)
Kartur(cerrefour)
Vim(bim)
Yürük çadırı(Yörük çadırı)
Ekonomik okulu(iktisat fakültesi) gibi sürüp gitmekte ve biz kahkahalarla gülmekteyiz.
Bu hatunun birde kız kardeşi var 65 yaş civarı ikisinin arasında geçen bir konuşmayı anlatıyorum.
Abla hala o izlediğin arkası yarını mı izliyorsun(unutma beni dizisi)
Heeee
Ayıp be abla bu yaşta o dizi izlenir mi sen de benim izlediğim diziyi izle.
Ne varmış benim arkası yarınımda.
Ne olacak öpüşüp sevişiyorlar. Benim dizim güzel onu izle.
Neymiş senin dizin de bakalım.
Aşkı memnu

(Şaka değil cidden

İSTANBUL OYUNCAK MÜZESİ (masal dünyası)

nabicagdas | 29 January 2010 10:17

İstanbul da bir peri masalı oyuncak müzesi:
Göztepe de şair Sunay Akın tarafından 2005 yılında kurulan oyuncak müzesi Türkiyenin ilk ve tek oyuncak müzesidir.
Sunay Akının çocukluk itibariyle hayalim dediği müzede dünyanın her bölgesinden farklı oyuncaklar bulunmaktadır.15 yılda gezdiği ülkelerdeki antikacılardan ve açık arttırmalardan aldığı oyuncaklarla müzeyi kuran sanatçı insanlara masalsı bir dünya kurmak istemiş ve bunu başarmış.Müze beş kattan oluşmaktadır ve pazartesi hariç hergün ziyaretçilere açıktır.Çocukluğumuzu hatırlamak ve o masalların içinde bir yolculuk yapmak gerçekten insana mutluluk aşılıyor oyuncakları ve geçmişi sevenler için muhteşem bir