Eski ABD başkanlarından Clinton, vereceğim linklerden birinde de okuyacağınız gibi 21.yüzyılı Türkiye’nin vereceği kararların şekillendireceğini söylemişti bir zamanlar. Şimdi o kararların verildiği günlere gelmiş durumdayız. Fakat öyle karışık bir durum var ki çık içinden çıkabilirsen.
Bir yanda yakında Türk Birleşik Devletleri’nin kurulacağını müjdeleyen yazıları okurken, bir taraftan da ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesi içinde Türkiye’yi işgal ederek parçalama planları yaptığını öğreniyoruz.
Bir yanda PKK’nın iki önemli isminin yakalandığı iddia edilirken, bir başka yazıda aslında bunun çok önceden planlanmış bir olay olduğunu ve aslında artık bu iki ismin PKK için o kadar da önemli olmadığını öğreniyoruz. Bir yandan da yakalandığı iddia edilen adamlardan birinin direniş çağrılarını okuyoruz. (Kusura bakmayın bunun linkini verip, mahkemelerle başımı belaya sokamam.)
Bir yanda bilimde başarıdan başarıya koşuyoruz. Bir yanda en ünlü koşucumuzun doping haberi ile yıkılıyoruz.
Bir habere bakıp “oh!ülkemizin geleceği çok parlak…” diye tam sevinecekken, bir başka haberi okuyup “biz bitmiş, mahvolmuşuz!..” demek geliyor içimizden.
Olumlu ve olumsuz örnekleri çoğaltmak mümkün ama insan rakı masasına oturmadan bile artık şu meşhur soruyu rahatça sorabiliyor;
– Ne olacak bu memleketin hali?!…