bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Bir Vardın, Bir Yoktun…

pelitas | 23 January 2008 22:15

Dilime kilit vuran sen olduktan sonra, kuracağım tüm cümleleri sineye çekmek benden olsun dedikçe yazmak ne garipmiş. Sevmek ne garipmiş; dört yanı savaşlarla dolu bu dünyada bir barış güvercinin kanatlarında ki parıltılarda… Her şeyde çıkar arayan insanlığın inadına sevmek seni, çıkarsızca… Geride kırık bir kalp bıraktın da, arkana bile bakmadın… O kalp ki anahtarları bir uzak diyarda. O kalp ki seni yaşamak için delirme sınırlarında. O kalp ki muhafız korumasında… Şimdi bak! Bu satırlar sana; anlasana… Sen aşka ve aşkıma inanmıyorsun! Seni çok sevdiğimi görmemezlikten geliyorsun değil mi? Kays adlı genç adam, aşkına yandığı Leyla’sı için Mecnun lakabını alıp çöllere düşmemiş mi? Ferhat, Şirin’i için olağanca gürzüyle kayaları delmemiş mi? Kerem, ermeni asıllı olmasına rağmen Aslı’sını sevmemiş mi? Peki aşk yoksa bu efsaneler ne hacet? Aşk şairleri neden kağıt kalem başında sabahlıyorlar? Neden yazılıyor aşk üzerine şarkılar, şiirler, kelimeler? Nefesler tükeniyor, yürekler sızlıyor; en hassas yerlerinden… Hala anlamıyorsun değil mi? Bari şunu hatırla! Sana hep derdim ya! Aşk, senin gözlerine bakarken uçurumlara düşmektir, yanımdayken elini tutmak isteyip kimi zaman sarılmaktır. Öperken bile utanmaktır, saflıktır. Elimden geldiğince duygularımı anlatmaktır. Aşk bir anlık değil bende ömürlüktür. “Sevdim mi adam gibi severim” sloganının gerçeğe yansımasıdır. Duyu organlarımın yavaş yavaş işlevlerini yitirmesine aldırış etmeden seni düşünüyor ve seviyor olmaktır. Sevgiye dair kaç suret varsa; suret başına sevebilmektir. Hala anlamadıysan; bırak aşk, bu işleri bırak! Sana güvenim yok artık. Sen benim, kimselere karşı besleyemediğimin duyguların; gizli öznesi olursun ancak. Bende kendi içinde, yüklemler üreten ilkokul talebesi… Seni, içimden sen bile alamazsın diyecek kadar yürekli olmaya çalışsam da gerçeklere tiryakiliğim var artık… İşte ben buna kader değil; yazık diyorum…Lanet olsun…

Ergenekon Operasyonu’nda gözden kaçan Türk-Yunan bilmecesi

ensansli | 23 January 2008 20:32

Ergenekon Operasyonu kapsamında Türk halkının yakından tanıdığı pek çok isim gözaltına alındı. Operasyon ve operasyon sonrası tüm görsel ve yazılı basında çarşaf çarşaf yer aldığı için yazmıyorum.

Ancak operasyon sırasında baskın düzenlenen bir yer ve gözaltına alınan bir kişi vardı ki, medyanın hiçbir mecrasında hak ettiği yeri bulamadı. Türk Ortodoks Patrikhanesi’nin Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol. Aslında gündemin sıkı takipçileri televizyon kanallarından Sevgi Erenerol’u tanırlar ancak dedesi Pavli Karahisarlıoğlu’nu, diğer adıyla Papa Eftim’i bilmeyebilirler.

HİÇ

Canopus | 23 January 2008 20:06

HİÇ

Son bir ağlayışı bu kadınların ve adamların,
Elleri asitli ve zehirli,
Elleri kirli ve katil,
Yakıyor heryerini değdiği günahkar hayatların.

Bizi burda vurmadılar ki, tepelere çıkardılar,
Ne farkederdi hem, gözler ekrandaki cinayete pek bir alışkınlar…
Ecdadımızı okudular,
Adımızı sanımızı, benzin döküp yaktılar, yıktılar…

Ne su dökülür artık bu yangına,
Ne de Fatiha okunur, adı unutulanlara.
Gittik, bittik, yandık.
Toprağa karışmak da olmadık,
Topraktan doğacak da olmayız.
Biz ancak, bir avuç kül olur, savrulur,
Tek bir nefeste deriz ki ‘dağıldık’.

ve yaşamdır

dasein | 23 January 2008 18:43

Ve yaşamdır.
Kesilen. Ardına saklanılan. Kesitlerinden sonrasında bir kuşak yayılan. Bir kuşak yırtılması içinde tırnak içlerinde kesilen bir yolun sahipsizliği etrafında dönen bir ipin ucu kendini çevirir ve uğrar. Ve devamı için ölür. Ne yapılması gerekirse o kadar yaşlanarak.
İçim.izindeki kahve lekelerini toplayacak bir adacık gerekecek.Resimler esrarlı bir çoğunluk olarak dağılıyor. Yeteri kadar ve sahipsizce.

içimizdeki biz

dasein | 23 January 2008 18:42

İçimizdeki çocuk ve biz.
Yaşarız. İçlerimizde çoğalırız. Kendimizden birer iç çocuk çıkarıyoruz.
Yaşamak için geçerli sebepler ve nedensizlikler kuşağı .
içimizdeki bir İZ..bizİZ.