bildirgec.org

turgut uyar hakkında tüm yazılar

Cihat Duman – ya da pişman değilim

kahramancayirli | 06 January 2011 13:40

Turgut Uyar ya da Ece Ayhan, hayatta olup, şimdilerde şiir yazıyor olsalardı tam da böyle bir şiir yazıyor olurlardı diye düşündüm Cihat Duman’ın şiirlerini okurken. Bu, öncelikle bir övgü elbette, bir kitap boyunca, tüm şiirlerde çizgiyi yüksek tutmak hiç kolay bir şey değil. Hele ki genç şairlerin ilk kitaplarında. Tabii ki şiirler öncelikle bir geçmişe, geleneğe yaslanacak. Sonra güncel mevzular, şairin sözcük oyunları, özgün dize kurguları bu geçmişten gelen binaya eklemlenecek. Duman’ın şiir isimleri de ayrıca övülmeyi hak ediyor, şiirlerindeki ironi ve özgünlük şiirlerin isimlerine de sirayet etmiş.

Zarf / Haydar Ergülen

kahramancayirli | 08 December 2010 09:36

Zarf, iki kısımdan oluşuyor: Kitabın ilk kısmı, Zarf, bildiğimiz şiir formunda ürünlerden oluşurken, Mazruf kısmında şiirden çok düzyazıya yakın duran metinler var. Zarf, Mazruf’tan kesinlikle daha iyi, daha yetkin.
Bütünlüklü, içten içe birbirine bağlı şiirlerden müteşekkil, Zarf. Ve Haydar Ergülen, karıncanın ayağına dolanacak incelikte şiirler yazıyor yine. İki Küçük Nar (s.23), kurgusu ve kendi içerisindeki bütünlüğüyle dosyanın en nitelikli şiiriyken, Kağıda Mektup (s.70), Rubai (s.71), Sözün Fiyakası (s.55) ve Bir Şehre Dönememek (s.49) gibi görece zayıf şiirler de var Zarf’ın içinde.

“Bir “okurum” olduğunu düşünmüyorum”

kahramancayirli | 15 August 2010 10:53

Bir dergide şiirinin yayımlandığını öğrenince dergiyi koşup aldığım ikinci genç şair de Onur Akyıl’dır. Ne mutlu bana ki kısa bir röportaj yapma şansını yakaladım. Lafı yine kısa kesiyorum, iyi bir genç şairle sizi tanıştırmanın mutluluğu…

-Yeni vietnam mektupların var mı, onlar ne zaman okur karşısına çıkacak?
– “Okurla buluşmak” yönümü tarifleyen bir ifade biçimi değil. Çünkü; her şeyden önce bir “okurum” olduğunu düşünmüyorum; öyle olsaydı da onla buluşmayı değil rastlaşmayı yeğlerdim. “Buluşmak” karşılıklı olarak pazarlamaya tabi olmanın / kalmanın neticesi edebiyatta. Kaldı ki buluşmak için bir de buluşma noktasına, zamanına ihtiyaç var ya, iş bu karşılıklı sözleşme kimse için iyi değil. Bir bakarsın uyumadan önce elindeyim; bir bakarsın başkası benim elimde. Okur olarak da kimseyle buluşmak istemem. Rast.

“Hayatta insanı her saniye kırabilecek kadar çok şey var”

kahramancayirli | 02 August 2010 11:58

Kapağında ismini gördüğüm şiir dergisini büyük bir heyecanla aldığım iki genç şairden biriyle röportaj yapmanın mutluluğu var üzerimde. Büyük bir gurur ve sevinçle tanışıyoruz… Karşınızda Kaan Koç

Şiirin nelerden beslenir?

Şiiri her şey besler dünyada. İstisnasız her şey. Ama temelinde coşku ve sitem vardır şiirimin. Coşku nelere mi gebedir? Öfkem ondan doğuyor benim, saldırganlığım ondan… Ya da kısacası kavgam coşkumla iç içe. Sitem deyince ise, kısa ve net, onda kırgınlıklarım var. Hayatta insanı her saniye kırabilecek kadar çok şey var. Bu açıdan zengin bir dünyada yaşıyoruz. Hele bir de sert ve bükülmeye, baş eğmeye müsait olmayanların daha çok kırıldıklarını düşünürsek… Sana değen her şeyin şiire dokunduğunu, ona dönüşmek için can attığını görebiliyorsun ister istemez. Yani benim şiirim, benim hayatımdan besleniyor. Hayat çantamda ne varsa; insanlar, sözler, dövüşler, öpüşler ya da terk edişler… Hepsi.

Harun Atak Gecel ve Didem Gülçin Erdem Perdesiz

kahramancayirli | 10 June 2010 12:23

Şairin göndermeler yaptığı, dizelerini, sözcüklerini alıntıladığı diğer şairler, esas şairin yolunu belli ediyor biraz biraz. İlhan Berk, Turgut Uyar çıkarken karşımıza Didem Gülçin Erdem’in Perdesiz’inde, Nietzsche, Rimbaud, Lautreamont, Mallarme beliriyor Harun Atak’ın Gecel’inde. Perdesiz’i dün akşam Taksim’den Ortaköy’e giderken; Gecel’i de bu sabah Ortaköy’den Taksim’e gelirken okudum. Şiirlerin ne kadar iyi olduğu ile boğmuyorum yazıyı, Perdesiz bu yıl Memet Fuat Şiir Ödülü’nü, Gecel ise Cemal Süreya Şiir Ödülü’nü kazandı. Siz de okurken iki kitabın boşuna ödüllendirilmediğini göreceksiniz, gerçekten hak ediyorlar. İki isim de şiir dergilerini takip edenlere aşina. Erdem’in Özgür Edebiyat dergisinde, Atak’ın Varlık’ta yayımlanan şiirlerini hatırlıyorum. İlk kitap olarak ikisi de gerçekten iyi şiirle donanmışlar, gelmişler.

Lütfen birbirinize kitap hediye ediniz.

kahramancayirli | 10 September 2009 13:24

bodrumlife.com.tr adresinden alınmıştır.
bodrumlife.com.tr adresinden alınmıştır.

Edebiyat Ortamı Dergisi’nin yeni (Eylül-Ekim 2009: sayı 10) sayısı çok şenlikli. 2009 Server Vakfı Edebiyat Ödülü bu yıl şiir dalında verildi, bu yarışmada ilk üçe girenlerin tüm şiirleri, mansiyon ödülü ve diğer dikkate değer bulunan genç şairlerin ise birer şiiri yayımlanmış. Genç şairlere dört soru yöneltilmiş. Ben “kendilerine üstat kabul ettikleri şairlere” dikkat çekmek istiyorum, çok önemli. Neredeyse hepsi ağız birliği etmişçesine Sezai Karakoç ismini vermişler, İlhan Berk ismi geçiyor, Turgut Uyar ve bir-iki İkinci Yeni akımının usta şairleri, sadece bir genç Birhan Keskin demiş, buradan yola çıkarak uzunca hoş bir deneme bile yazılabilir, “geleceğin ustalarının ustaları” gibisinden, çünkü biz bundan beş-on sene sonra bu gençlerin yazdıklarını okuyacağız hep. Ödül kazanan şiirlere şöyle bir göz atmanız bile yetiyor, şiirlerin nasıl da ödülü hak ettiklerini anlamanıza..

şiir notları 1

kahramancayirli | 17 October 2008 17:02

aslında önce 2008 yılının en iyi şiir kitabı hakkında bir yazı yazmayı düşündüm. sonra caydım. zira şairlerin kendileri bile doğru dürüst şiir kitabı alıp okumazken, böyle bir araştırma / soruşturmaya kalkışmak abesle iştigal olacaktı.

bu yüzden en son aldığınız şiir kitabını ve en çok sevdiğiniz, başucunuza koyduğunuz, arada bir, dönüp dönüp okuduğunuz bir şiir kitabı varsa eğer, onu öğrenmek isterim.

tabii hala bir yerlerde şiir kitapları alıp okuyanlar kaldıysa..

turgut uyar
turgut uyar

turgut uyar’ın seçilmiş şiirlerinden oluşan “göğe bakma durağı”, aldığım son şiir kitabı. 2. yeni akımının üç büyük şairinden biri sayılan turgut uyar’ın şiirleriyle hala tanışmayanlar kaldıysa iyi bir fırsat olabilir.