bildirgec.org

tezer özlü hakkında tüm yazılar

“Dünya’nın yeni bir resmini çiziyorsa bence o hikaye iyi bir hikayedir”

kahramancayirli | 31 August 2010 11:50

Önce nitelikli edebiyat dergilerinde ismini gördüğüm, ardından yayımlanan Hülya Saat isimli öykü kitabıyla gelecekte kendinden daha çok söz ettireceğini düşündüğüm bir genç yazar, Senem Dere. Sağ olsun, ricamı kırmadı, biz de bu sayede kendisini daha yakından tanıma fırsatı bulduk…

-İyi bir hikaye nasıl olmalı sizce?
-Zamanı, öncelik sonralık ilişkisini, mekanı parçalayan, eğip büken; böylece okuyucuda da devam edebilen, bulanık bir su gibi sürekli değişken görüntüleri içeren hikayeleri seviyorum. Ama buradaki bulanıklıktan bir anlaşılmaz olma çabası, bir tür sayıklama anlaşılmasın. Bana göre hikayedeki bakış ve bu bakışla oluşturulan atmosfer, hep aynı varsaydıklarımıza, gördüklerimize yeniden dönüp bakmamızı sağlıyor ve neticede Dünya’nın yeni bir resmini çiziyorsa bence o hikaye iyi bir hikayedir.

Kitaplar da olmasa.

kahramancayirli | 26 August 2009 17:10

ages.caglar.ca adresinden alınmıştır.
ages.caglar.ca adresinden alınmıştır.

Hafta sonu ile iki gün yıllık izni birleştirdim ve bilinen netice: Yine işyerindeyim. Hiç para birikmiyor, hayatımı yazarak kazanamıyorum; bir mucize olmuyor. Ne yapabilirim diye düşünüp duruyorum. Ünlü birilerine öylesine çatmak işe yarayabilir belki. Hakikaten herkesin yapabileceği, sevebileceği işler var, keşke herkes bunları yaparak hayatını sürdürebilse. Benim bu evrakların içinde ne işim var mesela? Neyse her şeyde, her şerde bir hayır vardır diyelim şimdilik, başka bir şey yapamıyorum.

okuma notları-3

kahramancayirli | 10 April 2008 20:25

benim adım kırmızı’dan gene pes ettim. 190. sayfadaydım sanırım, yok dedim olacak gibi değil. bu kez orhan pamuk’un beyaz kale’sini aldım, onunla devam edeceğim.
bu arada, ayrıntı yayınları’ndan çıkmış betty blue geldi hediye. bitirmek üzereyim, iyi edebiyat kendini belli ediyor, çok keyifli..1950lerde çekilen bir de filmi varmış, betty blue’nun.. izlemek isterim ama bulmam çok zor olacak galiba..
leyla erbil’in zihin kuşları’nı okudum ama tam olarak değil kimi yazıları seçerek. iyiydi. keşke daha çok deneme, eleştiri yazsaymış leyla erbil..bu arada yazarın şiirleri olduğunu öğrenmiş oldum, onları da bulmak gerek..
tezer özlü’nün leyla erbil’e yazdığı mektupları okudum. o kadar dokunaklı metinlerdi ki. ellerine sağlık yapı kredi yayınları ve leyla erbil’in..
masanın üstünde kara kitap bana bakıyor. ben ona. korkar oldum orhan pamuk romanlarından..

okuma notları-1

kahramancayirli | 18 March 2008 19:11

yerçekimli karanfil’i sarmadı edip cansever’in. sanırım daha çok şiire ağırlık vermeliyim. onu yarım bırakıp tezer özlü’nün eski bahçe-eski sevgi’sine başladım. kitap adı gibi iki kısımdan oluşuyor. eski bahçe kısmını okudum, fena değildi. ama eski sevgi kısmını sevmedim. eski sevgi kısmını yazar esas almanca yazmış, sonra dilimize çevrilmiş, belki de ondan..neyse, şimdi peride celal’in mektup adlı öykü kitabına başladım. umarım bunu tamamlayabileceğim..

çocukluk

asymptot | 29 January 2007 17:13

çocukluk uzaktan bakınca güzelleşen karanlık bir dünyadır. dünyaya gelmeden önce yaşanan bağımlı karanlığın devamı. son günlerde iyice artan taciz, şiddet vs haberlerine rağmen sanki bütün bunlar biz çocukken yokmuş gibi herkes çocukluğuna dönmek ister. en azından çocukluğun belirli bir kısmına.

bazıları ise çocukluğa dönmekten öte, fiziksel olarak büyürler, zamanın geçmesiyle yaş alırlar ama 3 yaşında, 4 yaşında kalırlar. çevreyle kurdukları ilişkiler, insanlarla kurdukları ilişkiler hep 4 yaş aşamasındadır, yalnızca araçlar değişmiştir, oyuncaklar yerine “iş” geçmiştir örneğin.
gerçekten 3 yaşında olan bir çocuğun içinde 3 yaşında bir çocuk olması doğal ve sevimli iken 40 yaşında birinin 37 yıldır 3 yaşında kalması rahatsız edicidir hatta bana göre tiksindiricidir. geçen yılların hepsi boşa gitmiştir.