bildirgec.org

sundance film festival hakkında tüm yazılar

Güncel Haberler

queennothing | 03 December 2009 17:49

  • Tim Burton‘un 700 parçadan oluşan inanılmaz özel, muhteşem korkunç resimleri, heykel ve özel tasarım çalışmaları, New York Modern Sanatlar Müzesi‘nde 2010 Nisan’ına kadar sergileniyor. Yolumuz New Yrok’a düşer de Beter Böcek‘le tanışmadan döner miyiz hiç?
  • Sundance Film Festivali adayları açıklandı. Listeye buradan ulaşabilirsiniz.
  • 4 – 13 Aralık 2009 tarihleri arasında Diyarbakır’da tartışılıyor: Kürt Sineması.

Another “Brick” In The Wall *

ashg | 14 November 2009 10:02

Uyarı: Bu yazı filmin sürpriz gelişmelerini açığa çıkarmaktadır. Lütfen filmi seyretmeden yazıyı okumayınız.

Yaratcılıkla ilgili basit bir önerme vardır: Tersine düşünmek yaratıcılıktır. Ama bu önerme her yerde her zaman geçerli değil. Rian Johnson’ın “Brick” inde de olduğu gibi…

“Brick”

2005 yapımı “Brick” Rian Johnson yazıp yönettiği ilk uzun metrajlı film. “Brick” Güney Kaliforniya’ da bir lisede geçen aşk, cinayet ve uyuşturucu konuları üzerine kurulmuş. Yönetmen başlıca karakterlerini Amerikan gençlik filmlerinin klişeleşmiş tiplerinden farklı bir biçimde sunuyor: Sosyopatik seks düşkünü yerine tiyatro kulübünün kraliçesi, polis şefi yerine müdür yardımcısı, dedektif niyetine gözlüklü bir “inek”, kötü adam yerine adı çıkmış bir liseli uyuşturucu satıcısı, femme fatale olarak ise her Amerikan lise filminde mutlaka bulunan ponpon kız… Joseph Gordon-Levitt, kız arkadaşının öldürülmesinin ardından gerçeğe ulaşmaya çalışan ana karakter “inek dedektif” Brendan’ ı canlandırıyor.

Yönetmen bu ilk uzun metrajlı film deneyiminde bir kara film ekseninde türler karmasına beyazperdeye aktarmaya çalışmış. Oldukça zor bir işe girişen Johnson bana göre tüm filmi eline yüzüne bulaştırmış. Bunun nedenleri arasında öne çıkan ilk özellikler filmin bir bütünlükten uzak olan yapısı ve karmaşık bir olay örgüsüne sahip olması.

Hayatkurtaran yakın planlar
Hayat kurtaran yakın planlar

Filmin iki saate yaklaşan süresine rağmen sorduğu sorulara doyurucu cevap vermediğini düşünüyorum. Ayrıca filmin inandırıcılıktan uzak olan oyuncu seçimini ve canlandırdıkları karakterleri de ekleyebiliriz. Tüm bunlara rağmen “Brick” açılış sekansında öyküsünün en dramatik sahnesini seyircinin zihninde soru işaretleri uyandıran sürükleyici bir başlangıçla açılıyor.

festivallerin beşi bir yerdesi

nonige | 13 September 2009 17:14

sinema
sinema

İnternetin omuz vermesiyle birlikte daha fazla yayılabilen 7. sanat sinema artık daha çok kişiye ulaşabilmekte. Sadece ulaşabildiği kişi sayısı artmakla kalmadı dijital dünya sayesinde internet koca bir sinema arşivine dönüştü. Artık 1950’li yıllardaki bir filme ulaşmak marifet sayılmaz. Bu sayede izleyici için vizyon tarihi diye bir sınırlama kalmadı. Bir film hangi yıla ait olursa olsun, yıl içinde nerelerde gösterilirse gösterilsin internet dünyasında mutlaka bir yeri var. Artık hiç bir film ulaşılmaz değil. Bununla beraber her yıl bu arşive eklenen film sayısını düşünecek olursak, örneğin; 2008 yılında yalnızca Amerika’da üretilen film sayısı:605’dir. Peki biz bunca kalabalık arasında sınırlı vaktimizi harcamaya değer filmleri nasıl ayırt edeceğiz? İşte tam burda festivaller devreye giriyor. Her festival kendine göre iyi olanı işaret ederek izleyicinin bu kargaşa arasında yönünü bulmasına yardımcı oluyor.
Uluslararası festivaller arasında öne çıkan festivaller :
Berlin film festivali
cannes film festivali
venedik film festivali
sundance film festivali
toronto film festivali

Not: Oscar tarafımca fazlaca popüler olduğu halde herhangi bir renge ve karaktere sahip olmadığı için listeye alınmamıştır.

Yeni bir katil doğuyor : ”Saw (Testere)”

gorcun | 27 May 2009 15:19

Saw
Saw

2004 yılında ortaya çıkan bir film, gerilim-korku sinemasına yeni bir soluk getirdi. Asya kökenli Avustralyalı yönetmen James Wan’ ın yönettiği ve yine James Wan-Leigh Whannell ikilisinin senaryosunu yazdığı Saw (Testere) filmi ilk olarak Sundance Film Festivali’ nde gösterime sunuldu.
Aynı sene içinde sinemalara gelen film başından sonuna kadar süren gerilimli atmosferi, merak uyandırıcı gelişmeleri ve süpriz finaliyle gerilim severlerin tatmin olmasını sağlıyordu. Saw (Testere), iki yabancının karanlık, eski, kirli banyo tarzı büyük bir odada uyanmalarıyla başlar.
Hareket etmeye çalıştıklarında farkederlerki ikiside ayak bileklerinden zincirlerle bağlanmışlardır. Ve ortada kanlar içinde kafasından vurulmuş bir elinde tabanca bir elinde kasetçalar olan bir adam vardır. Bu hale nasıl geldiklerini ve kurtulmanın yollarını ararken kaset bulurlar.

Saw
Saw

Ortadaki adamdan kasetçaları alıp kaseti dinlediklerinde onları alıkoyanın kendi kurallarına uymaları halinde kurtulacaklarını söyleyen psikopat bir katilin olduğunu anlarlar.

Amerika’da bağımsız sinemanın kalesi: Sundance

ekimdusu | 21 January 2009 12:11

Sundance'ın akıllara kazınmış portresi
Sundance’ın akıllara kazınmış portresi

Herkes bilir sinema yedinci sanattır. Yani bir yerde sanatların sanatıdır. Onun bu karşıkonulmazlığı ve gücü, farklı açılardan, değişik biçimlerde dile getirilmiştir. Ancak günümüzde sinemada Amerika hakimiyetine kalmış koca bir dünya ve Hollywood hakimiyetine kalmış Amerika söz konusu. Tabii bağımsız sinemacılar hariç.

Bağımsız sinemada, yüksek bütçeli gişe filmleri, yıldızlaştırılmış isimler, stüdyolar yok. Sinemanın bağımsız yüzü daha çok farklılıkları ortaya koyan, kimi zaman yüksek sesle söylenmesi insanı rahatsız edecek cümleleri bağırandır. İşte bu yüzden bağımsız sinemayı en çok Amerika gibi bir ülkede yapmak zordur. Tabii Sundance Film festivali hariç.