Özgürlük, ilk canlı dünyaya geldiğinden beri “nefes” alan her karmaşık organizmanın aradığı hissiyattır.

Hikayemiz insanlarla ilgili olduğu için ve olmayan –ve umarız olmayacak olan- bir gelecekte geçtiği için bazılarına fantastik bir kurgu olarak gelebilir. Ama gerçekte insanların kendilerine sormaları gereken ahlaki soruları ve sorunları içeren bir hayal gücü yansıması olarak görülmelidir.

İnsanların doğduklarından itibaren boğazlarına takılan ve ölene kadar boyunlarında kalması gerekli ve zorunlu olan, nefesinizi geriye doğru sayan “soluk sayaçları” düşünün. Herkesin doğduğu andan itibaren eşit sayıda soluğa sahip olduğunu düşünün. En azından herkes bir konuda da olsa eşit olmuş olacak, ne dersiniz?