bildirgec.org

siyaset hakkında tüm yazılar

Üniversitelerde kravat’a özgürlük

elektron | 07 February 2008 08:56

Kravat’a ilişkin tartışmaların yaşandığı şu dönemler halkımız için zor ve sabır gerektiren bir merhaledir. Yıllarca bize kamusal alanda kravat taktırmayan Qenan KOZMOS darbesinin ardından üniversitelerde ve kamusal alanda kravat takmak isteyenler hak ve özgürlüklerini yavaş yavaş elde etmeye başlıyor.

İlk başlarda bu sevindirici haber’e Qenan KOZMOS, Deniz KALGELDİBAY ve benzeri gericiler tarafından müthiş bir muhalefet oluşturuldu. İlk açıklamaları Deniz bey şöyle yaptı ;

“Bir parça bez için nedir bu kargaşa. Kravat Türk kültüründe yoktur. Hırvatlar boyunlarına bez kurdeleler takıyordu. Sonra Fransızlarla bir yakınlaşmıştık o yüzden oldu böyle. Olay bundan ibarettir. Halkımız için en iyisini biz söyleriz. Çekeceksin çizgili gaffur gömleğini filinta gibi delikanlı olacan. Sözümüzden dışarı çıkmaycan. Bu yapılanlar anayasaya ve layıklığa aykırı şeyler.”

türban, üniversite,..

be_goodie | 01 February 2008 09:34

türban ve universitede turban olayını ısrarla; inanç açısından görmeye, göstermeye, anlamaya, anlatmaya, çalıştığınız sürece,. inananlar, inanmayanlar, görenler, görmeyenler, anlayanlar yada anlamayanların olması kaçınılmazdır…

konu tamamen her kim oluyorsa olsun, inansın, inanmasın, görsün, görmesin, anlasın veya anlamasın ayrımı yapılmadan eğitim öğrenim hakkı kazanmış gençlerin bir arada sorunsuz ve güvenli bir ortamda bu hizmeti alabilmesi ile ilgilidir.

çok kullanılan söylemlerden biri; – aah şimdi hatırlıyorum da o universite yıllarımı.. ne kadar da bütün dünyayı karşımıza alacak kadar güçlü hiissediyorduk, sanki hiçbir engel önümüzde duramazdı,.. evet gençlik çağı çoğumuz için de buna benzer şekilde yaşanmışlıklarla doludur. içlerinde böylesi bir enerjiye sahip olarak, hangi inanışı hangi fikri kendi hür iradesi ile örtüştürürse örtüştürmüş olsunlar ayrım yapmadan, bir arada sorunsuz ve güvenli bir eğitim alabilmeleri için belirli hatta belki kimilerince pedagojik bir düşünce biçimi ve anlayışıyla hareket edilmesi gerekmektedir. zaten her türlü, her düşünceden, her inanıştan bireylerden meydana gelen o kadar büyük bir kalabaığın bir arada bulunmasıyla, korunabilmesi gittikçe zorlaşan huzur ortamında böylesi bir (ister dini densin ister siyasi densin farketmez) simgeye izin verilmesi yanlıştır.

orhan pamuk kar

kahramancayirli | 28 January 2008 14:40

şu ana kadar orhan pamukun tüm kitaplarını herkese önerir, överdim vs. ama “kar”da resmen bunaldım. belki de “siyaset” ve “din” odaklı bir roman olmasındandır. önerim yazarın diğer kitaplarını okumanız: cevdet bey ve oğulları, sessiz ev, yeni hayat, kara kitap…

democracy2 – siyasetçileri eleştirenlere hodri meydan

Alpharabius | 01 January 2008 19:40

democracy2
democracy2

Ülkeyi şu an iktidarda olanlardan daha iyi yönetebileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Aptalca kararlar alıp kendileri için çalışıp duran politikacılardan bıktınız mı? Toplumun büyük çoğunluğunu siyasetiniz ile memnun bırakıp tekrar seçilebileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Hemen söylemeliyim ki bu o kadar da kolay değil!

Sitesindeki yazıda bu cümlelerle çok “gaz” bir giriş yapan democracy 2, bir siyaset simülasyon’u oyunu. Geliştiricisi ise simülasyon oyunları geliştiren ingiltere’li positech games.

sirayet muhalefet

mengu yincge | 15 December 2007 23:54

“Türban ve/ya başörtüsü yüzümü dine çevirdiğimin göstergesi midir?”Buyurun. Küçük hanım, şimdinin üç otuzunda değil de,kır eşek yaşını, velhasılı otuzunu devireli beri onda bir asır daha geçirmiş dünkü liseli kız, komşu kızı sordu bu nadide soruyu. Hem de başı açık. Alnında da yok perçemi.Devam etti. Dinleyelim.
Beni kim temsil eder ve kim temsil edebilir? Sembollere bu (temsili) işleyişte ne kadar yer verilir ve yer verilmelidir?
Yine ve hala ve tekrar “evim” dediğim yerde arkadaş ve aile üyeleriyle mahalleden başlayıp ülke ve dünya siyaset sahnesinde yaşananlara dair ver yansın dem vuran “sevgili” kalabalığın ortasında görünmez çoğunluğun azınlık sesi olarak buldum kendimi.
Buldum dediysem boşa kayıplar oldu zannedilmesin yanlış anlaşılmasın. Hoş bu memleket de, dünya da ben de epey olduk olalı.
Yakın bildiklerime şunu ifade ettim anlatayım. İsim vermek gerekir: Süleyman beyin eşi Nazmiye Demirel hanım, Turgut beyin eşi Semra Özal hanımdan daha az temsil etmiyor beni Abdullah beyin eşi Hayrünisa Gül hanım. Onlardan daha fazla da rahatsız etmiyor. Hatta hiç rahatsız etmiyor.
Beni temsil eden ve etmesi gereken kişinin illa bir kadın olması ve başının örtülü ya da açık olması değil iyice düşünülüp, tartıp tartışılıp sapasağlam ortaya konması gereken.
Beni temsil eden tek su damlası kadar anlaşılır bir sembol var ve var olması gereken, iyi bildiğim, bilinesi: Bayrağım!