Yıl 1975. Babam fabrikada işçi olarak çalışıyor. Evimiz şehirlerarası yol üzerinde ve yola 30 metre mesafede, iki katlı evin bodruma benzer alt katı idi. Üst katta ev sahibi oturuyordu. Televizyon seyretmek için ev sahibine çıkardım üç yaşında bir çocuğu geri çevirmezlerdi her gün gitsem gelme demezlerdi. İyi insanlardı.
Evimizin girişi yüksekçe bir basamak gibiydi ve ben eve girerken önce oturur sonra içeri girerdim çıkarken de ellerimle destek alıp öyle çıkardım. Girişe göre sağ tarafta demirden yapılmış, üzerinde kalın sünger ve duvara dayanmış hasır yastıkları olan sedirimiz vardı ve yüksekliği boyumu alıyordu. Salon gibi kullanılan girişin tam karşısına annem eğreti duran ve sehpaya benzeyen ağaçtan yapılma bir masa koydu ve etrafını güzelce düzenledi. Salonda sedirden başka bir şey yoktu ortada incecik bir halı kenarlarda yine duvara dayanmış hasır yastıkların önünde konmuş oturmalık minderler vardı bazen bu minderleri bir araya getirip üzerinde takla atıp, yuvarlanarak oynardım.