Zar olasılıkları
Hemen herkes şans kelimesini kullanır günlük yaşamda. Çok şanslı olmak isteyen bir hayli fazla insan var dünyada. Hatta adına oyun bile oynanıyor her ne kadar şansla oyun oynamak bazı tehlikeler barındırsada. Kısacası hiç vazgeçemiyoruz ya çıkarsa demekten.Şimdi durun;
Şansı unutun ve düşünün ki destedeki iskambil kağıtlarından kupa,karo,maça veya sinek as’ının size gelmesi belli sayısal değerlere bağlı olsun. Yani her şey belli sadece biraz düşünmek gerek. O aslar destede ise size 1/13 ihtimalle birisi gelecek demektir. 52 kağıt olduğuna göre en fazla 49. kağıdınız bir as olacaktır. [Elinizde biraz tutarsanız papaz düşebilir 🙂 ] Erken gelmesi durumunda ise heyecanlanmayın 2. as yolda demektir…Şans aslında tarih öncesi döneme kadar dayanan bir kelimedir. Olayların olma ihtimaline sayısal hesapla (cebir) ile uğraşanlar olasılık diğerleri ise biraz üşengeçlik yaparak şans derler. Olasılık hesabı adına yakışır bir şekilde ilk olarak şans ve kumar oyunlarında canlandırıldı. 16. ve 17. asırlarda, şans oyunları özellikle zengin şahıslar arasında yaygındı. Haliyle olasılık gerektiren pek çok sorular zamanın çok iyi bilinen matematikçilerinden Cardano,Pascal,Fermat,Leibnitz ve Bernoulli’ye mektupla sorulurdu.(Poker esnasında Fermat’a mektup yazıp rakibin elinin benimkinden iyi olup olmadığını sormak pek kullanışlı gibi gözükmüyor 🙂 )Bu oyunlar para atmayı, kart çekmeyi, zar atışını ve çoğu kez karışık kural gruplarını içine alırdı. Kumarcılar kazanmalarını en yüksek düzeye çıkarmak için gereksindikleri en iyi stratejiyi kullanmayı arzu ettiler. Bu öncü problemlere ve çözümlerine,uygulama bakımından hala ilgi duyulmaktadır.
Şimdide biraz gelişim sürecinden bahsedelim;
Olasılık kuramına katkısı bulunanlar arasında Stirling, Bayes, Daniel, Bernoulli, Simpson, D’Alembert, Lagrange, Buffon ve Condorcet’i sayabiliriz. Her ne kadar istatistik denilen hadise olasılığın doğal büyümesi ise de onun geliştirilmesi ilk olasılıkçılar tarafından görmezlikten gelindi. İstatistik 19. asrın sonlarına kadar kandi dogrultusunda bir disiplin olarak düşünüldü. İstatistiğin ilk olarak geliştirilmesinde en şöhretli bilim adamları Karl Pearson ve R.A. Fisher olmuşlardır. İstatistiğin gelişimi için öncülerin çoğu matematikten başka biyoloji ve ziraat gibi alanlardan gelmişlerdir. Matematiksel istatistik denilen istatistik kuramının büyümesi, uygulamalı istatistikte kullanılan teknik ve araçların gelişimine paraleldi. Gerçekten bazı teknikler matematikçi olmayanlarca geliştirildi. İlk olarak sezgiye dayanarak kullanıldı ve sonraları onların kullandığı yöntemlerin doğruluğu kuramda saptandı.