bildirgec.org

rousseau hakkında tüm yazılar

J. J. ROUSSEAU (Serseri Filozof)

teacher07 | 13 October 2009 10:50

18. yüzyılın önemli düşünürü J.J. Rousseau‘nun babası İsaac Rousseau’nun, 1705-1711 arası İstanbul’da yaşadığı bilinir. Adam, saat tamirciliği yapan serseri ruhlu biridir. J.J. Rousseau, Cenevre’de doğar. Bir kavgaya karışan babası, cezadan kurtulmak için şehirden kaçar ve bir daha da oğlunu aramaz.

Rousseau, amcası tarafından bir papazın yanına yerleştirilir. Papaz tarafından kırbaçla dövülen Rousseau tekrar amcasının yanına döner. En sık yaptığı şey kırlarda aylak aylak gezmektir. Bu sefer bir zabıt katibinin yanına yerleştirilir, o da olmaz bir oymacının yanına verilir. Zabıt katibi onu eşeklikle, oymacı hırsızlıkla suçlar, döverler.

Rousseau bu defa bir rahip tarafından, Madam Worens adlı bir kadının yanına yerleştirilir. Kadın ahlaki açıdan kuşkulu biridir. Ona iyi davranır, “küçük” diye hitap eder, o da kadına “anne” der. Bir süre sonra kadının ona metreslik yaptığı anlaşılır. Kadın ona kadastro dairesinde bir iş bulmuşsa da Rousseau işi terk eder. Yayan yapıldak gezmelere ve serseriliklere başlar. Zamanla müzikşinas olur. Bu, besteci kimliğinin temelini oluşturacaktır. Bu arada üç yılını geçirdiği madam ile arası açılır. Bir yandan da felsefe, tarih, şiir ve teolojiye ait eserler okumaktadır. Nihayet 1735’ten sonra ciddi insanlarla ve bilgelerle ilgilenmeye başlar.

YABANCILAŞMA

Thing | 20 June 2008 10:11

Her gün gelişen ve gelişimi durdurulması imkansız hale gelen teknoloji toplum yaşamında çok özgün bir olay meydana getirdi. YABANCILAŞMA ilk olarak 18. yüzyılda JEAN JACQUES ROUSSEAU tarafından politik bir içerikle daha sonraki yüzyılda HEGEL ve MARX ile felsefi boyuta taşınmıştır.

HEGEL
HEGEL
MARX
MARX

Rousseau, kalvinci cenevre cumhuriyetin’de gördüklerinden, bir halkın milletvekilleri ile temsil edilince kendi yaşayışına yabancılaş-tığıhalk olmaktan çıktığı sonucuna varmıştı.

HEGEL yabancılaş-ma kavramını dialektiğin bir öğesi olaraktan öngörmüştü. Bu dialektiğin hareket noktası tin veya ide’dir. Tin ya da ide, asıl varlıktır ve mutlak özgürlüktür. Ancak her ikisi de realiteden yoksundur. Tin realite kazanmak için kendi dışına çıkar ve kendini dışlaştırır. Ve kendini dışlaştırmasıyla doğa varlığı meydana gelir.

lost ve genetik kopya teorisi

aftermath | 25 September 2005 19:27

süper dizi lost‘un ikinci sezonu amerika’da duble porsiyon bölüm ile başladı, biliyorsunuz. birinci sezon lost‘u izleyenlere ağzımdan bir şeyler kaçırmadan anlatacaklarım var..

dizide geçen esrarengizlikler hakkında milyonlarca teori var. bunlardan bazıları "fransız kadın" ile ilgili.. karakterin adı roussau, biliyorsunuz. bu isim ya 18. yüzyıl filozofu russo‘dan (diğer bir esrarengiz karakter olan locke da ismini bir 17. yy filozofundan alıyor) ya da 1988 yılında "genetik ayna (kopya) teorisini" ortaya atan matematikçi marseille roussau’dan geliyor olabilir, diyorlar.