bildirgec.org

ÖSYM tarafından yapılan “LES sınavından son iki yılda 50 almış bulunanlar yönetmelik gereği başarılı sayılıyordu. Acaba her hükümetin para makinası olarak gördüğü öğrenciler arasına LES yani ALES öğrencileride mi girdi?
Kesinlikle öyle bence. Benim şöyle bir düşüncem var: Acaba bunar LES’i ALES yaparak geçen sene kazanılan hakları geri mi almayı düşünüyorlar? Yani LES’i kazananlar tekrar para yatırarak ( ne rant ama ) ALES sınavına mı girecek? Nerede kazanılmış haklar? Yazık ülkemize, yazık güzel insanlarımıza…… Aynı yıllar önce farklı branşlardan arkadaşlara sınıf öğretmenliği sertifikası vererek umut tacirliği yaptılar! Şimdi arkadaşların yarısı tayşn ekliyor 2000 yılından beri… Kimisi pazarda çalışıyor kimisi hala iş aramakta…YAZIK Kİ NE YAZIK!

Siyasi partiler birleşmeli mi? Sorulması gereken sorulardan biri, belki de en önemlisi bu. Aslında sorulması gereken daha önemli bir soru var. Partiler neden birleşir?
İsterseniz önce bu soruya cevap arayalım. Efendim denilen o ki: partiler barajı aşmak için birleşir. Tamam da adama sormazlar mı; madem tek olarak barajı geçemeyeceksin, neden partileşiyorsun? Bu sorunun karşısındaki cevabı da sanırım hepimiz biliyoruz.
Siyasi partilerin oy kaygısının ayyuka çıkma zamanı nedense hep seçim dönemlerine denk geliyor. Diğer zamanlarda vatandaşa ve isteklerine pek sıcak bakmayan siyasi partiler; seçim zamanlarında ‘Müşteri velinimetimizdir.’ sloganından hareketle, seçmenin isteklerini göz önüne alarak birleşirler.(Seçimi kazandıktan sonra bölünürler ama konumuz o değil.) Bunun adına istediğniz şeyi diyebilirsiniz, karar tamamen size ait.
Şimdi, sormamız gereken şu aslında. Hem sağda, hem de solda neden birleşmeler oluyor? Kaygı duyulması gereken nedir ki; bu birleşmelerin yapılması için elden gelen herşey alelacele yapıldı. bu siyasi parti birleşmeleri bu kadar önemli mi? Birleşmezlerse kıyamet mi kopacak, ya da rant gelirlerini başkaları mı kapacak.
Sonuç olarak ülkemizde adet olduğu üzere, seçim öncesi siyasi parti birleşmeleri dönemi başlamış bulunmaktadır. Memleketimize hayırlı, uğurlu olsun efendim

Hamit’e 1,7 Milyon avro veriliyormuş
Enflasyon tek haneli olmuş,
işsizlik azalmış,
milli gelir artmış,
turizm de güzel gidiyormuş,
akaryakıt fiyatlarında indirim bile yapılmış,
ihracat zaten artmış,
yabancı sermaye hala akın ediyormuş,
işler çok iyiye gidiyormuş,
ama benim canım acıyormuş
burada
kısaca
kimin umurunda

Uğur Dündar’ın kuş gribi ile ilgili haberlerin basında kesilmesinden sonra ücret almaksızın oynadığı reklâm filmini bilmeyenimiz yoktur. İlk bakışta her şey göze normal geliyor aslında. Ülkemizde göç yolları sayesinde ulaşan bir virüs yarattığı etki ve medyanın yaygarası. Fakat burada bir kasıt olmadığına ben inanmıyorum. Şöyle ki, kuş gribi vakasından en çok etkilenen sektör kuşkusuz kanatlı hayvan yetiştiren firmalar kısaca tavukçular. Bu firmalardan biri olan ve hatta en çok tanınanlarından biri olan Banvit bu dönemde hisselerinin büyük bir kısmını Doğan Gurubuna devrediyor. Ve akabinde medyanın durulması ve Uğur Dündar’ın sözde ücret almaksızın ve kamu yararı için gelen reklamı. TV’ler radyolar gazeteler tavuğu kömür haline getirmeden yemeyin derken bir hafta sonra Uğur Dündar doğru söylüyor gönül rahtlığı ile yiyebilirsiniz demeye başladı, acaba neden? Ve son olarak ta Uğur Dündar’ın Ayşe Özgün’e sataşması tavuktan yalnız ben anlarım sana ne oluyor şeklindeki çıkışı. Yazımı Uğur Dündar’ın Ayşe Özgün’e konu ile ilgili olarak söylediği sözlerle bitirmek istiyorum “Toplum gerçek sanayici kim, felaketten rant sağlamaya çalışanlar kim, görmüş oluyor” yorum sizin.